13 Aralık 2009 Pazar

İptal Edilerek Harcanmış 10 Dizi

Bu yazıda bahsedeceğim diziler, yayınlandıkları kanal tarafından uyduruk bir nedenden iptal edilene kadar, hızla birer cevher olmaya gidiyorlardı... Uzatmaları oynayan diziler cephesi ise dolup taşıyor; Ghost Whisperer ve Smallville örneğin, biri 5., diğeri 9. sezonunda. Charmed denen kıytırık cadı dizisi ise tam 8 sezon çekildi. Bu aptal dizilere seyirci ve para -ki hepsinin bütçesi birbirinden yüksek olmalı çünkü büyülü, hayaletli, bol efektli diziler- bulunuyor da, Firefly'a örneğin, 1 sezon bile şans verilmiyor. Tek bir sebebi olabilir bunun: seyirci salak. Salak olduğu için de Charmed ya da Ghost Whisperer gibi senaryo yoksunu bol efekt ve göğüs+bacakla dolu dizileri ağzı bir karış açık izlerken, Veronica Mars'a yetişemiyor, ne yapsın, kafası basmıyor... O kadar ayrıntı, karışık olaylar, hızla akan ve içindeki her cümlenin bir başka anlama sahip olduğu diyaloglar, özenle oluşturulmuş bir kurgu, allah aşkınıza nasıl yetişebilir ki zavallı izleyici bunların tümüne birden aynı anda?!

Böyle deyip bırakmak çok rahatlatıcı olurdu, ama yapamıyorum, çünkü bazı diziler için geçerli olsa da bu, çoğu için değil... Eğer seyircinin kafası House'a basıyorsa V. Mars'a da basmalı, eh, House'ın reytingleri ortada, demek şu dünyada IQ'su bir hipopotamınkinden yüksek olan insanlar da televizyon izliyor. Öyleyse bu dizilere ne oldu? Ne? Örneğin Angel tam da reytinglerinin en yüksek olduğu sezonundayken niçin iptal edildi? Üstelik bir Freaks and Geeks'ten farklı olarak mainstream bir dizi sayılmaz mıydı? Bilmiyorum. Kanalların başındaki adamların aptallığına verebiliyorum sadece, başka sebep bulamıyorum. Önemli olan tek şey şu: bu diziler ilk ya da ikinci sezonlarında iptal edilmek yerine rahat bırakılmış olmalıydılar. Buyrun listeye geçelim.

1. Firefly

2002 yılında yayınlandı, 1 sezon (14 bölüm) çekildi. Bilim kurgu dizisiydi. Birinci sınıf bilim kurgu hem de. İçine bir tutam fiyakalı Western öğesi ve Joss Whedon'ın trademark'ı olmuş "Whedon mizahı" katılmış bir bilim kurgu. Fox, televizyon dizileri içinde tarih yazabilecek bu dizinin bölümlerini alıp, sıralarını karman çorman ederek yayınladı. İlk çekilen, ilk sırada gösterilmesi gereken pilotu 10. bölüm olarak mesela, 6. bölüm olması gereken bölümü de ilk olarak. Neden, hiçbir fikrim yok. Fox'un yayın politikasına akıl sır erdiremiyorum (bu yazıda Fox'a bol bol verip veriştireceğim, en başından belirteyim). Sonra da daha sezon tamamlanmadan yayından kaldırdı bu diziyi. Fakat DVD satışları o kadar iyi gitti ki, Whedon DVD'lerden kazandığı parayla Firefly'ı toparlayan bir film çekti: Serenity. Filmin olağanüstü olduğunu söylememe gerek var mı? Firefly için muhteşem bir devam filmi olarak bakılabileceği gibi, Firefly'dan tamamen bağımsız da izlenebilecek bir bilim kurgu Serenity.


2. Veronica Mars

2004-2007 yılları arasında yayınlandı, 3 sezon (64 bölüm) çekildi. Macera/Gizem dizisiydi -varsa böyle bir tür tabii :)-. Kristin Bell, 3 sezon boyunca olağanüstü zeki ve hazırcevap dedektif Veronica Mars'ı canlandırdı. İlk iki sezonu inanılmazdı bu dizinin, sanki yazarlar daha ilk bölümü dahi yazmadan oturup bütün sezonun planını yapmış gibiydiler, öylesine ustalıkla yerleştirilmişti her ayrıntı. V. Mars her bölüm ayrı bir case'i çözüyordu, ama aslında sezona yayılmış büyük bir olay da vardı ve bölüm bölüm de onunla ilgili gelişmeler olurdu.

