30 Haziran 2008 Pazartesi

Dostoyevski e-book paketi

Rar içeriği:
Angelique'in Hülyası
Batı Batı Dedikleri
Bir Garip Kişinin Düşü
Çocuklar Arasında
Değirmenimden Mektuplar
Delikanlı
Diriliş
Ebedi Koca
Ev Sahibesi
Ezilenler
Karamazov Kardeşler 1-2-3-4
Kumarbaz
Mektuplar
Nana
Nelli'nin Öyküsü
Ölü Bir Evden Hatıralar
Öteki
Suç ve Ceza 1-2
Veba
Yer Altından Notlar

rar:3 mb rar dışında:18 mb
linkler:
http://rapidshare.com/...dostoyevski.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Dostoyevski e-book paketi

Rar içeriği:
Angelique'in Hülyası
Batı Batı Dedikleri
Bir Garip Kişinin Düşü
Çocuklar Arasında
Değirmenimden Mektuplar
Delikanlı
Diriliş
Ebedi Koca
Ev Sahibesi
Ezilenler
Karamazov Kardeşler 1-2-3-4
Kumarbaz
Mektuplar
Nana
Nelli'nin Öyküsü
Ölü Bir Evden Hatıralar
Öteki
Suç ve Ceza 1-2
Veba
Yer Altından Notlar

rar:3 mb rar dışında:18 mb
linkler:
http://rapidshare.com/...dostoyevski.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

27 Haziran 2008 Cuma

DİNLİYORUM

Nihayet kavuştuk "Deniz Yıldızı"na. 3 yıl aradan sonra Minik Serçemiz muhteşem bir albümle karşımızda. Beklediğimize değdi diyebilirim. Harika bir albüm ama eski şarkılardaki tat yok gibi. Onno Tunç'un yokluğu kesinlikle hissediliyor. Herşeye rağmen dinlerken coşacağınız, hüzünleneceğiniz, duygu seline kapılacağınız bir albüm. Birbirinden güzel 14 parça var albümde. Çoğu parçalar Sezen Aksu'ya ait. Bu kadar beklemeye değmiş sevgili Sezen Aksu.
Teşekkürler....

26 Haziran 2008 Perşembe

CAN YÜCEL'DEN


Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse,aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü,yürürken sağa sola bak, öylesine değil,görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen
yanağından makas al..
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?Nekadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde
güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..
Arkadaşım,hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illa ki sağlık!

ÖLÜ CANLAR


Çok severek okuduğum muhteşem bir rus roman klasiği. Çok sürükleyici ve cok zevkli ayni zamanda mizah dolu bir kitap. Zengin olma hayali ile yaşayan Çiçikov, köy köy dolaşarak, köylülerden ölmüş olan kölelerini satın almaktadır. Böylece devleti dolandırıp zengin olmanın yolunu aramaktadır. Aslında bu kitap iki cilt bir romanmış ama Gogol eleştirilere daha fazla dayanamayıp ikinci cildini imha etmiş. Bu kalan tek cildinde bile eksik olan taraflarının olması çok üzücüdür. Bir de şöyle bir söylenti vardır. Bu “Ölü Canlar” romanını Puşkin düşünmüş ama cesaret edip yazamamış, o da Gogol’a söylemiş o yazmış. Belki de bu yüzden eksik yerleri çok fazladır. Eksik de olsa edebi gücü çok kuvvetli olduğu için dünya klasiklerinin arasında yer almaktadır. Ne yazık ki, Gogol gibi muhteşem bir yazarın fazla çevirisi bulunmamaktadır. Klasik severler bu kitabı çok beğeneceksiniz. Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum.
Kitabın Arkasındaki Not:
Ölü Canlar, 19. yüzyıla damgasını vuran büyük Rus romanının miladı olarak kabul edilir. İşin başında üç cilt olarak tasarlanmış olmasına, Gogol’ün neredeyse tamamlanmış olanikinci cildini ölmeden önce yok etmiş ve üçüncü cildini de hiç yazmamış olmasına rağmen, 1842’de yayımlanan “Ölü Canlar” bütünlüklü bir kitaptır. Başkahraman Çiçikov, iktidar ve itibar sahibi bir beyefendi kimliğine sahip olabilmek için kurnazca bir yol bulur. Kasabadaki toprak sahipleri ile bir bir tanışıp görüşecek ve hepsini, ölmüş olan serflerinin isimlerini kendisine satmaları konusunda ikna edecektir. Hinoğluhin Çiçikov’un akılakıllarından çıkmayacak maceralarını anlatan bu ( Gogol’ün sevdiği ifadeyle ) Epik Şiir’i Ergin Altay’ın Ruşça aslından yaptığı çeviriden, yazarın önsüzü ve Vladimir Nabokov’un sonsözü eşliğinde okuyacaksınız.‘

25 Haziran 2008 Çarşamba

MİNİKLER TÜRKİYE ŞAMPİYONASI ( Ordu ) 26-27 Haziran 2008


- Minikler Türkiye Kupası Katılım Listesi (Ordu) 24.06.2008 - Kaynak: Okç. Fedrs. -... >>>

- Okçuluk federasyonu ilk defa, yarışma öncesi her sporcuya beyaz okçuluk kıyafeti dağıttı.
Üzerlerinde Türkiye okçuluk federasyonunun ambleminin bulunduğu; şort,tişort ve şapkalar geleceğin sporcuları için ufak da olsa motive kaynağı oldu.

- Orduda' da yapılan bu yarışmaya pek özen gösterilmediğini gördük , daha önceki Mersin yarışması gerçekten güzelmiş. Sahaya çadır kurulumu bile federasyon yönetim kurulu üyesinin gayretleriyle oldu. Spor il müdürlüğü daha iyi hazırlanmalıydı bence.

