30 Mart 2008 Pazar

Seçme Hikâyeler (Ömer Seyfettin)


Türk edebiyatının ölümsüz yazarlarından Ömer Seyfettin tarihimize ve kültürümüze ayna tutar. Onun hikayelerinde kendimizden bir şeyler buluruz. Onu okumak, onu anlamak, onunla mazinin şanlı sayfalarında gezinmek, çocukluk günlerimize dönmek mümkündür. Onun satırlarında bizi ve kültürümüzü hor görenlere ince bir alayla, en güzel şekilde verilmiş cevapları bulabiliriz. Onun düşünce ve idealleriyle ufkumuzu donatabiliriz. Bütün bunlar için yapılması gereken onun hikayelerini elimize alıp satırların dünyasına bir yolculuk yapmak...

Ömer Seyfettin’in en beğenilen öykülerinden oluşan güzel bir derlemeyi sunuyoruz.

kapak

İçindekiler:

- Pireler
- Aşk Dalgası
- Külah
- Kütük
- Kaşağı
- Ant
- Diyet
- Forsa
- Ferman
- İlk Cinayet
- Yeni Bir Hediye
- Pembe İncili Kaftan

Biçem: LIT | PDF
Boyut: 144Kb | 434Kb
Örnek Sayfa:

kitabı indirmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.



4shared

rapidshare

Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (Ömer Asım Aksoy)


Her dilde atasözleri ve deyimler vardır. Toplumbilim, ruhbilim, eğitbilim, ekonomi, felsefe, tarih, ahlak, folklor… gibi birçok konuları ilgilendiren ve birçok yönlerden inceleme konusu edilmeye değer olan bu ulusal varlıklar, deyiş güzelliği, anlatım gücü, kavram zenginliği bakımından pek önemli dil yapılarıdır.

“Kitabımızın birinci cildinde deyimlerimizin biçim ve kavram özelliklerini, başka niteliklerini incelemiş, genel çizgileriyle tanımını vermiştik. Konuya biraz daha yaklaşırsak görürüz ki bu tanımın içine giren sözler, kimi özellikleriyle birbirlerinden az çok ayrı nitelikler de taşımaktadırlar ve genel bakışla kapsamı geniş olan deyimlerimizi, özel niteliklerine göre birtakım kümelere, çeşitlere ayırma olanağı vardır. Öte yandan bu çeşitlerin bir bölüğüne “deyim” adını vermekte hiç kimse duraksamadığı halde öteki bölüklere “deyim” demek ya da başka adlar takmak konusunda ayrışık düşünceler ileri sürülebilir. Bunun için “deyim” sözcüğünün
kapsamı esnektir. Kimi zaman aynı esneklik, deyimlerin herhangi bir çeşidi ile deyim olmayan sözler arasındaki sınırı çizerken de görülür. Burada, geniş kapsamlı bir bakışla “deyim” adını verdiğimiz sözleri: A. Özel niteliklerine göre çeşitlere ayırmayı deneyeceğiz. B. Bunlarla deyim olmayan sözler arasındaki sınıra ne ölçüde kesinlik verebileceğimizi göstermeye çalışacağız.” (arka kapak)

Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Dil: Türkçe
Biçem: LIT | PDF
Boyut: 320KB | 873KB

4shared

rapidshare

Çocukluk (Lev Tolstoy)


Çocukluğun verdiği o başıboş canlılık,sevgi ihtiyacı ve çocukluktaki inanç gücünün bir daha geri gelmesine imkan var mı?
Yaşantımızda, çocukluğumuzun o tertemiz sevinci ve sınırsız sevecenliğinden daha etkili bir ruhun bulunduğu bir başka dönem var mı? O ateşli dualar nerede şimdi? Duygusallığın o tertemiz gözyaşları, o herşeyden daha güzel olan armağan şimdi nerede?
Göklerden koruyucu bir melek iniyor,gülümseyerek o gözyaşlarını kuruyor ve çocukluğun bozulmamış hayal gücünün ürünleri olan düşleri de alıp götürüyordu.

Acaba yaşam, o gözyaşlarımı ve o mutluluk dolu heyecanlarımı bir daha geri getirmeyecek kadar derin ve acı izler mi bıraktı bende? Yoksa onlardan geriye kalanlar sadece anılar mı?




Lev Tolstoy
Çocukluk
Childhood (Детство [Detstvo]; 1852)
Tarama: bilinmiyor
Düzelti: Türkçe
Biçem: PDF | LIT
Boyut: 640.14 KB

4shared

rapidshare

İlkler Ansiklopedisi


Milliyet Gazetesi’nin okuyucuları için hazırladığı İlk’ler Ansiklopedisi.
-Bu gün kullandığımız her şeyin ilkleri hakkında bilgi veriyor.
-416 sayfa.
-Ansiklopedi iki cilt hazırlanmış. Bütünlük olması için iki cilt tek dosya da birleştirildi.
-Ansiklopedi, bir çeviri, sonuna Türkiye’de ve Türklerde ilkler bölümü ilave edilmiş.
-Ansiklopedinin sonunda kronolojik sıraya göre ilkler ve alfabetik sırada içindekiler var.
-PDF formatında düzenlenmiştir.
-Taramadan kaynaklanan hatalara karşı gözden geçirilmiştir.
-Ansiklopedinin içinde çok az renkli resim var. Çoğu eski siyah beyaz resim ve çizim.
Renkli olan resimlerin baskı kalitesi de iyi değil. Bu nedenle Siyah-Beyaz taranmıştır.
-Siyah beyaz taranması dosyanın boyutunu da küçültmüştür.
-Gazete eki olduğundan, ofset baskı taramada oldukça fazla hata oluşturdu.
Bu nedenle uzun ve zahmetli bir çalışmanın sonucunda bu çalışma ortaya çıkmıştır.


4shared

rapidshare

25 Mart 2008 Salı

Sanalkurs E-Dergi 2.Sayı

alt
Sanalkurs E-Dergi 2.Sayı

- Ctr!+C - Tayfun Öztürk
- Yarışma Haberleri
- Corel Painter - Zeynep Seymen
- MCSE ve Kişisel Gelişim - M. Çağdaş Saygılı
- Smart Filter - Ceyhun Akgün
- CorelDraw'da PowerClip Özelliği - Turan Baran
- Röportaj: Ressam ve Karikatüris Ahmet İhsan Aslantürk
- Format Nasıl Atılır - Atakan Üçler
- Dijital Fotoğrafçılıkta Pilin Önemi - Fatih Nebioğlu
- Tam da Web Tasarımı Yapacaktım - Siraceddin El
- Fotoğraf Düzeltme - Zümrüt Şen
- Sinemamız - Melek Arzu Siyah
- Basit ve Karizmatik Wallapaper Yapımı - Can Ata
- Flash'ta Daktilografik Yazı - Yalçın Yaman
- Yeni Bir Başlangıç - Hakan Ayaz Damar
- Sitelerimize Background Reklam Uygulaması - Mehmet Akif Eker
- Teknoloji Haberleri
- Bu Ay Sinemalarda
- Bize Bunları Sordular
- Son Çıkan Oyunlar - Murat Korkmaz

Dergiyi kütüphanebiz farkıyla okumak için aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.

4shared

rapidshare

Sanalkurs E-Dergi 1.sayı

Sanalkurs E-Dergi 1.Sayı

alt
- Nereden, Nasıl Başlamalı? Abdullah Tekin
- Bilgisayarımda Casus Yazılım Varsa...Çağlar Umut Tosun
- Fireworks Nedir, Ne Değildir? Siraceddin El
- ASP ile IP'leri Engelleme - Kerim Sarıgül
- MSN Sohbetinizi Birileri Dİnliyor - Serdar Kuzuloğlu
- CSS İle Şeffaf Tasarımlar - Hakan Çamoğlu
- Şimdi İllustrator Zamanı - Ceyhun Akgün
- Gazete İlanları Tasarımı Nasıl Olur? Fatih Nebioğlu
- İnteraktif CD'lerde fsCommand - Ercan Altuğ Yılmaz
- Corel'de Yazı İçine Resim Gömmek - Zeynep Seymen
- Microsoft Nedir, Ne Yapar? Hakan Ayaz Damar
- Yorumlarınız - Zeynep Seymen
- Sanalkurs Haber7'de (Röportaj)- Seçkin Çakır
- Adminim, Mod Olmak İstiyorum - Siraceddin El

Kitaba aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

http://www.sanalkurs.net/e-dergi-2.html

Simyacı (Paulo Coelho)


Paulo Coelho
CAN YAYINLARI


Simyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir `fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir `klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupery'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir `nasihatnâme': `Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

4shared

rapidshare

Seker Portakalı (Jose Mauro De Vasconcelos )


Brezilyalı ünlü yazar José Mauro de Vasconcelos, 1920'de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu'da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağı'nda yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayâlini kurdu. Liseyi Natal'de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro'ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı.

İlk kitabı Yaban Muzu 1940'ta yayımlandı. 1945'te yayımlanan Beyaz Toprak adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra Evden Uzakta (1949), Sular Çekilince (1931), Kırmızı Papağan (1953) ve Ateş Çizgisi (1955) romanlarını yazdı. Kayığım Rosinha (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı Şeker Portakalı (1968) on iki günde yazılmıştı. "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım," der yazar. Bu kitaptaki küçük Zézé'nin serüvenleri Güneşi Uyandıralım (1974) ve Delifişek (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988'de öldü.

4shared

rapidshare

Hala Ciddiyim (Gülse Birsel)

Ne oldu?

Aaldınız birinci kitabı, pişman oldunuz mu? Eğlenmediniz mi?

Benimle konuşurken gözümün içinde bakın!

"Gayet Ciddiyim!" adlı birinci eserim yüzünden mutruz olan var mı? Asla!

Başta korsan yayıncılar olmak üzere, herkes çok memnun!

E o zaman?

Alın size ikincisi.

Yok "İşi ticarete döktü" efendim, "Bir şey tutulunca cılkını çıkarıyorlar".

"Ayıp, ayıp" falan, bu laflar bir gün yalan olacak.

Geriye sadece güldüklerimiz kalacak.

Bana inanın.Hala ciddiyim!

yazar hakkında:
Şener soyadıyla İstanbul'da doğdu. Beyoğlu Anadolu Lisesi'ni bitirdi. Boğazii Üniversitesi'nin Ekonomi bölümünde okurken gazeteciliğe merak sardı ve Aktüel dergisinde çalışmaya başladı. 1994'e kadar Aktüel'de muhabirlik ve bölüm editörlüğü yaptı, birçok başka dergiye yazılar yazdı. 1994'te New York'...

kitabı indirmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.PDF formatındadır

4shared

rapidshare

24 Mart 2008 Pazartesi

Yargı KPSS Yaprak Testleri



















kitabı indirmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
4shared

rapidshare

OKS ve SBS resmen değiştiler

OKS'nin gelecek yıldan itibaren kaldırılması ve yerine Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) getirilmesi ile ilgili Yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı
 OKS  ve SBS resmen değiştiler Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nın (OKS) gelecek yıldan itibaren kaldırılması ve yerine Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) getirilmesi ile ilgili Yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ile Anadolu İmam-Hatip Liseleri yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan değişiklik ile söz konusu yönetmeliklere “Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesini ifade ederö kısmı eklenerek, bu okulların OKS’ye dahil olması sağlandı. Yönetmeliklerin eklerinde yer alan “Öğrenci Nakline Esas Durum Belgesiönde de değişiklik yapılırken, belgeye, Birinci Yabancı Dili, İkinci Yabancı Dili, Hazırlık Sınıf Okuyup Okumadığı, Sınıf Tekrarı Yapıp Yapmadığı, Disiplin Cezası Alıp Almadığı, Öğrencinin Okula Yerleşmesinde Esas Alınan Puanı gibi soruların yanıtlanması istendi.

ANADOLU LİSELERİ’NE SEVİYE TESPİT SINAVI

Anadolu Liseleri Yönetmeliği’nin ”kontenjan tespiti” başlıklı 4. maddesinde sıralanan kontenjan nedenleri arasına seviye tespit sınavı ile sınıf tekrarı da eklendi. Ayrıca Anadolu Liseleri’ne nakil konusunda da yeni düzenleme getirilirken, “Bu okullar arasında öğrenci nakilleri; açık kontenjan bulunması, öğrencinin yerleştirmeye esas puanının, naklen gitmek istediği okulun kendi sınıf seviyesindeki öğrenciler için uygulanan yerleştirmeye esas taban puanından az olmaması ve puan üstünlüğü esaslarına göre yapılır. Naklen gidilmek istenilen yerleşim birimindeki okul/okullarda birinci yabancı dil farklı ise nakiller, puan üstünlüğü ve açık kontenjan esaslarına bağlı olarak velilerinin yazılı isteği doğrultusunda birinci yabancı dil değişikliği yapılarak gerçekleştirilir. Nakli gerçekleşen öğrencinin değiştirilen yabancı dildeki seviyesi belirlenir.
Okul yönetimi, öğrenci velisi ile işbirliği yaparak 31/5/2006 tarihli ve 26184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde gerekli tedbirleri alır ve uygularö ibaresi eklendi. Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde yer alan ”giriş puanı” ibareleri de ”esas taban puan” şeklinde değiştirildi.

Fen Liseleri Yönetmeliği’nin “Bu okullarda öğrenim görmek isteyen ilköğretim 8’inci sınıfta öğrenim görmekte olan öğrencilerden; 6’ncı, 7’nci sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilgisi derslerinin her birinin yıl sonu notu en az 4 (Dört) olanlar başvurabilirö ibaresi bulunan 9’uncu maddesi, “Yönergede belirlenen usul ve esaslar ilgili kılavuz/kılavuzlardaki açıklamalar doğrultusunda yerleştirmeye esas puana göre tercihte bulunurlar. İlgili mevzuata göre yurdumuzda öğrenim görme şartlarını taşıyan yabancı uyruklu öğrenciler hakkında da diğer öğrenciler gibi işlem yapılırö olarak değiştirildi.

Sosyal Bilimler Lisesi Yönetmeliği’nde ise “Hazırlık Sınıfından Dokuzuncu Sınıfa Geçişiö düzenleyen madde “Hazırlık sınıfı öğrencileri; aynı okulun 9’uncu sınıfına veya nakil şartlarını taşımaları halinde hazırlık sınıfı bulunmayan diğer okulların 9’uncu sınıflarına 8/12/2004 tarihli ve 25664 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği hükümlerine göre geçiş yaparlarö olarak değiştirildi

ANKA

23 Mart 2008 Pazar

Okçluk Milli Takımı Kampa Girdi




Dominik Cumhuriyeti'nde düzenlenecek World Cup 1. ayağına katılacak Okçuluk Türk Milli Takımı, Antalya'da hazırlıklarını sürdürüyor.Dominik Cumhuriyeti'nin başkenti Santo Domingo kentinde 1-5 Nisan tarihlerinde düzenlenecek World Cup 1. ayağına katılacak Okçuluk Türk Milli Takımı, teknik direktör Kim Jeongho ... Devamı... >>>

Masonların Saklı Tarihi (Tuncar Tuğcu)



"Eski Mısır'dan beri insanoğlunun oluşturduğu toplumların belirli bir kesiminde taban bulmuş ve belirli bir düzeyde etkin olmuş tüm gizli örgütler içerisinde, olağanüstü bir güce ulaşarak tarihe sürekli olarak müdahale eden ve gerçek hedeflerini saklamayı başaran biricik örgüt farmason örgütüdür. Hangi olgu, hangi fenomen bu örgüte şimdiye değin hiçbir örgütün ulaşamadığı gücü verdi? Örgütü tüm saldırılara karşı koruyan, tüm araştırmacıları çaresiz bırakan nedir? Bu örgüt bu kadar zamandır kendini nasıl saklı tutuyor? Örgütün hedefleri nedir? Neye ulaşmak, neyi gerçekleştirmek istiyor? Bu sorular bu çalışmanın problem alanının sınırlarını belirliyor. Bu sorular içerisinde 'örgütün gücünün kaynağı ve hedefleri sorusu temel sorudur.
sepete ekle

Kitap :Masonların Saklı Tarihi
Yazar :Tuncar Tuğcu
Yayıncı : GÖKÇE KİTABEVİ
Yayın Yılı: 2005
254 sayfa
ISBN:9758601342
Dili: TÜRKÇE
Format : PDF (Adobe)

4shared

rapidshare


Pc NET Dergisi 2007 Sayıları

PcNet Dergisi 2007 Sayıları (pdf)


PcNet Dergisi 2007 Sayıları (pdf)


PcNet Dergisi 2007 Sayıları (pdf)


PcNet Dergisi 2007 Sayıları (pdf)



AŞAĞIDAN İNDİRİN



Haziran 2007 Sayısı

Temmuz 2007 Sayısı

Ağustos 2007 Sayısı

Eylül 2007 Sayısı

Not: Dergilerin Boyutları ortalama 30 mb olup pdf formatındadır...

iyi okumalar

90 Dakikada Hegel (Paul Strathern)


Hegel ciddiye alınmak istiyordu; sonuçta bu isteği gerçekleşir de. Onun düşünsel armağanı tüm Avrupa’ya yayılır.
Hegel’in felsefesi çağın arzularını yerine getirir. Disiplin ve düzen inancı, istekli ve yoğun çalışma, acının şifalı gücü…
Daha sonra Avrupa bu motivasyonu unutup durağanlaşır. Ama bundan hergün giydiği sarı-gri ceketi içindeki hamur suratlı profesör sorumlu tutulamaz. Doğrusu, Hegel’in dünyayı fantastik, entelektüel bir masal olarak algıladığı ve sistemini melankolik, her şeyi açıklamaya çalışan karışık bir bilye oyunu olarak ortaya koyduğudur. Ama hiç olmazsa öncelikle dünyayı gerçekten anlamaya çalıştı; anlamadan değiştirmeye de kalkışmadı.

Yayınlayan forum kitabı biraz katletmiş maalesef reklam yapacağım diye ama yine de okunabilir durumda. Görseller yine yok.



4shared

rapidshare

Kendini Savunan İnsan (Erich Fromm)



Yüzyılımızın ünlü düşünürü Erich Fromm, bu yapıtında insanın yaşamdaki temel ödevinin “kendi kendisini oluşturmak”, yani gizilgüç olarak ne ise o hale gelmek olduğunu savunuyor. Fromm’a göre, insanı anlamak, onu sanki kendimiz bir Tanrı ya da ondan çok üstün bir yeri olan bir yargıçmışız gibi suçlamamak anlamına gelir. Çünkü, “iyi” ve “kötü” ne düzenekseldir ne de önceden yazgılanmıştır. Ahlak felsefesi alanında seçme ve karar, insana; onun kendisini, yaşamını ve mutluluğunu önemle ele almasına; kendisinin ve toplumunun ahlaksal sorunlarıyla yüzyüze gelebilmek yiğitliğini gösterip kendisini savunabilmesine dayanmaktadır.

kitap taslak şeklinde olabilir.Düzeltilmemiş yanları olabilir.Kitabı indirmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.


4shared

rapidshare

22 Mart 2008 Cumartesi

Kırk Ambar Sohbetleri (İlber Ortaylı)


Tarihçi hüviyetinin yanı sıra, bir düşünce adamı olarak yıllardır ülke sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklayan , elinizdeki kitapla ilk kez dergi ve gazete sütunlarındaki yazılarını okura sunuyor. Eğitim, kültür, AB-Türkiye ilişkileri, Türk kimliği gibi ülkemizin temel meselelerine ufuk açıcı öneriler getiren Ortaylı, kendine özgü tavizsiz üslubuyla ve derin dil ve tarih bilgisiyle okuru ‘tarih meleği’nin eşliğinde Sarıkamış’tan Vatikan’a,1914′ten 1980′e, Osmanlı kültüründen hilafetin kaldırılmasına uzanan, bu ülkede yaşayanların aşina olduğu bir yolculuğa çıkarıyor.

“Tarihin sedası hoş olmaktan çok gök gürültüsü gibi hacimlidir ve bitmeyen bir yankıyı andırır. Geçen altı asır, komşu yirmi küsur halkın ve en başta bizim tarihimizdir; ona sıcak bir ilgi, bilimsel bir araştırma ve düşünce ile yaklaşmamız gerekir.”


4shared

rapidshare

İki Dirhem Bir Çekirdek (İskender Pala)


Anlatımı güzelleştirmek, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kılmak üzere her dilde kalıplaşmış bazı sözler bulunur. Atasözleri, dua ve temenni cümlecikleri, sövgü ve ilençler, bilmece ve tekerlemeler... Bu tür kalıplaşmış sözler arasında, dilin bünyesinde en sık rastlanılanlar ise deyimlerdir. Dilin bünyesinde kalıplaşmış ve kökleşmiş olarak değişmeden kullanılan deyimler, hiç şüphe yok ki anlatıma canlılık ve güç katarlar. Bu sayede düşüncelerin ve olayların muhataba daha elkili biçimde yansıtıldığı bir gerçektir.
Bazı kimilerle ilgili anılar ve hikâyeler, tarihten alınmış olaylar, vs. deyimlerin ortaya çıkış nedenleri arasında ön sıraları paylaşırlar.. Bu bakımdan deyimlerin kaynaklarını arayıp bulmak, oldukça meşakkatli bir iştir. Bazen rastgele bir sayfada, bazen bir dipnotla, bazen de hiç ummadığınız bir el yazması sayfasında bir deyimin ortaya çıkış hikayesiyle karşılaşmak mümkündür.
Deyimlerimizin ortaya çıkış hikâyelerini bilmenin, dilimizin kültüre yansıyan yüzüne bir renk katacağı kesindir. Umarız, bu konuda daha geniş araştırma yapacaklar için bu küçük kitap bir başlangıç
olur.



4shared

rapidshare

Bilinmeyen Yönleriyle Satanizm (Bülent Kısa)


Satanizm 90′lı yılların başlarından itibaren Türkiye’de adı duyulur ve zaman zaman da gündemi fazlasıyla işgal eder hale geldi.
Satanizm’den fazlasıyla bahsedilmesine ve dönem dönem de, basının da abartması ile “Savulun Satanizm geliyor” şeklinde abartılı merak ve korku dalgalarının yükselmesine rağmen görülmektedir ki, kimsenin hatta “Satanist’im” diyenlerin bir çoğunun bile Satanizm hakkında belli bir fikri ve bilgisi yok.

Satanizm, bazılarına göre bir inanç sistemi, bazılarına göre bir din, bazılarına göre bir yaşam tarzı, bir felsefe, kimine göre sapıklık ve canilik, kimilerine göreyse siyah elbiseler giyip, erkeklerin saç uzatması ya da saçlarını kazıtması, küpe takmaları, kadınların da siyah tırnak cilaları kullanmaları ve metal müzik dinlemeleri.

Satanizm tam olarak nedir? Bu soruya bir, iki kelime ile cevap verebilmek için insanın Satanizmi hiç bilmemesi ve kulaktan dolma yarım yamalak bilgilerle konuşuyor olması gerekiyor. Satanizm için kısaca “Şeytan tapımı” deyip geçmek de mümkün. Fakat bu da tam bir cevap olmuyor.

kitabı indirmek için aşağıdaki linkleri kullanın

4shared

rapidshare

21 Mart 2008 Cuma

Özgürlükten Kaçış (Erich Fromm)

Karanlıkta ıslık çalmak ışığı getirmez. Yalnızlık, korku ve şaşkınlık yerli yerinde kalır; İnsanlar buna sonsuza dek dayanamazlar. Bir şeylerden özgürlük'ün yüküne katlanmayı sürdüremezler; olumsuz özgürlükten olumlu özgürlüğe geçmedikleri sürece, özgürlükten hepten kaçmaları gerekir. Çağımızda ana toplumsal kaçış yolları, faşizmle yönetilen ülkelerde görüldüğü üzere, bir öndere boyun eğme ve demokrasimizde yaygın olan zorlanımlı 'düzene uyma'dır.











4shared

rapidshare

Yamuk Bakmak (Slavoj Zizek)


Hitchcock filmleri, Stephen King, korku, bilimkurgu ve dedektif öyküleri, popüler romantik romanlar, günümüz kitle kültürü, Stalinist pornografi, Biçimsel Demokrasi, sonra Lacan, Hegel, Kant, Sade ve diğerleri... Hepsi bir arada, yan yana.
İçinde hep rahat edegeldiğimiz düşünme ve açıklama çerçevelerinin otomatikliğinin sekteye uğradığı anlarda hissettiğimiz, sezdiğimiz, ama en derinlerdeki mantığına bir türlü nüfuz edemediğimiz için söze dökülmeden kalan şeyler vardır... Son dönemde Avrupa'nın "çevresi"nde yükselen yeni sosyal hareketlerin içinden gelen Slavoj Zizek, belki tam da bu mesafesi sayesinde, bu tür şeyleri söze dökmeyi başarabiliyor. Bunu ilk elde bir arada düşünemeyeceğimiz tema ve kişileri birlikte okuyarak yapıyor: Zizek'e özgü bu "yamuk bakış" sayesinde, dik, cepheden bir bakışla asla görülemeyecek yepyeni düşünce katmanları seriliyor gözlerimizin önüne. Zizek bir taştan diğerine seker gibi yazdığı halde, anlatıyı asla dağıtmadan, olağanüstü bir akıcılıkla, yaşadığımız çağın kültürel ifadelerini boydan boya katedebiliyor.
Hangi alana yerleşiyor bu kitap? Felsefe mi, psikanaliz mi? Film ya da edebiyat eleştirisi mi? Yoksa sosyoloji ya da siyaset mi? Bizce hepsine ve hiçbirine. Sadece şu söylenebilir: Böyle bir metin ancak Zizek tarafından yazılabilirdi.

Zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz.

içindekiler
Önsöz
Teşekkür

I Gerçeklik Ne Kadar Gerçektir?

1 Gerçeklikten Gerçeğe
2 Gerçek ve Maruz Kaldığı Değişimler
3 Arzunun Gerçeğinden Kaçmanın İki Yolu

II Hitchcock Hakkında Asla Çok Şey Bilinemez
4 Külyutmazlar Nasıl Yanılır?
5 Hitchcockçu Leke
6 Pornografi, Nostalji, Montaj: Bir Bakış Üçlüsü

III Fantazi, Bürokrasi, Demokrasi

7 İdeolojik Sinthome
8 Postmodernliğin Müstehcen Nesnesi
9 Biçimsel Demokrasi ve Huzursuzlukları

İndirmek için aşagıdaki linleri kullanın

4shared

rapidshare

Teşkilatın İki Silahşörü (Soner Yalçın)


Soner Bey beni arıyormuşsunuz!'
Tanışmamız telefonda bu cümleyle başladı.
Tarih 16 haziran 1999."

Torun "Yakub Cemil" yurtdışında katıldığı silahlı operasyonları ve dedesi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ünlü fedaisi Yakub Cemil'le benzerliklerini anlattı...

"30 Ekim 1984. İstanbul Çınar Oteli'ndeyiz.
Odada, subaylıktan ayrılma Yılmaz ve MİT'ten emekli Mehmet Ali Ağabey de var. Bir de 'Akrep!' Planı ezberlekdik. Birer gün arayla inecektik Atina'ya..."

"Kelle alana, yani tetiği çekene biz 'Teğ-Men' veya 'Çiftçi' derdik. Bu şifreler bize, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin silahlı müfrezesi Teşkilatı Mahsusa'dan mirastır. Teşkilatı Mahsusa'nın baş harfleri, 'T' ve 'M' nedeniyle 'Teğ-Men' şifresini kullanıyorduk. 'Çiftçi'de, bu özel örgütün amblemindeki 'çift ay'dan kaynaklanıyordu...."

"Beyrut benim ilk işimdi.
Sıcak ete ilk orada sıktım..."

"1983 yılının 15 nisanı.
İki komportıman çalışacağız. 1-2-3 ve 4-5-6.
Ben 4'üm!
Liége-Brüksel ve Rotterdam--Abnham hattı bizimdi..."


"Operasyondan sonra elerimizi kolonyalı mendillerle sildik. Paris-Orly Havaalanı yolunda otomobil değiştirdik, dörtlülerini yakmış bir diğer taksiye bindik..."

"PKK'lı Abdullah Öcalan'la da, MLSPB'li Şemsi Özkan'la da aynı okulda okudum..."

"1979 yılının bir mart günü Ankara'dan ayrıldım. İzmir yakınlarında Amerikalılardan kalma bir yerde aylarca eğitim gördüm, gerilla gibi yetiştirildim."

"Bu kavgada bizim iki sadık dostumuz vardı: biri hayat, diğeri ölüm!.."

Sistemler, rejimler değişti, teşkilat hep aynı kaldı.

Fedaileri dün Dede Yakub Cemil'di, bugün Torun "Yakub Cemil."

İki Silahşorun Gerçek Yaşamöyküsü...

kitap taslak halinde olabailir.



4shared

rapidshare