Veronica Mars hızlı tempolu, çok karakterli ve kurgusu çok sağlam bir diziydi; arada sırada tek bir bölümü izleyip büyük keyif alabilirdiniz her bölüm standalone sayılabileceği için, ama eğer sezonun "big case"ini adam gibi takip edeceksiniz hiçbir bölümü kaçırmadan ve büyük bir dikkatle izlemeniz gerekiyordu. Son sezonu ilk iki sezonu kadar başarılı değildi ama yine de standartların çok üstündeydi, ve eğer iptal edilmeseydi, yazarların 4. sezon için çok enterasan fikirleri vardı -hatta bir bölüm çekildi bile deneme olarak, üstelik sadık V. Mars izleyicileri İnternet kampanyası bile yaptılar ama CW nuh dedi peygamber demedi.

3. Terminator: Sarah Connor Chronicles

2008-2009 arasında yayınlandı, 2 sezon (31 bölüm) çekildi. Bilim kurgu dizisiydi. Gene bir Fox dizisiydi üstelik. Nedir kardeşim sizin derdiniz? TERMİNATÖR'ün TV dizisinden bahsediyoruz burada, nasıl kaldırırsınız yayından, hem de dizi 2. sezonunda acayip iyi giderken, hem de başrolde Summer Glau varken?! Firefly'ın River'ı, 4400'ün Tess'i ve Dollhouse'un Bennett'i Summer Glau evet! Garbage'ın solisti Shirley Manson da o muhteşem saçları ve o muhteşem aksanıyla kilit rollerden birindeydi bu dizide ayrıca. Sarah Connor'ın iptaliyle ilgili yazacak şey dahi bulamıyorum, o kadar abes geliyor. Ayıp. Çok ayıp.

4. Angel

1999-2004 yılları arasında yayınlandı, 5 sezon (110 bölüm) çekildi. Fantastik/Aksiyon dizisiydi. Buffy'nin spin-off'u olarak başladı ama 2. sezonda bağımsız bir dizi haline gelmişti bile, neredeyse Buffy'ninki kadar geniş bir hayran kitlesi edinmişti kendine, üstelik her sezonu bir öncekinden daha iyiydi. 5. sezonda reytingleri tavan yapmıştı, James Marsters kültleşmiş Spike rolüyle Angel kadrosuna katılmıştı, dizi çok daha karanlık ve ilginç bir yöne gitmeye başlamıştı... ve iptal edildi. Bir Fox dizisi olduğunu söylemiş miydim?

5. Freaks and Geeks

1999-2000 yılları arasında yayınlandı, 1 sezon (18 bölüm) çekildi. Gençlik dizisiydi. Evet gençlik dizisi, ama gerçek bir gençlik dizisi. Yani Beverly Hills 90210, Dawson's Creek ya da The O.C. saçmalıklarına hiç mi hiç benzemiyor. Neler yok Freaks and Geeks'te? Aslında 30 yaşında olup da 15 diye yutturulmaya çalışan oyuncular, hepsi birbirinden güzel altın kızlarla birbirinden yakışıklı futbolcu çocuklar, herkesin birbiriyle yattığı arkadaş grupları, tırnağım kadar inandırıcı olamayan ilişkiler, son derece iğreti, zorlama, yapay duran diyaloglar... Peki neler var? Adı üstünde, freak'ler ve geek'ler :) Güzel olmayan ama hiç mi hiç çirkin de olmayan, sizin gittiğiniz liseden fırlamış gibi duran bir kız ve içine girmeye heves ettiği, freak'lerden oluşan grup: dersleri asmaktan ve kızarkadaşıyla kavga etmekten başka şey yapmayan asi görünüşlü karizmatik çocuk, ot içmekten başka bir şey yapmayan arkadaş canlısı görünümlü romantik çocuk, pek konuşmayan, konuştuğunda da ağzından sadece alaycı bir yorum çıkan enigmatik çocuk ve ilk bakışta soğuk, bencil ve acımasız görünen, ama aslında ev hayatı bir cehennem olan ve sorunlarla boğuşup da özünde (!) iyi olan aykırı kız. Başroldeki freak olmaya özenen kızımızın kardeşi ve onun arkadaşları da dizinin geek kotasını doldurmakta. Daha ortaokulda, utangaç, bilim kurgu ve d&d hayranı, sosyal açıdan bir enkaz olan, okulda kabadayıların saldırısına maruz kalan bu kardeşin kendisine çok benzer iki de arkadaşı var. Bir de bu iki kardeşin ana babası var ki, televizyon dizi tarihindeki en eğlenceli anne-babalardan biri olmaya adaylar bence.