- Sporcuların ilk günkü toplam puanları - Kaynak : Okç. Fedrs. - ... >>>
- Ferdi Madalya Dağılımı - Kaynak : Okç.Fedrs.- ... >>>
- Takım Madalya Dağılımı - Kaynak : Okç.Fedrs.- ... >>>

Yarışma sonunda ; antrenörlerin seçtiği başarılı sporcular okçuluk gelişim kampında çalışmalarına devam edecekler.

-Kore' liler okçularını olimpiyatlara nasıl hazırlıyor ... >>>

- Lütfen şu habere bir bakın ; adamlar şimdiden 20012 olimpiyatlarına takımlarını hazırlıyor :
( Archery coach visits to pass on tips AUSTRALIA'S national and Olympic archery coach Kyo-Moon Oh will visit Launceston tomorrow to assist the training programmes of young archers as he focuses his sights on preparations for the 2012 Olympics in London.The Examiner Newspaper - http://northerntasmania.yourguide.com.au )

- Okuyucu Yorumları :

1.- İsimsiz dedi ki...
Çok güzel çocuklarımızın bu yarışmalara katılması ama iyi yönetim olmadığı için ileride ne olacak bu çocuklar ? Ben buradaki çocuklarıma ileride ne vaad edebileceğim veli olarak ? 27 Haziran, 2008

2.- İsimsiz dedi ki...
Bence hiçbirşey vaad etmeyin çünki okçuluğu yakından takip ediyorsanız bir çok başarılı sporcunun bu spordan en verimli zamanlarında okul ve iş hayatları nedeniyle ayrıldıklarını görürsünüz yazıkki Federasyonun hiç bir şekilde okçuluğu özendirici ve sporculara sahip çıkıldığını gösteren hiçbir çalışmasıda bulunmamakta bu yüzdende başarılı olabilecek kapasiteye sahip bir çok sporcu bu sporu en verimli dönemlerinde bıraktı. 28 Haziran, 2008

3.- İsimsiz dedi ki...
Bu şekliyle devam edilirse ne yarın nede daha ilerki dönemlerde iyi yönde bir gelişme olacağı kanaatinde değilim ağaç yaşken eğilir diye bir ata sözümüz var insanları küçük yaşlarda spora özendirmek ve teşvik etmek güzel peki bu gençlerin bu sporla uzun süre ilgilenmelerini temin etmek için ve başarılı birer sporcu olmalarını sağlamak için özellikle eğitim ve iş hayatlarında bu sporla sorunsuz olarak ilgilenebilmeleri için ne gibi bir düzenleme yapılacak Federasyonca sizce federasyon böyle işlerle ilgilenirmi? hiç zannetmiyorum. 28 Haziran, 2008

4.- İsimsiz dedi ki...
Bakın yukarıdaki habere Avusturalya koreli hoca almış ama zaten ülkenin okçuluk sistemi oturmuş, koreli sadece denetliyor,takviye ediyor.Şimdiden 2012 olimpiyatlarını düşüşünüp, çalışıyorlar.Bizde düzen yokki gelen hoca tek başına ne yapsın.28 Haziran, 2008

5.- İsimsiz dedi ki...
Adamlar bizim idareciler gibi gün kurtarma hesabıyla iş yapmıyorlar işin hem finansmanını çözmüşler hemde kendilerine uyan bir sistem geliştirmişler sporcularının gelecekleriyle ilgili bir kaygı duymamalarınıda sağlamışlar dertsiz tasasız yüksek moralle çalışıp istedikleri sonuçları zorlanmadan alıyorlar. helal olsun umarım bizim sporcularımızda bir gün gereken ilgi ve alakayı görürler, sporcuya başarılı olması için gereken enstrumanları vermeden sporcudan başarı bekleyemezsiniz. 29 Haziran, 2008

6.- İsimsiz dedi ki...
İyi güzel yazmışsınızda yazdıklarınızı umalımda Federasyondan aklı başında birileri görürde değerlendirir yoksa buraya yaz gez bir sonuç çıkmadıktan sonra
.29 Haziran, 2008

7.- İsimsiz dedi ki...
SPORCUYU DÜŞÜNEN HİÇ KİMSE YOK BU SPORDA.PROFESYONEL SPORCU DEĞİLKİ BU ÜLKEDEİLER,HERKEZİN YAPMASI GEREKEN Bİ İŞİ VAR.SPORCU NASIL YAŞAYACAĞINI DÜŞÜNÜRKEN,BİRE TARAFDANDA NASIL U SPORDA BAŞARILI OLURUM DİYE UĞRŞIYOR.OYSA BU SPORUN BAŞINDA OLAN FEDERASYON UYELERİNİN TAMAMI CEBİNE GİRECEK PARANIN DERDİNDE.MİLLLİ TAKIM ATIŞ YAPARKEN ONLAR EŞLERİYLE BERABER HAVUZ KEYFİNDE.OH NE GÜZEL DÜNYA.NE YAPSIN GARİBİM SPORCU. 05 Temmuz, 2008

Bozkurtlar Diriliyor - Hüseyin Nihal Atsız

Çin kağanı Tay-tsung çok düşünceli idi. Birkaç gündür kendisinde bir başkalık, anlaşılmaz bir değişiklik seziyordu. ilk önce bunun ne olduğunu anlamadan içinde rahatsız duymuş, sonra düşüne düşüne rahatsızlığın nereden geldiğini bulmuştu: Korkuyordu: Hele gün battıktan sonra her karaltı, her gölge onu ürkütüyor, şu uğursuz ihtilalcilerden biri karanlıklar içinden çıkarak kendisine doğru yay gerip ok fırlatacak sanıyordu.

linkler:
http://www.sendspace.com/file/uyhs0f

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Bozkurtlar Diriliyor - Hüseyin Nihal Atsız