40 Year Old Virgin ve Knocked Up'ı yapan adamlar yapmış bu diziyi. 1999'da çekildiği halde 1980'lerde geçiyor olması da bir başka güzellik, dönemin müzikleri mest ediyor sizi izlerken. James Franco ve Jason Segel de var üstelik :) Ama tabii aptal Amerikan seyircisine fazla gelmiş bu dizi, o asla yaşayamayacağı (aslında var da olmayan) lise hayatını izlemek ister gençlik dizisinde. Sonuç olarak tek sezonu bile tamamlayamadan kaldırılmış Freaks and Geeks.

6. Tru Calling

2003-2005 arasında yayınlandı, 2 sezon (26 bölüm) sürdü. Fantastik/Macera dizisiydi. Kahramanımız Tru Davies isimli bir tıp öğrencisiydi (ya da taze mezundu), geceleri morgda çalışıyor, ölülerle içli dışlı oluyordu. Bir de zamanda 24 saat geriye giderek, bir önceki gün -ya da aynı gün :)- çalıştığı morga düşmüş bazı ölüleri kurtarmak gibi bir yeteneği vardı. Tabii bunu bilinçli yapmıyordu; her gün geriye gidemediği gibi, her ölüyü de kurtaramıyordu. Tekrar yaşanan ve çoğunlukla baştan aşağı değişen günleri izlemek çok eğlenceliydi. İlk sezonda her bölümde aynı formül üzerinden gidiliyormuş ve bir noktadan sonra sıkmaya başlamış gibi görünse de, 2. sezonda dizi çok daha ilginç bir hal almıştı. Beverly Hills 90210'un her daim yardıma hazır, altın kalpli çocuğu Brandon'ını canlandıran Jason Priestley kadroya dahil olmuş, üstelik son derece şeytani (!) ve ilginç bir karakteri oynamaya başlamış, ayrıca hikayeye gizemli aile bireyleri ve karanlık geçmişler gibi kurguyu zenginleştirici öğeler eklenmiş, üstelik farklı formüllerin denendiği (örneğin aynı günü sadece bir kez daha yaşamak yerine kurtarılması gereken kişiyi kurtarıncaya dek tekrar tekrar yaşamak) bölümler de çekilmeye başlanmıştı. Ama ne oldu? Bildiniz. Fox oldu.

7. My So-Called Life

1994-1995 yılları arasında yayınlandı, 1 sezon (19 bölüm) çekildi. Gençlik dizisiydi. Aynı Freaks and Geeks gibi, bu alanda son derece gerçekçiydi. Alkolizm, çocuk tacizi, homofobi, evsizlik, şiddet, sansür, seks, uyuşturucu kullanımı... Bu konuların tümünü kısacık ilk sezonunda ele aldı, hem de reyting manyağı olan Dawson's Creek ya da The O.C.'nin kusulası yapmacık tarzlarından çok uzak bir şekilde yaptı bunu. Bir İngiliz gençlik dizisi var Skins diye; My So-Called Life hafif onu anımstatır bana. Son dakika mucizeleri ve basit çözümler sunmak yerine gerçek yaşamı anlatır.

My So-Called Life'ın başrolünde Claire Danes oynuyordu, evet evet, bildiğimiz Claire Danes, hem de kırmızı saçlarla! Ayrıca Tom Irwin ve Jared Leto da cabası; evet evet, bildiğimiz Jared Leto! E daha ne denir ki. Fox'ta da değilmiş bu dizi, o zaman dizinin iptalinde kanalın psikopatlığı ve spastikliği değilse söz konusu olan, düşük reytinglerle karşı karşıyayız demektir. Ne bekliyorduk, Amerikan izleyicisi hiç yaşayamadığı lise hayatını görmek, birbirinden güzel/yakışıklı ve popüler kızlar/erkeklerle kendini özdeşleştirmek, onun her hafta değişen sevgililerine ve onlarla olan sahicilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan ama pek "cool" diyaloglarına iç geçirmek, okulun diğer zavallılarının (sıradan öğrencilerinin) hayran olduğu şık arkadaş grubuyla neşeden neşeye koşmak ve kahramanımızın en büyük sorunu (kişilik çatışması, varoluş problemi, imgelemsel izdüşümler!) ertesi gün giyeceği giysiyi dört katlı evinde bulamamak olduğunda da kederlenmek istiyor.

8. Dollhouse

2009 Şubatta başladı, 2010 Ocakta son bölümü yayınlanacak. Dizi bittiğinde 2 sezon (26 bölüm) sürmüş olacak. Bilim kurgu türündeki Dollhouse, bu listedeki Angel ve Firefly gibi Joss Whedon'ın dizisi. İşin garibi Firefly'ın akibetinden sonra Fox ile çalışmamaya yemin etmiş Whedon, televizyondan birkaç yıl uzak kaldıktan sonra gene gelip Fox'la anlaşıyor. Yani network mü daha çok suçlu, Whedon mı bilemiyorum. Bildiğim şu ki Dollhouse, Fox'un anlayanın alim olacağı yayın anlayışının kurbanlarından sadece biri.

Dollhouse'un konusu kısaca şöyle: Echo, yasadışı yeraltı örgütü Dollhouse’un ajanlarından biridir. Dollhouse, gönüllü olarak bu oranizasyona katılan insanların kişiliklerini silip, onlara her görevde yeni kimlikler yükleyerek, ajanları (ya da doll'ları yani bebekleri) fahişelikten tetikçiliğe, FBI ajanlığından ev kadınlığına çok çeşitli gizli görevlere gönderen bir örgüttür. Dollhouse bol paralı, güçlü müşterilere hizmet verir. Fakat bunu yaparken bir garip etik anlayışını izlemeyi de ihmal etmez. Örneğin bebeler, Dollhouse'a gönüllü olarak katılmıştır. Kişilikleri tamamen silinmemiştir, sadece bir çekmecede saklanmaktadır, kontratları bitince de (2 yıl ila 5 yıl arasında değişen süreleri vardır anlaşmaların) kişilikler bebeklere tekrar yüklenecek, ve bebekler (artık bebek olmayarak tabii) eski yaşamlarına dönebileceklerdir. Bebekler görevde değilken, Dollhouse'un koridorlarında boş levha konumunda gezerler. Falan filan.

Bu konu çok heyecan verici gelmişti bana ilk duyduğumda. Hem de Buffy, Angel ve Firefly'ı yapan adam Joss Whedon vardı işin içinde. Üstelik Buffyverse'ten tanıyıp sevdiğim oyuncular olacaktı kadroda, bir de Battlestar'ın Helo'su Tahmoh Penikett. Ortaya olağanüstü bir TV dizisi çıkacağına emindim. Ama olmadı. Kağıt üzerinde her şey tutuyordu da, bu fikri hayata geçirmeye kalkınca olmadı. Oysa yazarlar iyiydi, oyuncular iyiydi, konu iyiydi, her şeyin arkasındaki adam bir dahiydi... Neden Dollhouse'un her bölümünde hep sırıtan bir şeyler var gibiydi, niçin bu dizide adını koyamadığımız bir eksiklik vardı, neden bir şeyler ters gitti? İlk suçlunun, elbette, Fox olduğunu düşünüyorum. Nedenlere hızlıca bir bakacak olursak;

Whedon, Dollhouse için inanılmaz bir pilot bölümü çekti. Fox, bunu 'fazla karanlık' ve 'fazla karmaşık' bularak çöpe attı. Tamamen yeni bir bölüm çekmesini, ilk bölümde açığa çıkardıklarını 6-7 bölüme yavaş yavaş yayarak çıkarmasını istedi. İyi bok yedi. Biliyorum, çünkü çöpe atılmış pilotu izledim. Bildiğimiz Whedon klasiğiydi. Belki biraz karışıktı, belki gereğinden fazla bilgi bombardımanı vardı ama Joss Whedon'ın kitlesi zaten kafası yavaş çalışan seyirci değildir, biraz zorlanmak onların hoşlarına bile gidecektir, Fox'un bunu bilmesi gerekirdi. Amacı sadece Whedon'cılarla sınırlı kalmayıp daha mainstream izleyiciye ulaşmakken, ilk başta elinde olanı da kaybetti. Ortaya çıkan yeni pilot bölümü ruhsuz, klişelerle bezeli ve hepsinden önemli Whedon'ın mizahından yoksun bir bölümdü. Böyle başladı, böyle devam etti.