Çin kağanı Tay-tsung çok düşünceli idi. Birkaç gündür kendisinde bir başkalık, anlaşılmaz bir değişiklik seziyordu. ilk önce bunun ne olduğunu anlamadan içinde rahatsız duymuş, sonra düşüne düşüne rahatsızlığın nereden geldiğini bulmuştu: Korkuyordu: Hele gün battıktan sonra her karaltı, her gölge onu ürkütüyor, şu uğursuz ihtilalcilerden biri karanlıklar içinden çıkarak kendisine doğru yay gerip ok fırlatacak sanıyordu.

linkler:
http://www.sendspace.com/file/uyhs0f

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Siyasi Vasiyetim Orjinal isim: Bormann Vermerke - Adolf Hitler

Eserimizi inşa etmek için barışa ihtiyacımız vardı. Ben her zaman barış istedim. Fakat düşmanlarımız tarafından hep savaşa itildik. 1933 Ocağında iktidara gelişimizden beri aralıksız olarak her zaman savaş tehdidi mevcuttu.
Bir taraftan her şeyi ele geçiren Yahudiler ve onlara koltuk verenler, diğer taraftan da politikada realist görüşü tatbik edenler vardı. Aslında bütün tarih boyunca bunlar birbirleriyle anlaşmaları mümkün olmayan iki ayrı düşünce cephesini temsil ediyorlardı. Bir tarafta düşünülmüş bir insanın ve dünya çapında bir formülün tatbik edilmesini isteyenler vardı, diğer tarafta ise realistler bulunuyord.

linkler:
http://www.sendspace.com/file/99k4ue

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Siyasi Vasiyetim Orjinal isim: Bormann Vermerke - Adolf Hitler

Eserimizi inşa etmek için barışa ihtiyacımız vardı. Ben her zaman barış istedim. Fakat düşmanlarımız tarafından hep savaşa itildik. 1933 Ocağında iktidara gelişimizden beri aralıksız olarak her zaman savaş tehdidi mevcuttu.
Bir taraftan her şeyi ele geçiren Yahudiler ve onlara koltuk verenler, diğer taraftan da politikada realist görüşü tatbik edenler vardı. Aslında bütün tarih boyunca bunlar birbirleriyle anlaşmaları mümkün olmayan iki ayrı düşünce cephesini temsil ediyorlardı. Bir tarafta düşünülmüş bir insanın ve dünya çapında bir formülün tatbik edilmesini isteyenler vardı, diğer tarafta ise realistler bulunuyord.

linkler: 5.95 Mb YENİLENDİ (3 kasım 2009)


Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Selam Dünyalı, Ben Türküm! - Vedat Özdemiroğlu

Yürüyüş yaparken zıplayıp tabelalara vuranların, evde gömlek, kravat ve süveterini çıkarmayıp sadece altına pijama giyenlerin, gazetedeki insan fotoğraflarına türlü çeşitli bıyık çizenlerin hikayesi...
"Kopya kişinin kıldığı namaz geçerli midir? diye soranların, uzaylı görünce taş atanların, işkembe -kokoreç yasaklanır diye AB'den soğuyanların, yeni dökülmüş betona imza atanların hikayesi...

Haftasonu ödevini pazar akşamına sıkıştıranların, bi arkadaşa bakıp çıkanların, duvarlarına geyikli halılar asanların, cep mesajında destan düzenlerin hikayesi...

Adaleti mafya tezgahlarında arayanların, Susurluk'tan sadece ayran çağrışımı çıkaranların, mermi manyağı yapanların/yapılanların, her şeye ülkücü ad bulanların hikayesi...

Otobüste cam kenarlarına oturan, akşam üstü hüzne dalan, Aziz Nesin'e rakı kadehiyle rahmet okuyanların hikayesi...

Her şeye ama her şeye alaturka bir tını verenlerin hikayesi...

Tebessümden öte bir şey var bu kitapta... Belki muzip bir kahkaha, belki de derin bir çekme...

Hal-i pür melalimiz işte...

linkler:
http://www.sendspace.com/file/zhd0kp

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Selam Dünyalı, Ben Türküm! - Vedat Özdemiroğlu

Yürüyüş yaparken zıplayıp tabelalara vuranların, evde gömlek, kravat ve süveterini çıkarmayıp sadece altına pijama giyenlerin, gazetedeki insan fotoğraflarına türlü çeşitli bıyık çizenlerin hikayesi...
"Kopya kişinin kıldığı namaz geçerli midir? diye soranların, uzaylı görünce taş atanların, işkembe -kokoreç yasaklanır diye AB'den soğuyanların, yeni dökülmüş betona imza atanların hikayesi...

Haftasonu ödevini pazar akşamına sıkıştıranların, bi arkadaşa bakıp çıkanların, duvarlarına geyikli halılar asanların, cep mesajında destan düzenlerin hikayesi...

Adaleti mafya tezgahlarında arayanların, Susurluk'tan sadece ayran çağrışımı çıkaranların, mermi manyağı yapanların/yapılanların, her şeye ülkücü ad bulanların hikayesi...

Otobüste cam kenarlarına oturan, akşam üstü hüzne dalan, Aziz Nesin'e rakı kadehiyle rahmet okuyanların hikayesi...

Her şeye ama her şeye alaturka bir tını verenlerin hikayesi...

Tebessümden öte bir şey var bu kitapta... Belki muzip bir kahkaha, belki de derin bir çekme...

Hal-i pür melalimiz işte...

linkler:
http://www.sendspace.com/file/zhd0kp

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Okçuluk Dünya Kupası 4. Ayak . 23-28 Haziran 2008 (FRA)


- Her ne kadar bizim sporcularımız yarışmıyorsa da, bu yarışmayı inceleyip irdelememizde fayda var kanısındayım.

-World Cup Stage 4 Boe (FRA) - 23-28 June 2008
( Resimler, haberler FITA' dan )




- Otur ve ağla ; diğer komşumuz Yunanistan'ın bayan takımı, daha dün başladığı Compound yay dalında bayanlarda takım ikinciliğini elde etti !

-Burada da kota yarışması vardı da biz niye katılmadık; katılmamız kurallar gereğimi olanaksızdı, yoksa hazırmı değildik, paramız mı yoktu ?

- Okuyucu Yorumları :
1.- İsimsiz dedi ki...
Yarıştıracak sporcumu yoktu yada önemsiz bir müsabaka olarak görüldüğü içinmi? bu müsabakaya gidilmedi acaba, yoksa son dört yarışmada alınan sonuçlardan sonra korkulduğu içinmi? gene sonuç karavana olur diye düşündüler herhaldebenim nacizane görüşüm bu iş profesyonel hale gelmediği ve sporculara gereken ilgi, alaka ve destek maddi ve manevi yönden gösterilmediği sürece Nasreddin Hoca misali ya tutarsa diye göle daha çok maya çalarsınız sayın idareciler. Bu iş sadece dışardan hoca devşirmekle düzelecekse vay!... Türkiye'de okçuluğun haline. 27 Haziran, 2008
2.- İsimsiz dedi ki...
Nasreddin Hoca benzetmesi cuk oturmuş ya tutarsa henüz tarihte yoğurt olmuş bir göl haberi duymadık ama bellimi olur. Bakın size şunu söyleyeyim dikkat ettiyseniz dünyada amatör sporlarda başarı sağlayan ülkeler ya Kapitalist yada sosyalist ülkeler olmuştur birinde başarı paranın gücüyle sağlanırken diğerinde katı disiplinle sağlanmıştır bizde ne disiplin nede para olmadığından hep yerimizde saymışızdır işin özü budur. 29 Haziran, 2008
3.- İsimsiz dedi ki...
peki sizce rusya cok mu zengin bir ülke?nasıl yarışmalarda derece alabılıyorlar rahatca.maddi olarak destaklanedıklerını hiç sanmıyorum. şikayet şikayet biraz çözüm bulalım arkadaşlar.tepkimizi böyle şikayet ederek göstermemiz olmuyor işte.ben katı disipline karşıyım kamplarda daha cok biz sporcuları dinleyen az sinirli antrenörler görmek istıyoruz mesela.kamplarda spor pisikologları olması gerekir.motıvasyon namına hiçbirsey yok.umarım yöneticiler bu yazılanları okurlar.saygılarımla
13 Ağustos, 2008

24 Haziran 2008 Salı

Aşk Bize Küstü

I
biz bu kentlere sığdık da
bu kentler bize sığmadı âsiya
ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında
arttıkça yalnız, sustukça silik...

ay ışığı gölgeleri büyüttü
son kuşlar da vuruldular dağlarda
yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin
çağın vebalı gövdesinde
bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık

kaldık... kırık bardaklar gibi
içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi...
II
düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa
sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda
ve daha eskimemiş tüfeklerle
ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp
bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda
bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın
ömrünü piç bir bebek gibi
bırakmanın
bulvarlara
bozgunlara
ve yanlış yalan aşklara;
bir bedeli
bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...

biz bu kentlere sığdık aslında
bu kentler bize sığmadı âsiya
ah son kuşlar da vuruldular dağlarda!
III
ay ışığı gölgeleri büyüttü
mutluluk oyununa geç kalan ölü kuşlarla geldim
geldim... kırık bardaklar gibi
içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi

ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
sefalet seferlerinin ayazı
belki de yalnız geçireceğiz artık kimbilir
batan gemiler gibi yiten aşklardan geride
kalan her kışı, güzü ve yazı

ay ışığı gölgeleri büyüttü
ayrılıklar eskidi... biz eskidik

aşk bize küstü âsiya...

IV
belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında
sen şarkılarını sesine yasla
ve bırak beni de usulca
bir apansız yalnızlığa!

ay ışığı gölgeleri büyüttü
büyüdü ölüm
ve biz küçüldük âsiya...


Yılmaz Odabaşı

23 Haziran 2008 Pazartesi

Stephen King Romanları

Rar içeriği:
Ateş Yolu.doc
Azrail Koşuyor.doc
Buick 8.rtf
C.doc
Cep.doc
Çılgınlığın Ötesi.doc
Dennis'in Öyküsü.doc
Dolores Claiborne.doc
Ejderhanın Gözleri.pdf
Gece Yarısını Dört Geçe.doc
Gece Yarısını İki Geçe.doc
Göz.doc
Hayatı Emen Karanlık.pdf
Hayvan Mezarlığı.pdf
Kara Ev.doc
Kara Kule Cilt1 Kara Kule.doc
Kara Kule Cilt2 üçün Çizgileri.doc
Kara Kule Cilt3 Çorak Topraklar.doc
Kara Kule Cilt4 Büyücü ve Cam Küre.doc
Kara Kule Cilt5 Calla'nın Kurtları.doc
Kara Kule Cilt6 Susannah'nın Şarkısı.doc
Kara Kule Cilt7 Kule.doc
Karanlık Öyküler.pdf
Maça Kızı.doc
Mahşer.pdf
O.doc
Oyun.pdf
Ruh Dükkanı.doc
Sadist.pdf
Sis.doc
Tılsım.doc
Tom Gordon'a Aşık Olan Kız.doc
Yazma Sanatı.doc
Yeşil Yol.doc
Yüzyılın Fırtınası.pdf
Sue Grafton
Ateş'in 'A'sı.doc
Baskın'ın 'B'si.doc
Cinayet'in 'C'si.doc
Delikanlı'nın 'D'si.doc

linkler:
http://rapidshare.com/..Stephen_King.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Stephen King Romanları


Stephen Edwin King: ABD'li hikâye ve roman yazarı. Genellikle gerilim ve korku türünde eserler vermiştir. Kitaplarının çoğu Türkçe'ye de çevrilmiştir. İlk romanı Göz (Carrie) 1974 yılında yayınlanmıştır. Özellikle 1982 yılında başlayıp, 2004 yılında sona erdirmiş olduğu Kara Kule (The Dark Tower) serisi ile ünlüdür. Pek çok kitabı seneryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.

kaynak:Vikipedi



Rar içeriği:
Ateş Yolu.doc
Azrail Koşuyor.doc
Buick 8.rtf
C.doc
Cep.doc
Çılgınlığın Ötesi.doc
Dennis'in Öyküsü.doc
Dolores Claiborne.doc
Ejderhanın Gözleri.pdf
Gece Yarısını Dört Geçe.doc
Gece Yarısını İki Geçe.doc
Göz.doc
Hayatı Emen Karanlık.pdf
Hayvan Mezarlığı.pdf
Kara Ev.doc
Kara Kule Cilt1 Kara Kule.doc
Kara Kule Cilt2 üçün Çizgileri.doc
Kara Kule Cilt3 Çorak Topraklar.doc
Kara Kule Cilt4 Büyücü ve Cam Küre.doc
Kara Kule Cilt5 Calla'nın Kurtları.doc
Kara Kule Cilt6 Susannah'nın Şarkısı.doc
Kara Kule Cilt7 Kule.doc
Karanlık Öyküler.pdf
Maça Kızı.doc
Mahşer.pdf
O.doc
Oyun.pdf
Ruh Dükkanı.doc
Sadist.pdf
Sis.doc
Tılsım.doc
Tom Gordon'a Aşık Olan Kız.doc
Yazma Sanatı.doc
Yeşil Yol.doc
Yüzyılın Fırtınası.pdf
Sue Grafton
Ateş'in 'A'sı.doc
Baskın'ın 'B'si.doc
Cinayet'in 'C'si.doc
Delikanlı'nın 'D'si.doc

linkler:

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

ERMİŞ, SÖRFÇÜ VE PATRON


Bu kitabı arkadaşım tavsiye ettiğinde çok önyargılıydım. Çünkü yıllar önce çok satanlar rafında oldukça uzun süre kalan aynı yazarın “Ferrarisini Satan Bilge” adlı kitabının yorumları hiç de iç açıcı değildi benim için. İçimde ister istemez bir önyargı oluştu. Arkadaşım elime bu kitabı tutuşturduğunda yüzüm negatif bir şekil aldı. İçimden dedim ki “kesinlikle okumayacağım bir kitap”. Uzun zaman kütüphanemdeki rafımda durdu ve toz kapladı üzerini. Bir gün karar verdim, bu önyargıyı yıkacağım dedim ve iki kitap okuduktan sonra bu kitabı okuyacağım diye söz verdim kendime. Beğenmezsem bırakabileceğimi de kendime telkin etim hep. Hiç sevmediğim bir şeydir aslında kitabı yarım bırakmak. Belki de o yüzden bu kadar zorlandım başlamak için. Sonunda kitabı okumaya başladım ve benim için çok kısa olan bir sürede bitirdim. Ve böylece önyargımı kırmış oldum. Gerçekten bu zamana kadar okumadığım için vakit kaybetmişim dedim. Hiç de öyle düşündüğüm gibi değilmiş. Bu kitabı okuduktan sonra bu yazarın diğer kitaplarını da okumaya karar verdim.
İnsanı olumlu düşünceye iten, hayatınızda dip yaptığınız zamanlarda yükseklere fırlamak için neler yapmanız gerektiğini anlatan, içinizde ki güneşi keşfetmenizi sağlayan, hayata küstüğünüz bir zamanda sizi hayatla tekrar barıştıran, özgüveninizi yeniden kazanmanızı sağlayan, önerdiği öğütlerle ve felsefi düşüncelerle bu kitabı başucunuzda bulundurmak isteyeceksiniz, okurken içinde yaşayacağınız, akıcı bir kitaptır. Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum. Özellikle içiniz karardığında....

22 Haziran 2008 Pazar

Sbs 7. Sınıf Sınavı Soru ve Cevapları

Dün ilköğretim 6. sınıflar ardından bugünde ilköğretim 7. sınıflar Sbs sınavına girdiler. Sonuçlar 311 Temmuzda açıklanacak. Ancak ozaman kadar doğr ve yanlışlarına bakmak isteyek arkadaşlarımız için soru ve cevapları veriyoruz.

A KİTAPÇIĞI SORULARI
A KİTAPÇIĞI CEVAP ANAHTARI

B KİTAPÇIĞI SORULARI
B KİTAPÇIĞI CEVAP ANAHTARI

Sbs Soru ve Cevapları

İlköğretim 6. sınıf öğrencileri için düzenlenen Sbs sınavı sona erdi. Toplam 991 bin 573 öğrencinin katıldığı sınavın sonuçları 31 Temmuzda açıklanacak. Umarım bir çok genç arkadaşımız başarılı sonuçlar almıştır. 31 Temmuzu beklemek için sabrı olmayan arkadaşlarımız için soru ve cevapları veriyorum. Umuyorum ki istediğiniz gibi bir sonuç alabilirsiniz.

A KİTAPÇIĞI SORULARI

A KİTAPÇIĞI CEVAP ANAHTARI

B KİTAPÇIĞI SORULARI

B KİTAPÇIĞI CEVAP ANAHTARI

21 Haziran 2008 Cumartesi

Mega Hafıza - İngilizce Eğitim Seti

Çocukken hepimiz konuşmayı sadece duyarak değil, aynı zamanda görerek ve yaparak aktif bir şekilde öğrendik. Sesleri taklit ederek, anne ve babamızın hareketlerini kopya ederek ve sesler ile hareketler arasında devamlı ilişkiler kurduk. Bu süreç nefes almak kadar doğal ve eğlenceliydi. Öyleyse neden okul şartlarında öğrenilen bir yabancı dili veya kelimeleri çok zor olarak yorumluyoruz? Neden ana dilimizi öğrendiğimiz gibi yabancı dilleri etkili bir şekilde öğrenemiyoruz? Bunun sebebi "yabancı dil öğrenmeyle ilgili yetenek eksikliğiniz" değil, çoğu kez takip edilen metodun öğrenme yeteneklerinizden sadece bir kısmını kapsamasıdır.