Fox, Dollhouse'u Cuma akşamına koydu. TV dizileri için en ölü akşama. Yeni başlayan bir dizinin kesinlikle koyulmaması gereken akşama. Terminator: The Sarah Chronicles'ın hemen öncesine ki bilen bilir (aslında bu yazıyı okusanız da bilirsiniz), Terminator da aynı şekilde iptal edilmişti. İki dizi de reytingler açısından Cuma akşamlarının kurbanı oldular.

Böyle bir dizinin başrolü için Eliza Dushku iyi bir seçim değildi. Zaten seyircinin kendisini, sezonun tamamına yakınında etrafta boş levha konumuda dolaşan bir karakterle özdeşleştirebilmesi, ya da bu "kahraman"ı kahraman kabul edebilmesi çok zor, bu karakter bir de oyunculuk yetenekleri biraz güdük kalmış Eliza Dushku tarafından hayata geçirilince, işler daha da zorlaştı. Dushku bazı roller için hiç fena olmasa da, bazı roller için çok kötü bir seçimdir bana kalırsa, "tek rolün oyuncusu"dur yani, bir karakteri iyi kotarır, kalanlarında çuvallar. Bu konuda kendimi kaybedip uzun uzun saydırmışlığım için bakınız: Amy Acker versus Eliza Dushku. Eliza Dushku'nun başrolünde olduğu Tru Calling 2 sezon gösterimden sonra yayından kaldırılmıştı hatırlarsanız. İlginçtir, gene Eliza Dushku'nun başrolünde olduğu bir başka dizi olan Dollhouse, yine 2 sezon gösterimden sonra yayından kaldırıldı. Üstelik doğruya doğru, Eliza ablamız Tru zamanından beri kendini bir hayli geliştirmişti, Tru Calling'de mimikleri, konuşması, yürüyüşü, kaşı gözü Buffy'nin Faith'inin aynısıyken, geçen yıllar onu olgunlaştırmış ya da az buçuk oyunculuk dersi almasını sağlamış, çok başarılı sayılamayacak olsa da eski haliyle karşılaştırıldığında gözle görülür bir gelişme göstermiş bir oyunculuk sergilemeye başlamıştı Dollhouse'ta. Fakat Dollhouse'un Echo'sunun binlerce farklı karakteri içinde barındırması gerekiyordu. Tek tip oyuncusu Dushku'yla sorun gayet açıktı.

Tüm bunlara rağmen, Dollhouse'un iptali kötü bir karardı. 1. sezonunun sonunda iptal etmiş olsalar bunu söyleyemezdim (yani gene verip veriştirirdim ama diziyi övemezdim), oysa Fox, Dollhouse'u 2. sezonun daha birkaç bölümü yayınlanmışken (ve sanırım 10'a yakın bölüm çekilmişken) pat diye iptal etti. Ne kazandılar ki bunu böyle garip bir zamanda yaptıklarında? Arkalarına yaslanıp 2. sezonun tamamlanmasını bekleselerdi, beğenmediklerinde de 3. sezon için diziyi yenilemeselerdi ne kaybederlerdi? Ne olursa olsun haklarını teslim etmek gerek, bunu Tru Calling'deki gibi yapmadılar, yani iptal edip zaten çekilmiş olan bölümleri dahi yayınlamamazlık etmediler. Hali hazırda varolan, çekilmiş bölümleri yayınladıkla- rı/yayınlayacakları gibi, konuyu toparlamaları için birkaç bölüm daha çekim yapabilme hakkı verdiler Dollhouse ekibine. Eksik olmasınlar. Sonuç olarak Dollhouse, Ocak'ın sonlarında, 2. sezonunun 13. bölümüyle bitecek. Oysa bu sezon hikaye çok daha iyi bir yerlere gidiyor gibiydi, pek çok şey toparlanmıştı, Alexis Denisof ve Summer Glau gibi mükemmel oyuncular diziye konuk oluyordu vs. vs. Eğer rahat bırakılsaydı, Dollhouse çok iyi bir diziye dönüşebilirdi. Eğer en başından rahat bırakılmış olsaydı, olağanüstü bir dizi olarak başlayabilir ve böyle devam edebilirdi.