"Gramer Kuralları"nı okulda öğreniyorum; ancak yabancı kelimeleri aklımda tutamıyorum. "Aynı kelimelerle her karşılaştığımda tekrar tekrar sözlüğe bakmak zorunda kalıyorum" şeklindeki yakınmalar yabancı dil öğrenenlerin en yaygın şikayetleri arasındadır.

"Accelerated Word Memory Power" seti yabancı dildeki kelimeleri size aynen ana dilinizdeki kelimeleri öğrendiğiniz gibi öğretmektedir. Görerek, duyarak ve yaparak. Sette öğretilen tekniklerle yabancı kelimeleri hem eğlenceli, hem kolay, hem de hızlı ve kalıcı olarak öğrendiğinizi göreceksiniz.

Tamamen yeni olan bu teknikler son yıllarda A.B.D.'de ve İngiltere'de ana dilleri İngilizce olan kişilerin Fransızca, Almanca, İspanyolca vb. dillerdeki yabancı kelimeleri öğrenmeleri için kullanılmaya başlandı bile.

linkler:
Arkadaşlar linkler uyarı üzerine silinmiştir. Özürle Bilginize..


Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Satrancın Esasları (J. R. Capablanca)


Satrancın Esasları (J. R. Capablanca)

Satrançta ilerlemek isteyen kişiler binlerce satranç kitabındaki bilgilerden, deneylerden, oyunlardan yararlanmak zorundadır. Bu, yeni yetişenler için olduğu kadar, usta satrançcılar için de geçerlidir.


Elinizdeki kitap bunların en iyilerinden biridir. En önemli özelliği geçen zaman içinde yeniliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olmasıdır. Dünya dillerinden çoğuna çevrilmiş ve bazı ülkelerde defalarca basılmıştır.
Eski dünya satranç birincilerinden Capablanca`nın bu eseri yeni başlayanlardan usta oyunculara kadar, her düzeydeki satrançcıya birşeyler öğretebilecek niteliktedir.

Bu kitap sayesinde profosyonel satranca elatabileceksiniz.

dosya türü:pdf
1. Hm. Kağıt
224 sayfa
13,5x19,5 cm
Karton Kapak
ISBN:9751000823
Dili: Türkçe


kitabı aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.

İNDİR(Rapidshare)


İNDİR(4shared)


İNDİR(Box)



Satrancın Esasları (J. R. Capablanca)


Satrancın Esasları (J. R. Capablanca)

Satrançta ilerlemek isteyen kişiler binlerce satranç kitabındaki bilgilerden, deneylerden, oyunlardan yararlanmak zorundadır. Bu, yeni yetişenler için olduğu kadar, usta satrançcılar için de geçerlidir.


Elinizdeki kitap bunların en iyilerinden biridir. En önemli özelliği geçen zaman içinde yeniliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olmasıdır. Dünya dillerinden çoğuna çevrilmiş ve bazı ülkelerde defalarca basılmıştır.
Eski dünya satranç birincilerinden Capablanca`nın bu eseri yeni başlayanlardan usta oyunculara kadar, her düzeydeki satrançcıya birşeyler öğretebilecek niteliktedir.

Bu kitap sayesinde profosyonel satranca elatabileceksiniz.

dosya türü:pdf
1. Hm. Kağıt
224 sayfa
13,5x19,5 cm
Karton Kapak
ISBN:9751000823
Dili: Türkçe


kitabı aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.

İNDİR(Rapidshare)


İNDİR(4shared)


İNDİR(Box)



20 Haziran 2008 Cuma

MAVİ GÖZLÜ DEV



O mavi gözlü bir devdi
Minnacık bir kadın sevdi
Kadının hayali minnacık bir evdi
Bahçesinde ebrulii
Hanımeli açan bir ev

Bir dev gibi seviyordu dev
Ve elleri öyle büyük işler için
Hazırlanmıştı ki devin
Yapamazdı yapısını
Çalamazdı kapısını
Bahçesinde ebrulii
Hanımeli açan bir evin.

O mavi gözlü devdi
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın
Rahata açıktı kadın
Yoruldu devin büyük yolunda
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve
Girdi zengin bir cücenin kolunda
Bahçesinde ebrulii
Hanımeli açan bir eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz
Bahçesinde ebrulii
Hanımeli açan bir ev.

NAZIM HİKMET
(1902-1963)

TAHİR İLE ZÜHRE



Tahir olmakta ayıp değil, Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte

Mesela bir barikata döğüşerek
Mesela Kuzey Kutbunu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu
Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmakta ayıp değil, Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil

Seversin dünyayı dolu dizgin
Ama o bunun farkında değildir
Ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmesydi artık
Yahur hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden

Tahir olmakta ayıp değil, Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil.

NAZIM HİKMET RAN
(1902-1963)

19 Haziran 2008 Perşembe

İncil'i Kim Yazdı - Mehmet U. Sakioğlu

Bu kitap; günümüz İncillerinden yola çıkarak, antik İncil metinlerinin yazıldığı zamanlara gidecek ve bu metinlerin ortaya çıktığı coğrafyanın sosyo-kültürel şartlarını da ortaya çıktığı coğrafyanın sosyo-kültürel şartlarını da gözönünde bulundurarak, bugünkü İncillerle otantik İncil arasındaki farklılaşımı sorgulayacaktır.

Kitap aynı zamanda, kanonik İncil'in ana metinleri olan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın yanısıra, apostolik yazılar olarak anılan külliyatı da bugünkü İncil metinlerini referans alarak tarihsel arka planı içinde analiz edecektir.S

linkler:
http://rapidshare.com/__304_NC__304_L__304__K__304_M_YAZDI.rar.html

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

İncil'i Kim Yazdı - Mehmet U. Sakioğlu

Bu kitap; günümüz İncillerinden yola çıkarak, antik İncil metinlerinin yazıldığı zamanlara gidecek ve bu metinlerin ortaya çıktığı coğrafyanın sosyo-kültürel şartlarını da ortaya çıktığı coğrafyanın sosyo-kültürel şartlarını da gözönünde bulundurarak, bugünkü İncillerle otantik İncil arasındaki farklılaşımı sorgulayacaktır.

Kitap aynı zamanda, kanonik İncil'in ana metinleri olan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın yanısıra, apostolik yazılar olarak anılan külliyatı da bugünkü İncil metinlerini referans alarak tarihsel arka planı içinde analiz edecektir.S

linkler:
http://rapidshare.com/__304_NC__304_L__304__K__304_M_YAZDI.rar.html

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Tuna Kiremitçi - Bu İşte Bir Yalnızlık Var

Yanlış bir aşk, terk edilmişliğin hüznü, müziğin eşlik ettiği hayaller, parasızlıkla sarsılan hayatlar ve bitmeyen mutluluk arayışları...
İlk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden'le büyük beğeni toplayan Tuna Kiremitçi, bu sefer bir müzisyenin dünyasını anlatıyor. Memet Olcay'ın gücünü ve zayıflığını, pazar günleri buluştuğu kızıyla yeniden keşfettiği İstanbul'u, ortadan kaybolan arkadaşını ararken bulduğu aşkı ve yaptığı o ilk besteyi... Romanın bir tarafında bütün endamıyla hayat duruyor; öteki tarafında da elinde çalgısıyla tek başına bir adam.

linkler:
http://www.box.net/shared/3vay0yi3lz

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Tuna Kiremitçi - Bu İşte Bir Yalnızlık Var

Yanlış bir aşk, terk edilmişliğin hüznü, müziğin eşlik ettiği hayaller, parasızlıkla sarsılan hayatlar ve bitmeyen mutluluk arayışları...
İlk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden'le büyük beğeni toplayan Tuna Kiremitçi, bu sefer bir müzisyenin dünyasını anlatıyor. Memet Olcay'ın gücünü ve zayıflığını, pazar günleri buluştuğu kızıyla yeniden keşfettiği İstanbul'u, ortadan kaybolan arkadaşını ararken bulduğu aşkı ve yaptığı o ilk besteyi... Romanın bir tarafında bütün endamıyla hayat duruyor; öteki tarafında da elinde çalgısıyla tek başına bir adam.

linkler:
http://www.box.net/shared/3vay0yi3lz

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Ümit Zileli - Vur Emri Bir Asteğmenin Tunceli Anıları

Tanık olduğu acıları, öfkeleri, hüzünleri daha Tunceli’deyken kaleme almaya başladı. Bir belge niteliğindeki bu kitap, üzerinden uzun yıllar geçse de unutulmayacak gözlemleri ve tanıklıkları içeriyor. Vur Emri, gelecek için tarihe not düşürüyor..
Ümit Zileli’nin yüraktan dileği ise şu: "Topun, tüfeğin ve hatta askerliğin olmadığı, bir baştan diğerine sevda türkülerinin söylendiği bir dünya.."

boyut :209 Kb .lit uzantılı
linkler:
http://rapidshare.com/Vur.Emri.lit.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Ümit Zileli - Vur Emri (Bir Asteğmenin Tunceli Anıları)

Tanık olduğu acıları, öfkeleri, hüzünleri daha Tunceli’deyken kaleme almaya başladı. Bir belge niteliğindeki bu kitap, üzerinden uzun yıllar geçse de unutulmayacak gözlemleri ve tanıklıkları içeriyor. Vur Emri, gelecek için tarihe not düşürüyor..
Ümit Zileli’nin yüraktan dileği ise şu: "Topun, tüfeğin ve hatta askerliğin olmadığı, bir baştan diğerine sevda türkülerinin söylendiği bir dünya.."

boyut :600 Kb .pdf uzantılı
linkler:

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Fuzuli - Leyla ile Mecnun

Bir bütün idim ben Leyla ile. Sense Leyla' ım diyorsun. Sen Leyla isen eğer; beni yakmaya hayalin yeter, takatim yok sana kavuşmaya. Varlığı olmayan bir zerreye aynadan ne fayda? Canım gideli hayli zamadır, cismindeki bir başka candır; bir özge candır. Sensin beni benden ayıran, uzaklaştıran. Ben yokum, senin tecellin var. Vuslatının ağır yükünü kaldıramam ki....

linkler:
http://rapidshare.com/Fuzul_Leyla_ile_Mecnun.doc.html

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Fuzuli - Leyla ile Mecnun

Bir bütün idim ben Leyla ile. Sense Leyla' ım diyorsun. Sen Leyla isen eğer; beni yakmaya hayalin yeter, takatim yok sana kavuşmaya. Varlığı olmayan bir zerreye aynadan ne fayda? Canım gideli hayli zamadır, cismindeki bir başka candır; bir özge candır. Sensin beni benden ayıran, uzaklaştıran. Ben yokum, senin tecellin var. Vuslatının ağır yükünü kaldıramam ki....

linkler:
http://rapidshare.com/Fuzul_Leyla_ile_Mecnun.doc.html

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Kenan Evren 12 Eylül

Kenan Evren 12 Eylül

dosya boyutu: 1.4 mb
linkler:
http://rapidshare.com/Kenan.Evren.12.Eylul.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

Kenan Evren 12 Eylül

Kenan Evren 12 Eylül

dosya boyutu: 1.4 mb
linkler:
http://rapidshare.com/Kenan.Evren.12.Eylul.rar

Silinmiş veya bozuk linkleri yorum yazarak bildiriniz...
Lütfen emeklerimizin devamı için sitede bulunan reklamlara tıklamayı ihmal etmeyiniz..
--TEŞEKKÜRLER--

KİTAPLARI ÇOK SEVİYORUM


Kitapları ve kitap okumayı çok seviyorum. Okuma yazma öğrendiğimden beri kitaplar benim için vazgeçilmez oldular. Bu güzel alışkanlığı bana önce ailem verdi, ortaokuldaki türkçe öğretmenim ise bu alışkanlığımı iyice pekiştirdi. Her yaz bize ödev verirdi. 5 roman okuyacaksınız ve özet çıkaracaksınız diye. Bu ödevler hiç bir zaman yük gelmedi bana aksine zevkle okudum. Hatta 5'den de fazla okurdum. İlk okuduğum romanlar ise Çalıkuşu, Akşam Güneşi, Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım, İffet. İlkokulda ise Alice Harikalar Diyarında, Karlar Kraliçesi, Şimdiki Çocuklar Harika, Çocuk Kalbi.

Kitap okumadığım günler yok gibidir. Diğer yaptığım tüm işler bana gereksiz gelir. Şu işi bitireyim de kitabıma başlasam derim hep. Üniversitedeyken vizeler ve sınavlar biter bitmez ilk işim kendimi ödüllendirmek ve soluğu kitapçı dükkanında almaktı. Evlenene kadar çok daha fazla okurdum. Evlendikten sonra iş güç derken eski hızımı kaybetim tabii. Hamileliğimi öğrendikten sonra ise, çocuk gelişimi ve eğitimi kitaplarına terfi ettim. Öyle bir geçiş yapmışım ki, 2 sene başka tür bir kitap okumadım. Uzun süre okuyunca da bu kitaplardan sıkıldım açıkcası. Hep aynı şeyler, aynı örnekler aynı teoriler. İnsan çocuğu olduktan sonra anlıyor ki, hiçbirşey kitaplarda yazıldığı gibi değil, her çocuk karakteri ile doğuyor. Ve her çocuk ayrı bir kitap zaten.

Şimdilerdeyse eski hızıma döndüm gibi. Elimden geldiğince edebiyat dergilerini, internet günlüklerini takip edip, notlarımı alıyorum. Çok kötü bir huyum daha var. Kesinlikle bir kitap çok satanlar listesindeyken o kitabı okumuyorum. Ne zaman normal raflara dönüyor o zaman benim için değerli oluyor. Bu huyumu vazgeçiremedim.

İstiyorum ki küçük adamımda benim gibi babası gibi çok okusun. Ona bu alışkanlığı vermeliyim ki, okuyan ve yorum yapabilen bir birey olsun, görüş açışı geniş olsun, zengin kelime dağarcığına sahip olsun ki etkili ve güzel konuşsun. Çocuk ailenin aynasıdır. Ailede ne görürse onu yapar çocuk.

18 Haziran 2008 Çarşamba

BURSALIANNELER



Bursalianneler grubuna katıldığımda 3 aylık hamileydim. Yaklaşık 4 yıldır Bursalıannelerimle birlikteyim. İyi günümde kötü günümde hep yanımda oldular. Desteklerini, ilgilerini, sevgilerini hic bir zaman esirgemeden yanıbaşımdaydılar. Kendimi her zaman şanslı hissetmişimdir, iyi ki bu grubu buldum ve paylaşımlarına beni de dahil ettikleri için. Burdan hepsine bir kez daha canı gönülden çok çok teşekkür ediyorum.

İyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız.
Güzel yürekli annelerim sizleri çok seviyorum.

17 Haziran 2008 Salı

GÜNEŞİ ÖZLEDİK


Zeki Triko'nun hazırlamış olduğu harikabir bilboard. Ama bazı çevreler tarrafından yayınlamsına izin verilmediği için bende sizlerle burdan paylaşmak istedim.
Atam, eminim kemiklerin sızlıyordur.
Ahhh Atam Ahhhh :((((

SIRÇA TUZAK


Nermin Bezmen'in okuduğum ilk kitabı. Açıkçası daha kötü bir kitap bekliyordum. Ama beklediğim gibi olmadı çok şükür. Belki de beklentimi çok aşağılarda tuttuğum için, iyi geldi bu roman bana. Kurgusu, anlatımı, karakter betimlemeleri, iyi ve kötüyü anlatabilmesi çok çok güzel. Bir imparatorluğun nasıl çöktüğünü öyle güzel ve akıcı bir dille anlatmış ki,etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız. Televizyon dizilerine uyarlanabilecek bir roman olmuş bence. Devamı gelsin diye bekliyorum, kitabın sonu çok havada kaldı bana göre. 2 günde okuyup bitirdiğim bu romanı herkese tavsiye ediyorum.

16 Haziran 2008 Pazartesi

BÜTÜN DÜNYA


Sizlere çok sevdiğim aylık olarak takip ettiğim muhteşem bir dergiden bahsetmek istiyorum. Genel yayın yönetmeni Mete Akyol olan bu dergi Başkent Üniversitesinin kültür yayınıdır. Bireyleri ve toplulukları anlatan, siyasal ve dinsel hiç bir ayırım yapmadan, geleneksel kültürümüzden de kesitler sunan, kar amacı olmayan bir dergi. Fiyatı, içeriğine göre çok çok uygun. Çocuklarınıza da saklayabilceğiniz bu dergiyi kesinlikle tavsiye ediyorum herkese.