9. Dead Like Me

2003-2004 yılları arasında yayınlandı, 2 sezon (30 bölüm) çekildi. Fantastik/Komedi dizisiydi. 18 yaşında, üniversiteyi yarım bırakmış, çok da bir ilgi alanı ya da amacı olmayan mutsuz genç kızımız bir gün üzerine düşen bir klozet nedeniyle ölür. Ama öbür dünyayı boylamaz, ruhunun bir sonraki aşamaya geçebilmesi için, öbür dünyaya geçmek üzere olan ruhlara yardım ederek kotayı doldurmak zorundadır. Merkezine ölüm melekliği yapan bir hatunu alan Dead Like Me'nin hız kazanması için epey bir süre gerekti, ama o zaman geldiğinde çok eğlenceli, şaşırtıcı, zekice ve komik bir dizi halini almıştı. Eğlenceli, şaşırtıcı, zekice ve komik mi dedim? Neden iptal edildiğini anlamak için alim olmaya gerek yok.

10. Dark Angel

2000-2002 yılları arasında yayınlandı, 2 sezon (42 bölüm) çekildi. Bilim kurgu dizisiydi. James Cameron tarafından yaratılmıştı. Aliens, Terminator 1 ve 2 ile Abyss'ın arkasındaki James Cameron, evet. Genetik özellikleri değiştirilmiş bir hatun olan Max'i anlatır ki Max'i Jessica Alba canlandırmaktadır, üstüne üstlük daha 18 yaşında, saçını başını boyamamış, çocuk falan doğurmamış bir Jessica Alba'dır bu. Pek iyi oynayamaz, ama Alba ne zaman iyi oynadı ki? Hem öyle bir tipi varken mühim değildir iyi oynaması, çok da zor bir karakter değildir söz konusu çünkü, gerçek hayatındaki gibi konuşsa, iki kaş oynatsa yeter.

Konu da çok lezizdir: Gelecekte geçer Dark Angel. Manyetik bir patlama ABD'nin ekonomisini çökertmiş, tüm elektronik aletler, uydu vd. tahrip olmuştur. ABD artık bir süper güç değildir, 3. dünya ülkelerinin yardımına muhtaç durumdadır. Ancak eski zenginler hala zengindir, eski fakirlerse artık yaşamıyordur. Üniversite mezunları çaycılık gibi işler yapmaktadır. Suç oranı çok artmıştır, vs. vs. Ortam böyle -yani süper. Bir de üstüne: Max; doğmamış, bir laboratuvarda yaratılmıştır. Manticore isimli şirket, operasyonlarda kayıp vermemek için genleriyle oynanmış askerler yapmıştır. Fakat içlerinde Max'in de bulunduğu 12 asker/çocuk, bu gizli genetik araştırma merkezi/askeri kamptan kaçar, fakat iş orada bitmez, şirket sürekli enselerindedir, tüm yaşamları boyunca kaçmak zorundalardır.. Dark Angel Max'in bu 'sürekli kaçış' halini anlatır işte. Yanına bir de kendine Eyes-Only adını veren bir korsan haberciyi alır (Eyes-Only, her gün televizyon kanallarını 60 saniyeliğine hack'leyip mafya, devlet, yöneticiler vd.nin kirli çamaşırlarını serer gözler önüne, bir de çok seksi bir arkadaşımızdır). Konu mükemmel, fakat doğrusu çok iyi bir dizi değildi Dark Angel. Hele müziklerine hiç tahammül edemezdim, bunu hatırlıyorum. Özellikle 2. sezon, ilk sezondaki başarıyı gösteremişti. Ancak iptal edilesi bir dizi de değildi kesinlikle. 10 üzerinden en az 7'yi hak ediyordu, ki eksi 87'lik diziler yıllar boyu gösterilirken Dark Angel'ın, hiçbir şeyi toparlayamadan iptal edilmiş olması hiç adil değil.

Sonuç olarak, bu listedeki 10 dizinin 6'sının (Firefly, Tru Calling, Angel, Terminator, Dollhouse ve Dark Angel) Fox dizisi olduğunu belirtmek isterim. Hem de Angel hariç hepsi bilim kurgu. Çok basit olan şu sonuca varıyorum: Fox, bilim kurgu sevmiyor. Ona bok muamelesi yapıyor, yayınını en kötü gecelere koyuyor, en başından köstek oluyor, bir sürü şey dayatıyor ve kendi dayattıklarının sonucunda ortaya çıkan şeyi beğenmeyince de kestirip atıyor. Ama neden bilim kurgu dizileriyle anlaşma yapmak konusunda ısrar ediyor ki? Madem böyle bir nefret var içinde, hiç yayınlamasın, sonunda olan seyirciye olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder