31 Ağustos 2009 Pazartesi

YABANCI KUCAK

Tatilimin son iki günü okuduğum muhteşem bir Ian McEwan kitabı. "Cumartesi" romanını okuyup hayran kaldığım, "Sonsuz Aşk" kitabıyla bu hayranlığımı daha da pekiştiren ingiliz yazar Ian McEwan. Ayrıntı Yayınlarının Kara Ayrıntı serisinden çıkan bu romanı oldukça ucuz bir fiyata satın alırken düşünmeden edemedim. Bu fiyata bu yazarın bir romanı. Okuduğum zaman gördüm ki, fiyatlar ile beğeni hiç zaman doğru orantılı değil. Tabi bu arada kitap okumayı seviyorum ve istiyorum ama kitaplar çok pahalı, alamıyorum diyen kesimin de kulakları çınlasın. Yok böyle bir tanımlama. Okumak isteyenlere her zaman heryerde kitap mevcut. Mary ve Colin Venediğe tatile giden 7 yıldır birlikte yaşayan bir çifttir. Ellerinde harita bir gün gizemli Venedik sokakalarında gezerlerken garip bir adam olan Robert ile tanışırlar. Tanışmaları çok az bir zaman olmasına rağmen Robert şaşılacak bir şekilde çocukluğundan ve geçmişindeki ayrıntılardan bahsetmeye başlar. Robert'in kendi barında başlayan bu sohbet, içkinin de etkisiyle iyice koyulaşır. Ve kitaptaki gerilim böylece başlamış oluyor. Ertesi günlerde Mary ve Colin tesadüf eseri tekrar Robert ile karşılaşıp evlerinde yemek yemek için ısrar eder ve daynamayıp evlerine giderler. Robert'in kendisinden garip olan karısı Caroline ile tanışırlar. O gece orda misafir olmak zorunda kalırlar. Mary ve Colin tam 5 gün odalarından çıkamıyorlar ve bu 5 gün Mary ve Colin için inanılmaz mutlu, birbirleri için kendilerini tanıma fırsatı yakalarlar. Kapının ardındaki kötülükler Robert ve Caroline 'yı gözardı ederek. Kitabı okurken yaşadığım gerilim son sayfalara geldikçe iyice artıyor ve sizi sarıp sarmalıyor. Yazarın 1981 yılında kaleme aldığı "Yabancı Kucak" romanını anlatış tarzı da çok etkileyici. Sizlere de tavsiye ederim.

Kitabın Arkasındaki Not:
"Romanları mimari açıdan ele alırım. Kapıdan girildiğinde, o kapı öyle inşa edilmiş olmalı ki, okur o anda binanın sağlamlığına güvenmeli," diyenIan McEwan, yine sağlamlığı garantili bir yapıyla karşımızda. Son dönem İngiliz edebiyatının parlak yazarlarından McEwan, yabancı Kucak'ta Gotik roman türünü Romantizmin ilk dönemlerinden günümüze taşıyor. Gotik edebiyatın temel özelliklerinden olan tekinsizlik, gizem ve korku havasının yaratmak için de mükemmel bir mekan seçiyor: Ne kadar dolaşırsanız dolaşın, her zaman dönülmemiş bir köşeyi, keşfedilmemiş bir geçidi, kayıp bir binayı, ağza alınmayacak deneyimlerin yaşandığı gizli bir mekanı gözden kaçırabileceğiniz duygusunu veren kadim Venedik kentini...

Kitabın Adı: Yabancı Kucak
Kitabın Yazarı: Ian Mc Ewan
Yayınevi: Kara Ayrıntı Serisi
Sayfa Sayısı: 125

30 Ağustos 2009 Pazar

Zafer Kupası Okçuluk Yarışması/ Gelibolu - 2009


ZAFER KUPASI,S.MİNİKLER-MİNİKLER-YILDIZLAR (GELİBOLU) 29-30 AĞUSTOS 2009\\Yarışma verileri\ (Kaynak : Okçuluk Fedrs. Sts.)
- Özgenur Ekmen (Kocaeli) yine 1.' nci oldu.
- Yarışmanın En Başarılı Sporcusu : Burcu Berber
- YARIŞMANIN DEĞERLENDİRMESİ :
- İlk önce şunu söyliyeyim; burada yaptığım değerlendirmelerin amacı sadece Türk okçuluğunun daha iyiye gitmesi içindir, kimseyi rencide etmek veya birilerini ön plana çıkarmak değildir.
- Dünya' da ilk defa bir resmi yarışmada 63 metre ve 33 metreden okçuluk yarışması yapıldı. Nerede, tabi ki Türkiye' de. Hadi diyelim sahayı çizen görevliler yanlış ölçüm yaptı, bizleri yarışmalarda sözde disiplinize etmeye çalışan sayın hakem heyeti neden sahayı ölçüp kontrol etmedi. Demek ki herşey sözde yapılıyor. Bence bu ciddiyetsizliğin en büyük örneğidir.Okçuluk sahasının hazırlanmasında ilk olarak emniyet tedbirleri alınır ikinciside sahanın ok atış mesafeleri tekrar tekrar kontrol edilerek ölçülür. Normal şartlar altında yarışmanın sıralama atışlarının tekrar edilmesi gerekir ama idareci ve antrenörler çok büyük olgunluk gösterip itiraz etmediler. Arkasından ikinci bir fiyasko daha gerçekleşti; resmi yazıda takım atışlarının yapılacağı yazarken yine takım atışları yapılmadı. Yarışmanın güzel taraflarıda vardı tabi ki; sayın Hakan Çakıroğlu ve ekibinin ayrıca Gelibolu belediyesinin konukseverliği tartışılmazdı. Sporcular yoğun rüzgara rağmen çok güzel mücadele ettiler, bence Türk okçuluğunun gelişimi açısından bu yarışma her yıl mutlaka burada yapılmalı.Çünkü sporcular rüzgarda atmaya yarışma ortamında alışıyorlar. 3 metre fazla atıldığı için yarışmanın toplam puanı üzerinden konuşamayız ama eleme turlarında özelliklede madalya atışlarında sanki Dünya şampiyonasındaki maçları seyrediyormuş gibiydik. Bir çok yetenekli sporcumuz var ama; bu yarışmada çok şiddetli bir rüzgar altında bronz madalya atışında 113 puan atarak (Türkiye rekoru 115 puanla Esra Sülün'e ait) compound yay yıldız bayanlar da 3. olan Burcu Berber' i çok beğendim, bu sporcumuza sahip çıkıp ileriye dönük planlar yapılması lazım bence.
-
Basından :
'' Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde iki gündür devam eden "Zafer Kupası Okçuluk Şampiyonası" sona erdi.
30 Ağustos 2009 19:48
Gelibolu 26 Kasım Stadyumu'nda yapılan elemeli atışlarda birbiriyle yarışan okçular zaman, zaman etkisini gösteren rüzgarla da yarıştılar.
Çeşitli kategorilerde yapılan yarışmada her sporcu 72 ok atarken, yıldızlar 60 metre, minikler 30 metre ve süper minikler de 20 metre mesafeden hedefe atış yaptı.
Yapılan atışlar sonunda hedefi 12'den vuran Makaralı Yay Minik erkeklerde altın için yarışan Gelibolu Yarımadaspor kulübünden Çağan Ozan Gürlen birinci olurken, ikinciliği Kastamonu takımından Çağatay Demir,üçüncülüğü ise Erzurum bölgesinden Cevdet Mustafa Has aldı.
Makaralı Yay Süper Minik Bayanlarda birinciliği Kocaeli bölgesinden Özge Nur Ekmen, ikinciliği Denizli Belediyespor'dan Emine İlkin Karalar alırken, üçüncülüğü de Samsun Bölgesinden Candan Bilgi elde etti.
Şampiyonada Makaralı Yay Yıldız Bayanlarda birinciliği Antalya bölgesinden Burçak Damla Balcı, ikinciliği Aksaray Gençlikspordan Dilara Yumuşak ve üçüncülüğü ise Gelibolu Harb-iş spordan Kader Burcu Berber aldı.
Makaralı Yay Yıldız erkeklerde birinciliği Kayseri bölgesinden ferdi olarak katılan Oğuzhan Kayaalp alırken, ikinciliği yine Kayseri bölgesinden Ahmet Kaan Akgün ve üçüncülüğü ise Cankırı bölgesinden Evren Çağaran elde etti.
Makaralı Yay Minik Erkeklerde takım halinde birinci olan Gelibolu Yarımadaspor Kulübü sporcuları şampiyonada Gelibolu'ya ikinci altın madalyayı kazandırdı.
Klasik Yay Minik bayanlarda birinci Samsun Bölgesinden Gizem Nur Sucu, erkeklerde birinciliği İzmir Büyükşehir Belediyerspor kulübünden Uğur Fırtına Ertok kazandı.
Klasik Yay Süper Minik Bayanlarda ise, birinciliği İzmir Bölgesinden Yasemin Ecem Anagöz, Erkeklerde Ankara bölgesinden Mehmet Özgen Punar aldı.
Klasik Yay Yıldız Bayanlarda Ankara bölgesinden birinciliği Zeynep Işılsu Ünal, erkeklerde ise, Kayseri bölgesinden Mehmet Seyit Zor aldı.
Makaralı Yay Minik Bayanlarda birinciliği Kocaeli bölgesinden Feyza Uçar, ikinciliği Antalya bölgesinden
Arzu Tuba Barış, üçüncülüğü Kocaeli bölgesinden Nurdan Karaoğlu aldı.
Derecelerin açıklanmasının ardından sporculara ödülleri Okçuluk federasyonu Genel Sekreteri Sirer Aydın, Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, Gelibolu İlçe Milli Eğitim Müdürü Haki Mutlu ve Okçuluk Federasyon Üyesi ve Teknik Kurul Başkanı Hakan Çakıroğlu tarafından verildi.
Okçuluk Federasyonu Genel Sekreteri Sirer Aydın yaptığı açıklamada, şampiyona boyunca 26 bölgeden 309 sporcunun Gelibolu'da güzel bir yarışma çıkardıklarını belirterek, "Yarışmada ev sahipliğini yönetim kurulu üyemiz Hakan Çakıroğlu yaptı. Güzel bir organizasyon oldu. Bu yarışmada Teknik Kurul tarafından değerlendirilen başarılı 50 okçu bir haftalık gelişim kampına alındı. Kamp Gelibolu'da yapılacaktır" dedi. ''

29 Ağustos 2009 Cumartesi

A - Z Kitaplar serisi Yabancı yazarlar (J)


-J-
J Bergier - Lanetli Kitaplar.pdf
J. D. Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar.pdf
J. K. Rowling - Harry Potter 4.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Azkaban.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Felsefe Taşı.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Sırlar Odası.lit
J. K. Rowling - Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı.lit
J.A.C. Brown - Siyasal Propaganda.DOC
J.D.Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar.txt
J.J. Rousseau - Yalnız Gezerin Düşlemleri.lit
J.Jose Millas - Sakın Yatağın Altına Bakma.rtf
J.R.R.Tolkien - İki Kule.lit
Jack London - Ademden Önce.doc
Jack London - Ademden Önce.pdf
Jack London - Beyaz Diş.doc
Jack London - Demir Ökçe.doc
Jack London - Demir Ökçe.pdf
Jack London - Demiryolu Serserileri.doc
Jack London - Demiryolu Serserileri.pdf
Jack London - Deniz Kurdu.doc
Jack London - Martin Eden.doc
Jack London - Martin Eden.pdf
Jack London - Uçurum İnsanları.doc
Jack London - Uçurum İnsanları.pdf
Jack London - Vahşetin Çağrısı.doc
Jack London - Vahşetin Çağrısı.LIT
Jack London - Vahşetin Çağrısı.txt
Jack London - Yıldızlar Korsanı.doc
Jack Vance - En Son Kale.pdf
Jackson Braun - Kırmızı Gören Kedi Lilian.pdf
Jacques Bergier - Lanetli Kitaplar.txt
Jane Campion - Kate Pullinger - Piyano.pdf
Jean Christophe Grange - Kızıl Nehirler.pdf
Jean Christophe Grange - Kurtlar İmparatorluğu.pdf
Jean Christophe Grange - Leyleklerin Uçuşu.pdf
Jean Christophe Grange - Siyah Kan.pdf
Jean Christophe Grange - Taş Meclisi.pdf
Jean Christophe Grange - Taş Meclisi.txt
Jean Deny - Yeni Türkiye.txt
Jean Jacques Rousseau - Yalnız Gezerin Düşlemleri.txt
Jean Paul Sartre - Duvar.doc
Jean Paul Sartre - Duvar.lit
Jean Paul Sartre - Duvar.pdf
Jean Paul Sartre - Duvar.txt
Jens Peter Jacobsen - Marie Grubbe.rtf
Jens Peter Jacobsen - Marie Grubbe.txt
Jerzy Kosinski - Boyalı Kuş.doc
Jhon Grisham - Pelikan Dosyası.txt
Jim Paluch - 5 Önemli Şey.txt
Joan D Vinge - Amber Gözler.lit
Joan D Vinge - Amber Gözler.txt
John Steinbeck - Sardalye Sokağı.doc
John Dickson Carr - Tenis Kortunun Esrarı.pdf
John Grew - Atatürk ve İnönü.txt
John Grisham - Pelikan Dosyasi.pdf
John Grisham - Tuzak.pdf
John Ronald - Reuel Tolkien - Yüzüklerin Efendisi(full).pdf
John Steinbech - Yukarı Mahalle.doc
John Steinbech - Yukarı Mahalle.lit
John Steinbech - Yukarı Mahalle.pdf
John Steinbeck - Fareler Ve İnsanlar.doc
John Steinbeck - Fareler ve Insanlar.lit
John Steinbeck - Gazap üzümleri.doc
Jonathan Stagge - Karadul.pdf
Jose Mauro De Vasconcelos - Kayığım Rosinha.doc
Jose Mauro De Vasconcelos - Kırmızı Papağan.txt
Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı.lit
Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı.pdf
Jules Amcam - Guy De Maupassant.pdf
Jules Verne - 2890 Yılında.txt
Jules Verne - Denizler Altında 20000 Fersah.doc

linkler: 28609 KB
http://rapidshare.com/files/222081401/Y_J_krm.rar

A - Z Kitaplar serisi Yabancı yazarlar (J)


-J-
J Bergier - Lanetli Kitaplar.pdf
J. D. Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar.pdf
J. K. Rowling - Harry Potter 4.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Azkaban.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Felsefe Taşı.lit
J. K. Rowling - Harry Potter Sırlar Odası.lit
J. K. Rowling - Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı.lit
J.A.C. Brown - Siyasal Propaganda.DOC
J.D.Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar.txt
J.J. Rousseau - Yalnız Gezerin Düşlemleri.lit
J.Jose Millas - Sakın Yatağın Altına Bakma.rtf
J.R.R.Tolkien - İki Kule.lit
Jack London - Ademden Önce.doc
Jack London - Ademden Önce.pdf
Jack London - Beyaz Diş.doc
Jack London - Demir Ökçe.doc
Jack London - Demir Ökçe.pdf
Jack London - Demiryolu Serserileri.doc
Jack London - Demiryolu Serserileri.pdf
Jack London - Deniz Kurdu.doc
Jack London - Martin Eden.doc
Jack London - Martin Eden.pdf
Jack London - Uçurum İnsanları.doc
Jack London - Uçurum İnsanları.pdf
Jack London - Vahşetin Çağrısı.doc
Jack London - Vahşetin Çağrısı.LIT
Jack London - Vahşetin Çağrısı.txt
Jack London - Yıldızlar Korsanı.doc
Jack Vance - En Son Kale.pdf
Jackson Braun - Kırmızı Gören Kedi Lilian.pdf
Jacques Bergier - Lanetli Kitaplar.txt
Jane Campion - Kate Pullinger - Piyano.pdf
Jean Christophe Grange - Kızıl Nehirler.pdf
Jean Christophe Grange - Kurtlar İmparatorluğu.pdf
Jean Christophe Grange - Leyleklerin Uçuşu.pdf
Jean Christophe Grange - Siyah Kan.pdf
Jean Christophe Grange - Taş Meclisi.pdf
Jean Christophe Grange - Taş Meclisi.txt
Jean Deny - Yeni Türkiye.txt
Jean Jacques Rousseau - Yalnız Gezerin Düşlemleri.txt
Jean Paul Sartre - Duvar.doc
Jean Paul Sartre - Duvar.lit
Jean Paul Sartre - Duvar.pdf
Jean Paul Sartre - Duvar.txt
Jens Peter Jacobsen - Marie Grubbe.rtf
Jens Peter Jacobsen - Marie Grubbe.txt
Jerzy Kosinski - Boyalı Kuş.doc
Jhon Grisham - Pelikan Dosyası.txt
Jim Paluch - 5 Önemli Şey.txt
Joan D Vinge - Amber Gözler.lit
Joan D Vinge - Amber Gözler.txt
John Steinbeck - Sardalye Sokağı.doc
John Dickson Carr - Tenis Kortunun Esrarı.pdf
John Grew - Atatürk ve İnönü.txt
John Grisham - Pelikan Dosyasi.pdf
John Grisham - Tuzak.pdf
John Ronald - Reuel Tolkien - Yüzüklerin Efendisi(full).pdf
John Steinbech - Yukarı Mahalle.doc
John Steinbech - Yukarı Mahalle.lit
John Steinbech - Yukarı Mahalle.pdf
John Steinbeck - Fareler Ve İnsanlar.doc
John Steinbeck - Fareler ve Insanlar.lit
John Steinbeck - Gazap üzümleri.doc
Jonathan Stagge - Karadul.pdf
Jose Mauro De Vasconcelos - Kayığım Rosinha.doc
Jose Mauro De Vasconcelos - Kırmızı Papağan.txt
Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı.lit
Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı.pdf
Jules Amcam - Guy De Maupassant.pdf
Jules Verne - 2890 Yılında.txt
Jules Verne - Denizler Altında 20000 Fersah.doc

linkler: 28609 KB
http://rapidshare.com/files/222081401/Y_J_krm.rar

28 Ağustos 2009 Cuma

SYMPTOMS of LONELİNENS

Öğrenilmiş Farkındalık

Mutfakta aranırken oldu tüm bunlar. Bir yokluk durumunda herkesin arandığı gibi bende arandım. Önce buzdolabının kapağını açarken buldum kendimi. Hiç birşey yiyecek durumda değildim oysa. Gözüm buz gibi olduğunu düşündüğüm suya odaklandı. Şişedeki suya yemek kokularını karışmış olması ihtimali ile vazgeçtim. Soğuk nem taneleri kollarıma ulaştığında, kapandığından iyice emin olacak şekilde bastırdım kapağına. Bir kaç kez açık kaldığını görüp kendime hayıflandığımdan olsa gerek, dönüp bir kez de kontrol ettim. Mutfağın tam ortasında durdum sonra. Uzun zamandır hareketsizlikten hantallaşan gövdemle. Şimdi karşımda ısıtıcı duruyordu.

Herkesin bildiği adıyla kettle işte. Kullanmaktan canını çıkardığım alet. Sert bir kahve ne iyi gelirdi diye bir düşüncem olmadı. Yersiz yere düğmesine bastım, dalgın bir anıma gelse açık kaldığını dahi unutabilirdim. Ne olduysa ben kahve yapma hazırlığı aşamasındayken oldu. Isıtıcının içindeki suyun taze olduğuna emin olmasam, bu kadar çabuk hazırlayabileceğimi sanmıyordum. Kahve, bildiğiniz hazır kahvelerden, koyu yeşil ambalajlı bir jacobs ürünü, sanırım monarch. Şekersiz, kremasız şu sade olanlarından. Bir allegori olarak çok farklı bir kahve yapacağım düşünülmüşte olabilirdi. Bu ihtimali hemen burada kaldırıyorum.

Evet, tam o anda oldu. Bunu söylediğime hala inanamıyorum. Fizyolojik olarak pekte mümkün olmayan bir durumdu bu. Durduk yere "Yaşamak güzel şey be kardeşim" dedim. Hem de oldukça yüksek bir ses tonuyla, yanımda yöremde kimseler yokken. Duyurmak istediğim biri olsaydı bari. Onda bir şekilde motivasyona dönüşseydik. Söylediğim bu koca sözcüğü irdeleyip, kargışlasaydık.

"Yaşamak Güzel şey be kardeşim" Öğlen sonu, bu saatlerde, her zaman olduğu gibi tek başınaydım bunu söylediğimde. Bu tekbaşınalık bu aralar iyiden iyiye alıp başını gitmiş olsa gerek. Kesinlikle kötü bir durum bu. Sorduklarında, öğrenilmiş farkındalık deyip geçiştirmeyi düşünüyorum.

O sözleri söylediğimde hangi haldeysem artık.
Tenimden, bedenimden bütünüyle bir kopuş yaşadım.
Bunu diyen ben, reklamdan fırlamış bir sözün dehşetiyle.

GÜNEŞ YİYEN ÇİNGENE


Tatilimin bitmesine yakın, içimdeki hüzünle birlikte okuduğum tek öykü kitabı Buket Uzuner'in Güneş Yiyen Çingene isimli kitabı oldu. Kitaptaki 9 öyküden beni en çok içine çeken ve etkileyen öyküler "Mor ve Ötesi" ve "Güneş Yiyen Çingene" oldu. "Mor ve Ötesi" isimli öykü aynı zamanda 1989 Yunus Nadi öykü yarışmasında Mansiyon Ödülünü hak etmiş. Yazarın kaleme almış olduğu neredeyse tüm öyküler kendi düş sınırlarınızı zorlayan nitelikte. İnsan ilişkileri, aşk, hayat ve biraz da fantastik; öykülerin temaları. Ben bu öyküleri okurken hep başka diyarda gezdim durdum. Bu diyarları bir de siz gezin bakın, aynı tadı alabilecek misiniz?

Kitabın Arkasındaki Not:
Güneş Yiyen Çingene, Türk öykü sanatına zengin düşgücü, dinamik ve şaşırtıcı üslubuyla yepyeni bir renk katan Buket Uzuner'in dokuz öyküsünden oluşuyor.'Genç, modern ve kentli' diye tanımlanan anlatımıyla Buket Uzuner bu kitabında 'gülmek ve düşlemek' eylemlerini ciddiye almamızı öneriyor. Güneş Yiyen Çingene, "Erişilmeyecek hiçbir şey yoktur, çünkü aslında her şey insanın kafasındadır. Güneş bile erişilmez değil artık!" diyor.Ve her zamanki gibi bütün bunları özgün kara mizah ve güleryüzlü ciddiyet renkleriyle anlatıyor Buket Uzuner.

Kitabın Adı: Güneş Yiyen Çingene
Kitabın Yazarı: Buket Uzuner
Yayınevi: Everest Yayınevi
Sayfa Sayısı: 116

27 Ağustos 2009 Perşembe

Liselere Kayıtlar Sona Eriyor

Sınavsız öğrenci alan genel liseler ile meslek liselerine elektronik ortamdaki aday kayıtları için süre dolmak üzere..
Sınavsız öğrenci alan genel liseler ile meslek liselerine elektronik ortamdaki aday kayıtları yarın sona erecek. Genel liselere 3 Ağustos 2009 tarihinde başlayan aday kayıtları için yarın mesai bitimine kadar okul müdürlüklerine başvurulması gerekiyor. Genel liselere aday kayıt işlemleri genel lise müdürlüklerince, meslek lisesine kayıt işlemleri de meslek lisesi müdürlüklerince yapılacak. Kayıt sırasında, okul müdürlükleri kendilerine başvuran öğrencilerin kimlik bilgilerini, diploma notlarını ve adres bilgilerini e-okul sisteminden sorgulayıp kontrol edecekler. Genel liselere aday kayıtlarında bölge ve ikametgah adresi esas alınacak. Genel liseye kayıt olmak isteyen adayın ikameti, öğrenci yerleştirme komisyonlarınca belirlenmiş olan okulun bölgesi sınırları içerisindeyse kaydı yapılacak. Meslek liselerine kayıtlarda bölge sınırlaması olmaksızın 10 adet okul tercihi yapılabilecek. Adaylar, hem genel liseye hem de meslek lisesine kayıt yaptıramayacak. -MEB'İN İNTERNET SİTESİNDEN AÇIKLANACAK- Liselere aday kayıtları tamamlandıktan sonra okullar ve öğrenci yerleştirme komisyonlarınca gerekli kontroller yapılarak kayıt listeleri onaylanacak ve en geç 4 Eylülde Milli Eğitim Bakanlığının ''www.meb.gov.tr'' internet adresinden ilan edilecek. İlan edilen listelere göre kesin kayıt işlemleri için gerekli evrak, ilgili okul müdürlüklerince 7-18 Eylül 2009 tarihleri arasında yapılacak. 2009 Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı esasları ile yatılı ilköğretim bölge okulu mezunlarından söz konusu ortaöğretim kurumlarını yatılı kazanan/yerleştirilen öğrencilerin kayıtlarında e-kayıt başvurusu şartı aranmayacak. -KONTENJAN AÇIĞI- Kontenjan açığı halinde öğrenciyi kardeşinin öğrenim gördüğü veya anne babanın çalıştığı iş yerinin bulunduğu alanın dahil olduğu okula kayıt yaptırmak isteyen veli talepleri öğrenci yerleştirme komisyonlarınca değerlendirilecek. Terör saldırıları sonucu şehit olan veya malul duruma düşen öğretmenlerin çocukları ile şehit, malul ve muharip gazi çocuklarının, durumlarını belgelendirmeleri halinde istedikleri genel veya meslek liselerine kayıtları yapılacak. Ayrıca özel eğitim gerektiren öğrencilerin de genel veya meslek liselerine kayıtlarında istekleri dikkate alınacak. Mazeretleri nedeniyle aday kayıtlarını yaptıramayan öğrencilerin mağdur olmamaları için valiliklerce belirlenecek bir takvim çerçevesinde, kayıtlarla ilgili esaslar doğrultusunda öğrenci yerleştirme komisyonlarınca genel liselere veya meslek liselerine kayıt ve yerleştirme işlemleri sürdürülecek.

Harç Zamları Davalık Oldu

Üniversite öğrencileri yüzde 8'lik harç zammına ilişkin Bakanlar Kurulu kararını mahkemeye taşıyor.

Üniversite harçlarına yüzde 500'e varan oranlarda yapılan zamlara yönelik protestolarıyla dikkat çeken ve zamları geri çektirmeyi başaran üniversite öğrencileri şimdi de yüzde 8'lik harç zammına ilişkin Bakanlar Kurulu kararını mahkemeye taşıyor. Ekonomik krizin yaşam şartlarını zorlaştırdığı bir sırada YÖK'ün açıkladığı üniversite harçlarına yönelik astronomik zamları protestolarıyla geri çektiren öğrenciler yeniden atakta. Türkiye'nin dört bir yanında düzenledikleri protesto gösterileriyle seslerini duyuran ve YÖK'ün yüzde 500'lük zammını geri çektirmeyi başaran üniversite öğrencileri, harçlara yüzde 8 zam getiren Bakanlar Kurulu kararını da mahkeme taşıyor.

Okul Öncesi Eğitim Ücretsiz Olacak

Okul öncesi özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan gelir durumu iyi olmayan çocuklara ücretsiz eğitim verilecek...

Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB) hazırlanan 'Okul Öncesi Dönemde Kaynaştırma Eğitiminin Yaygınlaştırılması Projesi' ile özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan gelir durumu iyi olmayanların, kaynaştırma uygulamaları yoluyla okul öncesi eğitimleri ücretsiz sağlanacak. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu imzalı genelgeye göre, projeyle, Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun'da okul öncesi dönemde özel eğitim değerlendirme kurulunca kaynaştırma yoluyla eğitime uygun bulunan çocuklara proje kapsamında etkili bir kaynaştırma eğitimi verilecek. Proje kapsamında, kaynaştırma uygulamalarının yapılacağı okullar ve okul öncesi eğitim sınıfları, 4 Eylül 2009 tarihine kadar belirlenecek. Öğrencilerin eğitimlerini sürdüreceği okullarda eğitim ortamlarında fiziki düzenlemeler yapılacak, engelli öğrencilerin ihtiyaçları dikkate alınarak, tuvalet, rampa, destek eğitim odası yapılacak.

İngilizce hazırlık kitapları

hakan196 isimli kardeşimizin "Artık ders kitaplarına para ödeme devri kapandı! İngilizce hazırlık kitapları ücretsiz indir" sloganıyla bizimle paylaşımıdır. Kendisine teşekkür ediyoruz. Sizde bize bulduğunuz e-kitapları gönderin sizinde çorbada tuzunuz bulunsun..

linkler:
Basics Books Student Workbooks/Temel Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269050370/Basics_5.2.pdf


İnglizce Eğitim Programı Kitapları
Intro Books Student Workbooks/ Intro Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269052139/Intro_5.2.pdf


Middle Student Workbooks/Middle Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269052980/Middle_5.2.pdf


Senior Books Student Workbooks/ Senior Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269055227/Senior_5.2.pdf


Öğretmen kitapları
http://rapidshare.com/files/269165965/Instructor_Guide.rar


Renkli 200 sayfalık Coursebook1 e-Kitap
http://rapidshare.com/files/269063954/coursebook1.pdf

Renkli 200 Sayfalık Coursebook2 e-Kitap
http://rapidshare.com/files/269071512/coursebook2.pdf

Coursebook1 Dinleme CD1
http://rapidshare.com/files/269075187/CD_1.rar

Coursebook1 Dinleme CD2
http://rapidshare.com/files/269081980/CD_2.rar

Coursebook2 Dinleme CD3
http://rapidshare.com/files/269150815/CD_3.rar

Coursebook2 Dinleme CD4
http://rapidshare.com/files/269161954/CD_4.rar

İngilizce hazırlık kitapları

hakan196 isimli kardeşimizin "Artık ders kitaplarına para ödeme devri kapandı! İngilizce hazırlık kitapları ücretsiz indir" sloganıyla bizimle paylaşımıdır. Kendisine teşekkür ediyoruz. Sizde bize bulduğunuz e-kitapları gönderin sizinde çorbada tuzunuz bulunsun..

linkler:
Basics Books Student Workbooks/Temel Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269050370/Basics_5.2.pdf


İnglizce Eğitim Programı Kitapları
Intro Books Student Workbooks/ Intro Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269052139/Intro_5.2.pdf


Middle Student Workbooks/Middle Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269052980/Middle_5.2.pdf


Senior Books Student Workbooks/ Senior Öğrenci Çalışma Kitabı
http://rapidshare.com/files/269055227/Senior_5.2.pdf


Öğretmen kitapları
http://rapidshare.com/files/269165965/Instructor_Guide.rar


Renkli 200 sayfalık Coursebook1 e-Kitap
http://rapidshare.com/files/269063954/coursebook1.pdf

Renkli 200 Sayfalık Coursebook2 e-Kitap
http://rapidshare.com/files/269071512/coursebook2.pdf

Coursebook1 Dinleme CD1
http://rapidshare.com/files/269075187/CD_1.rar

Coursebook1 Dinleme CD2
http://rapidshare.com/files/269081980/CD_2.rar

Coursebook2 Dinleme CD3
http://rapidshare.com/files/269150815/CD_3.rar

Coursebook2 Dinleme CD4
http://rapidshare.com/files/269161954/CD_4.rar

26 Ağustos 2009 Çarşamba

GİZLİ AŞK BU



Dut ağacının serin gölgesinde, hafifi rüzgar eşliğinde bir gözüm oğlum ve yeğenimdeyken bir gözüm de "Gizli Aşk Bu" kitabının satırlarındaydı. Özen Yula sevdiğim bir yazar ve son kitabını okumadan edemedim. Eski bir türk filmi izledim sanki, kitabın sayfaları çevirirken. Kitabın son sayfasını kapatırken iki damla gözyaşı mutlaka okuyor. Müjde ile Şener'in birbirlerine olan bitmeyen aşkını konu alıyor bu roman. Müjde ile Şener birbirlerini severken Müjde başka bir adamla evlenip mahalleyi terkeder. Şener bu habersiz gidişin sebebini bir türlü anlayamamıştır. Taa ki yıllar sonra Müjde'nin eşi intihar edip, tüm borçlarını Müjde'ye yükleyip, Müjde de annesinden kalan genç kızlık evine tekrar taşınana kadar. Kader bir gün Müjde ile Şener'in çocuklarını karşılaştırır ve olaylar akıp gider. Yazarın da dediği gibi pamuk şeker adında bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle kaçırmayın derim.

Kitabın Arkasındaki Not:

Müjde ile Şener birbirlerine âşıklar… mış. Çok eskiden.

Aslında bütün mahalle biliyormuş ama şimdiye kadar susmuşlar.

Hatta Şener’in karısı Hümeyra da biliyormuş ama…

Sonra Serra, Lale ve Ayşenil hep buluşuyorlar da, Suzan’la Lale küs ya…

Ama o da başka bir hikâye. Tabii onun da aslı ortaya çıkıyor zaten.

Hiçbir şey gizli kalmaz ki Cihangir’de.Özgü ile Oktay da yolda karşılaştıklarında…

Tabii Oktay da bir garip çocuk, babası bir âlem, annesi başka. Kız kardeş dersen hepten…

Kremler de kremler, illa daha güzel, illa daha genç olacak.

Cihangir bambaşka bir dünya. Çocukluğumuzun mahallesi ya da çocukluğumuzda öyle olmuş olmasını dilediğimiz masum bir İstanbul ara sokağı.

Hiç olmuş muydu böyle masumiyetlerimiz, yoksa hepsi, siyah-beyaz bir filmin çiziklerle dolu, koptukça makiniste ıslık çaldığımız, tamir edilip oynatılmaya devam eden yıpranmış bir kopyası mıydı?

Kim bilir, Gizli Aşk Bu, kim söyleyebilir, kim anlatabilir?

Zeynettin Maraş’ın bu nihavent eseriniMediha Demirkıran hepimiz için seslendiriyor…

BİTTİ -


Kitabın Adı: Gizli Aşk Bu

Kitabın Yazarı: Özen Yula

Yayınevi: Everest Yayınları

Sayfa Sayısı: 172

Milli Okçular, Dünya Şampiyonasına Hazır

-Kaynak: Fıta. - Tıklayın : (click here).

Milli Okçular, Dünya Şampiyonasına Hazır

Güney Kore'de yapılacak dünya şampiyonası hazırlıklarını tamamlayan Okçuluk Milli Takımı, yarın bu ülkeye gidecek.
Okçuluk Milli Takımı, Ulsan kentinde 1-9 Eylül tarihleri arasında yapılacak Büyük Erkekler ve Bayanlar Dünya Okçuluk Şampiyonası hazırlıklarını tamamladı.
Okçuluk Federasyonu Başkanı Abdullah Topaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli takımın şampiyona için ikisi Antalya'da olmak üzere 3 ayrı hazırlık kampı gerçekleştirdiğini söyledi. Takımın, Ankara Elmadağ'da 10 gündür kampta bulunduğunu ve çalışmalarını tamamladığını dile getiren Topaloğlu, ''İyi bir hazırlık dönemi geçirdik ve şampiyonadan iyi sonuçlar alacağımızı umut ediyorum. Makaralı ve olimpik branştan dereceler bekliyorum'' dedi.
-PROF. DR. ERDENER FITA BAŞKANLIĞINA TEK ADAY-
Dünya Şampiyonası öncesi 30-31 Ağustos tarihlerinde Uluslararası Okçuluk Federasyonu (FITA) başkanlığı seçimlerinin yapılacağını dile getiren Topaloğlu, Hacettepe Üniversitesi Rektörü de olan mevcut başkan Prof. Dr. Uğur Erdener'in, genel kurulda tek aday olacağını söyledi.
FITA üyesi 142 ülkeden 142 delegenin oy kullanacağı kurulda, okçulukla ilgili genel kuralların da ele alınacağını belirten Topaloğlu, ''Kurulda biz de görüşlerimizi aktaracağız. İkili görüşmeler yapacağız. Ayrıca 2010 ve 2011 organizasyonlarını değerlendireceğiz. Özellikle, Dünya Kupası finalinin 2011 yılında İstanbul'da yapılmasını istiyoruz. Bunu gündeme getireceğiz. Organizasyonu almak istiyoruz'' diye konuştu.
Ayrıca Topaloğlu, Prof. Dr. Emin Ergen'in, FITA'nın sağlık kuruluna seçilmesi için de çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
-TÜRK SPORCULAR-
Türkiye, şampiyonaya 5 erkek ve 4 bayan, toplam 9 sporcu ile katılacak. Milli takım kafilesinde, kategorilerine göre şu sporcular yer alıyor:
Klasik Yay Büyük Erkekler: Yusuf Göktuğ Ergin, Serdar Şatır, Mustafa Şahin Karaçam
Klasik Yay Büyük Bayanlar: Begül Löklüoğlu, Neslihan Çakıroğlu, Begünhan Elif Ünsal
Makaralı Yay Büyük Bayanlar: Esra Sülün
Makaralı Yay Büyük Erkekler: Dinçer Ekiz, Demir Elmaağaçlı


- Orjinal Kaynak : http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=884897&title=milli-okcular-dunya-sampiyonasina-hazir (ZAMAN)

25 Ağustos 2009 Salı

MANASTIRLI HİLMİ BEYE BİRİNCİ MEKTUP


İşte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben
İşte şu begonya, işte yalnızlık
İşte su damlacıkları, alnımda, kollarımda
İşte yok oluşumdan doğan kent
Hiçbir yere taşınıyorum, kendime sızıyorum yalnız
Ben dediğim koskocaman bir oyuk
Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda
Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda
Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki
Yetişip öne geçiyorum sık sık. Sözgelimi
Bir iki saatte bitiveriyor bir mevsim
İyi
Bugün pazartesi mi? kapının, pencerenin durumu
Salıyı gösteriyor.
Salondaki büyük saati sattım
Saatin ölçebileceği
Herhangi bir zaman parçası yok
Gittiği yeri bilmeyen böcekler gibiyim
Bir oyuğa, oyulmuş bir yaşama
Ne gereği var ki saatin
Balkona çıkıyorum sürekli
Yollar yollar yollar katediyorum sanki böylece
Bir semtin ilk rengini alıyorum
Örneğin Ümraniye'de bir çay bahçesindeyim
Bazan
Anılardan anılara bir yol
Ve
Anılardan anılara sallanan bahçe
Hangi yaprağı koparsam son anı avucumda kalıyor
İyi.
Yeniköy'de bir kahve içer miyiz, dedim bu sabah
Bu sabah bu sabah
Oralı olmadı kimse —pazartesi miydi—
Oyuğumdan çıkmıştım tam, begonyamsa güller içinde
Nasıl?
Güllerse güller içinde yani
Ve balkon demirinde bir martı. Dedim ki
Deniz şuralarda bir yerde olmalı
Çıt yok evin içinde
Deniz şuralarda bir yerde olmalı
Çıt yok
Sanki dünyadaki bütün çay ocakları kapalı
Ve göklerden tepelere inen bir sokak
Ya da bir akarsuyum ben
Denizse
Şuralarda..
Yok önemi bir iki gün kaldı —martı—
Balkonda
Deniz de öldü sonra, martı da
İyi iyi.
Suyu tutmak gibi bir şeydi hepsi
Günler —seni anımsadığım zaman—
Birden Kurtuluş'tan Taksim'e giden bir tramvay görüntüsü
Mavi bir elektirik çakımı tellerde
Sanki kar yağıyor da sürekli, Tepebaşı'ndayız
Karlar gıcırdıyor ayaklarının altında
Besbelli Gümüşsuyu'ndayız, Rus lokantasındayız
—Ne tuhaf, biz her zaman her yerdeyiz ikimiz—
Şarap içmişiz, üşüyoruz
Dışarda dünya silinmiş
İkimiz ikimiz ikimiz
Böyle birkaç defa ikimiz
Sonra ki bir fotoğrafa dönüşüyor her şey
Nasılsa
Sarı emmiş, mordan çekinmiş, kahverengi bir fotoğrafa
Sahi, kalınca bir şeyler giyinmeliyim ben
Üşümüyorum da
Bende herkes var, diyen bir kızın titrek
Sesleri dökülüyor kucağıma
Dudaklarım kan mavisi bugün.
Biz burda iyiyiz, biz burda çok iyiyiz
Biz burda kırk yaşındayız hepimiz
Dördümüz bir kişiyiz de ondan
İçimizden biri uyuyor olsa, falan filan
Onu bekliyoruz bir kişi olmak için
Evet evet, yanılmıyorum ben
Bir iki kişi kaldığımız zaman yanılabilirim
Doğrusu ya
Yanılmak her şeyi yeniden görmek gibi bir şey oluyor
Duvardaki vitray, begonya
Begonya, vitray
Kurtuluşla Asmalmıescit birbirine geçiyor
Bir tramvayın durmasıyla durmaması arasındaki ayrım
Karanfil kokuyorsa biraz
Yeni koparılmış bir demet karanfilim ben
Saçlarını soğuk ve uzun.
Ne diyordum? yağmurlar, evet
Üşümüyorum ürperiyorum sadece
Biçimini zorlayan bir kedi gibi
Dur biraz
Kapı çalındı, hayır, telefon
Telefon kapı telefon
İkisi birden mi yoksa
Yoksa
Ne telefon ne kapı
Bir şimşek sesi hiç olmazsa
O da değil
Ses filan duymadım ki ben
Yuvarlandıkça büyüyen
Bir kartopunun yumuşak sesi mi? belki
İki sesi taşıyan bir ses
Neden olmasın
Biraz önceki gibi
Üstümden biri kalkmıştı —yok canını—
Öyle değil, bir gölgeydi hepsi hepsi
Yer değiştiren gezgin bir gölge
Bahçedeki ceviz ağacından
İçeri sürüklenen.

Edip Cansever

Okul Öncesi Eğitim Ücretsiz Olacak

Okul öncesi özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan gelir durumu iyi olmayan çocuklara ücretsiz egitim verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) hazırlanan "Okul Öncesi Dönemde Kaynaştırma Eğitiminin Yaygınlaştırılması Projesi" ile özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan gelir durumu iyi olmayanların, kaynaştırma uygulamaları yoluyla okul öncesi eğitimleri ücretsiz sağlanacak. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu imzalı genelgeye göre, projeyle, Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun'da okul öncesi dönemde özel eğitim değerlendirme kurulunca kaynaştırma yoluyla eğitime uygun bulunan çocuklara proje kapsamında etkili bir kaynaştırma eğitimi verilecek. Proje kapsamında, kaynaştırma uygulamalarının yapılacağı okullar ve okul öncesi eğitim sınıfları, 4 Eylül 2009 tarihine kadar belirlenecek. Öğrencilerin eğitimlerini sürdüreceği okullarda eğitim ortamlarında fiziki düzenlemeler yapılacak, engelli öğrencilerin ihtiyaçları dikkate alınarak, tuvalet, rampa, destek eğitim odası yapılacak. Okul öncesi eğitimde, özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan gelir durumu itibarıyla okullara ödenmesi gereken aylık ücreti ödeyemeyecek durumda olanların ücretleri valiliklerce alınacak tedbirlerle karşılanacak.

Lise Kayıtları Cuma Sona Erecek

Liselerine elektronik ortamda "aday" kayıtları 28 Ağustos 2009 Cuma günü sona erecek.

Sınavsız öğrenci alan genel liseler ile meslek liselerine elektronik ortamda "aday" kayıtları 28 Ağustos 2009 Cuma günü sona erecek. Aday kayıtları için okul müdürlüklerine başvurulacak. Genel liselere aday kayıt işlemleri genel lise müdürlüklerince, meslek lisesine kayıt işlemleri de meslek lisesi müdürlüklerince yapılacak. Genel liselere aday kayıtlarında bölge ve ikametgah adresi esas alınacak. Meslek liselerine kayıtlarda bölge sınırlaması olmaksızın 10 adet okul tercihi yapılabilecek. Öğrenci yerleştirme komisyonları, kontenjan belirlenirken sınıf mevcutları imkanlar dahilinde 40'ı aşmayacak şekilde planlanacak. MEB'İN İNTERNET SİTESİNDEN AÇIKLANACAK Liselere aday kayıtları tamamlandıktan sonra okullar ve öğrenci yerleştirme komisyonlarınca gerekli kontroller yapılarak kayıt listeleri onaylanacak ve en geç 4 Eylülde Milli Eğitim Bakanlığının "www.meb.gov.tr" internet adresinden ilan edilecek. İlan edilen listelere göre kesin kayıt işlemleri için gerekli evrak, ilgili okul müdürlüklerince 7-18 Eylül 2009 tarihleri arasında yapılacak. Terör saldırıları sonucu şehit olan veya malul duruma düşen öğretmenlerin çocukları ile şehit, malul ve muharip gazi çocuklarının durumlarını belgelendirmeleri halinde istedikleri genel veya meslek liselerine kayıtları yapılacak. Ayrıca özel eğitim gerektiren öğrencilerin de genel veya meslek liselerine kayıtlarında istekleri dikkate alınacak.

Yurtlarda Yetişen Öğrencilerin Başarısı

Bu yıl ÖSS’ye giren, Çocuk Esirgeme’ye bağlı yurtlardaki 374 gençten 282’si bir yükseköğretim programına yerleştirildi.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı yurtlarda kalan ve bu yıl ÖSS'ye giren adayların yüzde 75'i üniversiteli oldu. ÖSS'ye giren koruma ve bakım altındaki 374 gençten 282'si bir yükseköğretim programına yerleşti. Bu gençlerin 215'i 2 yıllık, 65'i 4 yıllık, 2'si de 5 yıllık programları kazandı. Geçen yıl, sınava giren 235 gençten 149'u üniversiteyi kazanmış, başarı oranı yüzde 63 olarak gerçekleşmişti. Başarı öyküleri doğacak Başarının doğru motivasyonla ve planlı çalışmayla gelen bir sonuç olduğunu, bu nedenle sonuç kadar çocukların böyle sistemli bir çalışmayı ve gayreti göstermesinin gurur kaynağı olduğunu belirten Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Korunmaya muhtaç çocuklarımız için verdiğimiz hizmet artık sadece asgari düzeyde ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret değildir. Çocuklarımızın her yönüyle hayata hazır, kendi ayakları üzerinde durabilen, topluma faydalı, kendine güvenen, başarılı ve iyi insanlar olarak yetişmesini hedefliyoruz. Bundan sonra bizim kurumlarımızda yetişen çocuklarımız arasından da bilim adamları, sanatçılar, sporcular ve tüm mesleklerden başarılı insanlar çıkacaktır. Bu kurumlardan binlerce başarı öyküsü doğacaktır.” Kutlama mektubu Kavaf, ÖSS'yi kazanan koruma altındaki çocuklara gönderdiği “Sevgili Evladım” diye başlayan mektubunda da özetle şöyle dedi: “Hayatındaki önemli dönemeçlerden birini başarıyla geçtin. Şimdi önünde bambaşka bir hayatın kapıları açılıyor. Önce üniversite yaşamı, ardından iş ve aile. Yetiştirme yurdundan hayata atılmak üzere adımını attığın bu yolda çeşitli engellerle karşılaşacak, öyle anlar gelecek ki yorgun düşeceksin. Böyle zamanlarda şunu unutma ki; kimi zaman anne-baba, kimi zaman öğretmen-yol gösterici, kimi zaman da arkadaş olarak her ihtiyaç duyduğunda arkanda olmaya devam edeceğiz. Sıkıntılarını paylaşacak, başarılarınla şimdi olduğu gibi gelecekte de gurur duyacağız. Başarılarının tüm hayatın boyunca sürmesini ve senden sonra da yetiştirme yurdunda kalan kardeşlerine örnek olmasını diliyorum. Yolun açık olsun.”

24 Ağustos 2009 Pazartesi

MARAZ



Deniz kenarında okuduğum bir başka kitapta "Maraz". Öyle sade, öyle çabuk okunabilen bir kitap ki, ben güneş batana kadar okuyup bitirdim bile. Tam da yerinde okuduğuma inandığım bir kitap olan Maraz, yazarın ikinci kitabı. İlk kitabını okumadığım için bir karşılaştırma yapamayacağım. Ama bu kitap hakkında pek de olumlu şeyler söylemek zor. Hep uzak durmuşumdur zaten bu satan kitaplardan. Orda burda pek çok olumlu sözler duyunca, canım kardeşimin de elinde görünce, eee tabi merak da baskın çıkınca açtım kitabın sayfalarını dalgaların sesi eşliğinde. Canım kardeşim beni uyardı, senin tarzın değil diye. Dedim bende tatildeyim, her kitaba açığım diye. Neyse kitabın konusuna gelince, Aslı en yakın arkadaşı ve ilk sevgilisi olan Cenk'in cenazesinde ölümle yüzleşir. İş seyahatinde olan kocasından gece vakti gelen bir telefonla tüm hayatı değişir. Çok az kelimeyle kurulmuş cümlelerin yanında, tasvirden uzak, kurgusu bana göre kötü olan bir kitap. Kafamı boşaltmak istiyorum, çerezlik bir kitap arıyorum diyorsanız alın, okuyun. Ama bence vakit ve para kaybından başka bir şey değil.


Kitabın Arkasındaki Not:
Yürek burkuntularının mahrem romanı...Hande Altaylı'nın çok satan Aşka Şeytan Karışır'ın ardından heyecan verici yeni eseri.Bazen hayatın sigortası atar; ışıklar söner ve her yer karanlığa gömülür. Sesler seslere, nefesler nefeslere karışır; doğrular yalana bulanır. Gözbebekleri büyür, gözbebekleri küçülür...Maraz, hiç beklemediği bir anda kendi karanlığında kalan genç bir kadının, Aslı'nın hikâyesi. Aniden tuzla buz olan bir evlilik ve sonrasında büyük bir hızla tersine dönmeye başlayan dünya...


Kitabın Adı: Maraz
Kitabın Yazarı: Hande Altaylı
Yayınevi: Remzi Kitabevi
Sayfa Sayısı: 197

22 Ağustos 2009 Cumartesi

MAVİ ELBİSE

Ameliyathane kapısında sabırsızlıkla ve heyecanla oğlumu beklerken elimde sıkı sıkı tuttuğum ama bir türlü kafama toparlayıp kendimi veremediğim ( o an için) bir romandı "Mavi Elbise". Daha sonra sağ sağlim, anestezinin etkisiyle ağlayarak ameliyathaneden çıkıp odaya yerleşip, ağrı kesicinin etkisiyle uykuya daldığında okudum bu romanı. Aşk ve ölüm temasının işlendiği okunası bir kitap. Kitaba başlar başlamaz hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Yazarın dili oldukça iyi. Kurgulaması ise harika. Alfred ve Florian moda tasarımcısı eşcinsellerdir. Alfred bir gün kanserden ölür ve Florian bu duruma dayanamaz ve çok sevdiği arkadaşı adına bir defile düzenlemek ister. Alfred'in çok severek ve üzerinde çok çalışarak diktiği mavi elbiseyi satın alan Babette'yi bulur. Babette ise 7 yıllık sevgilisi Fritz'i Bali'de bir trafik kazasında kaybetmiştir. Babette'nin acısı da Florian acısı kadar büyüktür. Kaderleri bir olan Florian ve Babette birbirlerine sarılarak, acılarını unutmaya çalışırlar ve dost olurlar. Elimden düşürmeden ve merakla okduğum bir kitap oldu. Yazarın okuduğum ilk kitabı ve Mavi Elbise de başlangıç için çok iyiydi.

Kitabın Arkasındaki Not:
Ölüm ve aşk, Dörrie'nin kitaplarında önemli rol üstlenen bir ikili. Yazar, Mavi Elbisede de, ölümün hayatta yalnız bıraktığı İki insanı bir araya getiriyor.Dörrie'nin kahramanları hep bir arayış içinde: büyük bir aşk, gündelik hayattaki küçük mutluluklar veya hayatın anlamı. Ama bazen, Florian'ın basma geldiği gibi, beklenmedik durumlar da olabiliyor. Florian, ölümün kendisinden kopardığı sevgilisi ve aynı zamanda dâhi bir moda tasarımcısı olan Alfrcd adına bir anma defilesi yapabilmek için "mavi elbise"yi aramaya koyuluyor. Ancak karsısına, esini Rali'de geçirdiği trafik kazasında kaybetmiş olan Babette çıkıyor. Başlangıçta ortak yönleri olmayan bu iki yoldaş, arkadaşlık kurup, kaderin onlara oynadığı acımasız oyundan sonraki ilk adımları birlikte atmaya başlıyorlar.

Kitabın Adı: Mavi Elbise
Kitabın Yazarı: Döris Dörrie
Çeviren: Özden Özberber Yaşar
Yayınevi: Doğan Kitapçılık
Sayfa Sayısı: 171

21 Ağustos 2009 Cuma

YÖK Başkanı Özcan'dan Harç Açıklaması

YÖK Başkanı Özcan: Yüzde 8'lik harç zammı çok değil.

Üniversite harçları konusunda değerlendirmelerde bulunan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan, harçlar konusunda ailelerin de ellerini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.Burdur Valiliği'ni ziyaretinde Vali İbrahim Özçimen tarafından karşılanan Özcan, ziyaretçi defterini imzaladı. Özcan'a Burdur'un eğitim durumu hakkında bilgi veren Vali Özçimen, kentin OKS ve SBS'de 3 yıldır Türkiye şampiyonu çıkardığını anlattı. YÖK Başkanı da, Ankara'dan bakıldığında ildeki Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin aynı dönemde açılan üniversitelere göre iyi konumda olduğunu belirtti. Bunu, bir de yerinde görmek üzere Burdur'a geldiğini söyleyen Özcan, burada basın mensuplarının sorularını da cevaplandırdı. Eğitim fakültelerinde okuyanların, mezuniyetten önce okullarla daha fazla kaynaştırılması, stajlarını sadece son yıl değil, eğitim dönemi boyunca yapmasının planları arasında bulunduğunu belirten Özcan, "Esasında onu sadece öğretmenlikte değil her dalda yapmak istiyoruz. Almanya'ya giderseniz meslek okulları ile endüstrinin çok yakın, hatta iç içe oluğunu görürsünüz. Ama Türkiye'de bu iki müessese birbirinden kopuk çalışıyor. Üniversite endüstri işbirliği projeleri sayesinde bu sıkıntı aşılmaya başlandı. Endüstri ile evlendirme işini yapabilirsek çok daha iyi konuma geleceğiz." diye konuştu. Harçların fazlalığı yüzünden okuyamayanlardan şikâyet gelip gelmediği yönündeki bir soruyu Özcan, "Bana artışlarla ilgili şikâyet gelmedi. Ben onları sıkıntıya sokacak bir zam yapılmayacağını hep söyledim. Geçen sene yüzde 8 enflasyon vardı. Bizim artışımız da yüzde 8. Yani bu, harçlar hiç arttırılmamış demektir ." şeklinde cevapladı. Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker'in öğrenci harçlarını sıfıra çekme talebinin kendisine gelmediğini aktaran Özcan, şöyle devam etti: "Çin'de bile harçların yüzde 25'ini öğrenci karşılıyor. Eğitim işi masraflı bir iş. Ne olur velilerimiz de biraz elini taşın altına koysa. Çocuklarının eğitim kalitesinin arttırılması için birazcık yardım etseler. Çocuklarınızı özel okula ve dershaneye gönderip binlerce lira harcıyorsunuz. Üniversiteye gelince yüzde 8'lik zam yapıldığında dünya yıkılmış gibi gösteriliyor." şeklinde konuştu. Özcan, "Lise sondaki oğluma üniversite okuyan büyük oğlumdan daha fazla para harcıyorum. Hiç sesim çıkmıyor. Dershane, özel okullar pahalı. Toplarsanız üniversiteye hazırlık için harcanan para, harçlardan daha fazla tutuyor. Belki de ikiye katlıyor." ifadelerini kullandı. Çok fakir olup da parayı ödeyemeyenlerin kendilerine başvurmalarını isteyen Özcan, gerekirse Kredi Yurtlar Kurumu ile görüşülüp, öğrencilere yardımcı olabileceklerini söyledi.

Kayıt Parası Engel Tanımıyor

e-kayıt uygulaması okul yönetimi tarafından zorunlu tutulan kayıt parasının önüne geçemedi. Türk Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Sami Özdemir, e-okul uygulamasının, ''kayıt işlemleri sırasında okul yönetimi tarafından zorunlu tutulan kayıt parası alınmasının önüne geçemediğini'' iddia etti. Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl başlatılan ve velilerin okula gitmesine gerek kalmadan, okul çağı gelen çocukların kayıt işlemlerini adres bilgilerine göre yapan uygulamanın, kayıt işlemleri sırasında para istenmesini engelleyeceği beklentisinin olumlu sonuçlanmadığını, okul aile birliklerinin, okulu görmeye giden velilerden bağış adı altında zorla para aldığını savundu. Okullarda velilerle ''bağış pazarlığı'' yapıldığını ileri süren Özdemir, şunları söyledi: ''Veliler, kayıt işlemlerinin otomatik olarak yapıldığını, okul yönetiminin şartlarının uyduğu halde çocuğunu kayıt etmeme gibi bir gücü olmadığını biliyor. Ancak kendisinden bağış adıyla para istendiğinde ''Bağış yapamayacağım'' demesine rağmen zorlanıyor. Okulun yerine göre 250 liradan 2 bin liraya kadar para isteyen okullar var. Çocuğunun kaydı sistem tarafından yapılmasına rağmen kendisiyle bağış pazarlığı yapan okul yönetimine ters düşmemek için veli gönülsüz de olsa para veriyor. Sendikamıza ve bana bu konuda çok sayıda şikayet geldi.'' Özdemir, velilerin şikayetlerini İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan ''Alo Kayıt'' hattına bildirdiğini öğrendiğini de ifade ederek ''Ancak ilgilenilmediğini söylediler'' dedi. -''HİÇ ŞİKAYET GELMEDİ''- İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünden konuya ilişkin yapılan açıklamada ise, ''445 56 66 numaralı Alo Kayıt Hattı'na kayıt dönemi süresince herhangi bir şikayet gelmediği'' ifade edildi. Açıklamada ''Kayıt sistemiyle ilgili olarak Müdürlüğümüz ilgili birimi olan Alo Kayıt hattına günde yaklaşık olarak 15-20 veli telefonu gelmekte olup, bu telefonların bir kısmı bilgi almak amaçlı, diğer bir kısmıysa velilerimizin sistemden duydukları memnuniyeti belirten telefonlardır'' denildi.

Kontenjanlar Boş Kaldı!

Özel yabancı okulların toplam 1667 olan kontenjanının 754’ü boş kaldı.
Amerikan Robert Lisesi ile İstanbul St. Joseph Fransız Lisesi ise doldu Özel yabancı okullarda üçüncü ön kayıt dönemi dün bitti. Özel okulların toplam 1667 olan kontenjanının 754'ü boş kaldı. Alınan bilgiye göre, özel yabancı okullar arasında kontenjanını ilk dolduranlar Amerikan Robert Lisesi ile İstanbul St. Joseph Fransız Lisesi oldu. Amerikan Robert Lisesi 220, St. Joseph Fransız Lisesi ise 154 kişilik kontenjanını doldurdu. Özel okulların toplam 1667 olan kontenjanının 754'ü boş kaldı. Galileo Galilei İtalyan Lisesi ve İtalyan Lisesi hiç kayıt almazken, St. Benoit, St. Michel ve St. Pulcherie Fransız liseleri ile St. Georg Avusturya Lisesi'nde yüksek oranda kontenjan açığı mevcut. Okullar birinci ön kayıt dönemine göre taban puanlarını 190'a varan oranlarda düşürdü. St. Joseph sürprizi Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan, tablonun yıllardır değişmediğini belirterek, “Sürpriz bir sonuç değil, ama bu yıl St. Joseph Lisesi'nin bir sıçrama yaptığı söylenebilir” diye konuştu. Son puanlarını açıklayan okulların bundan sonra istedikleri gibi puan düşürebileceğini söyleyen Cem Gülan, serbest kayıt döneminde kontenjanların bir haftada dolacağını ifade etti.

Burs ve Kredi Başvuruları Sona Eriyor

Üniversiteye yerleşmeye hak kazanan öğrenciler için yurt, burs ve kredi başvuruları sona eriyor. 2009-2010 eğitim-öğretim yılında üniversitelere kayıt yaptıracak öğrenciler, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun (YURTKUR) yurtlarında barınmak veya burs ile öğrenim ve katkı kredisi almak için başvurabilecek. Başvurular, 25 Ağustos Salı günü saat 14.00'e kadar kadar kurumun ''http://www.kyk.gov.tr'' adresli internet sitesinden iletilebilecek. Yurt başvuru sonuçları 30 Ağustos Pazar günü açıklanacak.

20 Ağustos 2009 Perşembe

ANA

Tatilde okduğum bir diğer kitap ise Pearl Buck'un Ana adlı kitabı. Çok sevdiğim arkadaşım olan Bak Ben Ne Okudum'un tavsiyesi üzerine elime aldım. Uzun zaman piyasada bu kitabı aradım ama en sonunda dedemin kütüphanesinde buldum ve o kadar sevindim ki anlatamam. Hemde 1962 baskısı, Nihal Yeğinobalı çevirisi ile. Bu romanı da bana göre oldukça uzun bir zaman diliminde okudum. Çin'in bir köyünde yaşamakta olan bir ananın fedakarlığını, yaşamını, sevincini ve düş kırıklarını dile getiren bir roman. Ana, küçücük köy evinde kocası, 3 çocuğu ve kayınvalidesi ile birlikte yaşamını sürdürmektedir. Ana ve kocası tarla işleri ile ilgilenirken evdeki yaşlı nine ise çocuklara gözkulak olmaktadır. Bir gün kocası bu yaşamdan sıkılır ve evi terk edip kasabaya doğru yol alır. Ana kocasının yolunu gözlerken oğlanlar büyür, tarla işlerine bile yardım eder hala gelirler. Küçük kızın ise bir rahatsızlığı vardır, gözleri ağbilerine göre daha az görmektedir. Ana kızının gözlerini tedavi ettirmeye karar verdiğinde ise artık çok geç kaldığını öğrenir ve çok üzülür. Gün gelir koca nine hayata gözlerini kapatır, gün gelir oğlanlardan biri evlenir, diğer oğlan ise kasabaya yasadışı işlerle uğraşmaya gider. Günler böyle geçer. Roman çok sade bir dille yazılmış. Bu sade dil tabi ki de kitabı sürükleyici kılıyor. Karakterlerin ismi veirlmeden roman bitiyor. Tek karakter Ana. Edebi değeri ise yok denecek kadar az. Gerçi bir zamanlar bu roman ödüle layık görülmüş. Kitabı okurken sanıyorsunuz ki, olay bir Çin köyünde değil de sanki Anadolunun bir köyünde yaşanmakta. Ana evrenselliğini koruyarak, evine ve çocuklarına karşı davranışıyla her yerde aynı duygular hissediliyor.

Kitap Adı: Ana
Yazarı : Pearl Buck
Çeviren: Nihal Yeğinobalı
Yayınevi: Altın Kitaplar-1962
Sayfa Sayısı: 242.

18 Ağustos 2009 Salı

Bedensel Engelli Okçularımız Dünya Şampiyonasında


MUSTAFA AK : O bir ŞAMPİYON hem de DÜNYA ŞAMPİYONU. (Resimler : Fıta'dan)


- Recurve yay W2 de Gizem Girişmen sıralama atışlarında 1269 puanla birinci sırada.

- Semray Taşözer Open Women Compound yayda 1348 puanla 4. sırada.


- Open Men Compound yayda Dogan Hancı ve Abdullah Şener ikiside 1334 puan attılar.

- Standing Men Recurve yayda Mustafa Ak 1221 puan attı.

-Recurve yay W2 de Özgür Özen 1233 puan attı.

- Ayrıca dört daldada takım çıkartarak da bence büyük bir başarıya imza atmış olduk. Yarışmanın detaylı sonuçlarını yukarıdaki result bölümünden takip edebilirsiniz.

-Ferdi eleme tur atışlarında Gizem Girişmen ve Musfa Ak ilk dört sporcu arasına kalarak madalya şanslarını sürdürdüler.


- Mustafa Ak ve Gizem Girişmen final atacak.

- Recurve yay erkek takım 2. ve Recurve yay bayan takım 3. oldu. Compund yay bayan takımın da İspanya ile yapacağı maçı alarak 3. olması bekleniyor.Millilerimiz İspanya' yı 213 - 200 yenmeyi başardı ve tahmin ettiğimiz gibi 3. oldular.

- GİZEM GİRİŞMEN: DÜNYA ŞAMPİYONU

- MUSTAFA AK : DÜNYA ŞAMPİYONU

Türkiye bu şampiyonayı bireysel müsabakalarda iki altın, takımlarda ise bir gümüş ve iki bronz madalya ile tamamladı. Bedensel engelli okçularımızı kutluyoruz.

- GSGM Sitesinden : ÖZAK: "ENGELLİ OLSUN OLMASIN, HEPSİNİ EŞİT DESTEKLİYORUZ ... >>>"

-Basından : Özak, engelli okçuları kabul etti ...>>>

BAKİRE İLE ÇİNGENE


Tatilin ilk günlerinde okuduğum ve bana göre oldukça uzun bir zaman elimde olan bir romandı. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitabı okurken hep aklımdan geçen şuydu, acaba burada yazılanlar yazarın gerçek hayatından kesitler mi? sorusuydu. "Bakire ile Çingene" yazarın en meşhur kitabı değil. Diğer kitaplarının gölgesinde kalmış, bir türlü hak ettiği değeri alamamış bir roman. Rahip iki kızı ( biri 19 diğeri 21 yaşında), yaşlı annesi ve huysuz kızkardeşiyle köyde yaşamlarını sürdürmektedirler. Rahibin karısı yıllar önce genç sevgilisiyle evden kaçmış, kızlarını ve kocasını terk etmiştir. Evden kaçan anne hakkında hep kötü konuşulmuş ama kızları gizliden gizliye annelerine hayranlık ve özlem içerisinde kalmışlardır. Bir gün evin 19 yaşındaki kızı Yvette, köylerinde kamp kuran çingenelerden biri olan yakışıklı bir erkekle tanışır ve bu adama yoğun duygular içerisine girer. İlk defa karşı cinse duygusal anlamda yakınlaşmak istemektedir. Yvette bu yakışıklı çingene ile aşkı ve cinselliği öğrenir. Yazar, bir erkek olmasına rağmen bir genç kızın duygularını, hissettiklerini çok güzel aktarmış okuyucuya. Yazarın ölümünden sonra ortaya çıkan "Bakire İle Çingene"yi okurken çok etkilendim. Kesinlikle meşhur olan diğer kitaplarını da elime almak istiyorum.


Kitabın Arkasındaki Not:



Yvette, rahip olan babası, kız kardeşi, büyükannesi ve halasıyla birlikte bir köyde yaşamaktadır. Annesinin genç ve beş parasız bir adamla kaçmasından sonra buraya taşınmışlardır. Yvette ve kardeşi Lucille, tekdüze köy yaşamında sıkıntıdan patlamaktadırlar. Ne var ki, Yvette bir süre sonra bir çingeneyle tanışacak, o güne kadar hiç bilmediği duyguların tadına varacak, tüm yaşamı değişecektir.Modern çağ İngiliz edebiyatının en büyük yazarlarından D. H. Lawrence'ın, ünlü Lady Chatterley'in Sevgilisi'nden hemen önce kaleme aldığı Bakire ile Çingene, çok geçmeden yazarın en etkileyici yapıtları arasına girdi. Bu kısa romanda, Lawrence, çoğu kez olduğu gibi cinselliği olanca içtenliğiyle ele alıyor. Bakire ile Çingene, yazarın, “özgürleşmenin öncüsü” olarak görülmesine yol açan yapıtlarından.



Kitabın Adı: Bakire İle Çingene
Yazar: D.H. Lawrence
Çeviren: Tülin Nutku
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 120

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Boş Kalan Üniversite Kontenjanları...

ÖSYM, 2009-ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan üniversite kontenjanlarını açıkladı.
Buna göre, üniversitelerin 26 bin 643'ü lisans ve 61 bin 959'u önlisans programları olmak üzere toplam 88 bin 602 kontenjanında boşluk bulunuyor. ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre, lisans programı bulunan Boğaziçi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün tüm programları doldu. Galatasaray, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Eskişehir Osman Gazi, Yıldız Teknik, Mardin Artuklu, Batman, Şırnak üniversitelerinin ise hem lisans hem de önlisans programlarında boş kontenjan kalmadı. Sadece lisans programlarında boş kontenjan kalmayan üniversiteler arasında Dokuz Eylül,Ege, Gazi, Muğla, Uludağ, Düzce, Mehmet Akif Ersoy, Adıyaman, Amasya, Karamanoğlu Mehmetbey, Ağrı İbrahim Çeçen, Siirt, Çankırı Karatekin, Artvin Çoruh, Bilecik, Bitlis Eren, Kırklareli, Ardahan, Bartın, Bayburt, Gümüşhane, Iğdır, Yalova üniversiteleri bulunuyor. Anadolu, Hacettepe, İstanbul, İstanbul Teknik, Marmara, ODTÜ, Haliç, Işık, Yeditepe, Ufuk üniversitelerinin ise önlisans programlarında boşluk kalmadı. Vakıf üniversiteleri arasında kontenjanlarında boşluk bulunmayan üniversiteler ise Sabancı, İstanbul Bilim, Acıbadem, Piri Reis üniversiteleri ile İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, Kavram Eğitim Vakfı olarak belirlendi. Devlet, vakıf, KKTC ve diğer ülkelerdeki üniversiteler arasında kontenjanlarında en çok boşluk bulunan üniversiteler içinde 5 bin 128 boş kontenjan ile İstanbul Aydın Üniversitesi, 2 bin 964 boş kontenjan ile Yakın Doğu Üniversitesi, 2 bin 958 kontenjan ile İstanbul Arel Üniversitesi, 2 bin 905 boş kontenjan ile Girne Amerikan Üniversitesi, 2 bin 868 boş kontenjan ile Doğu Akdeniz Üniversitesi, 2 bin 818 boş kontenjan ile Beykent Üniversitesi, 2 bin 793 boş kontenjan ile Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, 2 bin 571 boş kontenjan ile Okan Üniversitesi, 2 bin 570 boş kontenjan ile Süleyman Demirel Üniversitesi, 2 bin 528 boş kontenjan ile Konya Selçuk Üniversitesi, 2 bin 219 boş kontenjan ile Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2 bin 208 boş kontenjan ile Mersin Üniversitesi bulunuyor. Koç ve İstanbul Özyeğin üniversitelerinin ise sadece birer kontenjanın boş olduğu belirlendi

Yurtkur'un Sitesinde Panikleten Hata!

Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun sitesinde hafta sonu yaşanan sorun öğrencilerin yüreğini ağzına getirdi.
Üniversitelere yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından öğrenciler kredi ve yurt başvurularına başladı.14 Ağustos - 25 Ağustos tarihleri arasında internet üzerinden de yapılan kredi ve yurt başvurularında sorunlar yaşanıyor. Başvuruların başladığı ilk günler Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun www.kyk.gov.tr adresli sitesine erişim mümkün olmazken, hafta sonu yaşanan durum da öğrenciler arasında büyük endişeye neden oldu. OKUL BİLGİLERİ ÖSYM'DEN ALINACAK Kredi ve Yurtlar Kurumu internet üzerinden başvuruları kabul ederken bazı bilgilerin ÖSYM'den alınacağını duyurarak şu uyarıda bulundu: “Üniversite, Fakülte, Bölüm, Puan ve Puan Türüne ilişkin alanlar Kurumumuzca ÖSYM 'den alınacağından bu alanlardaki bilgiler tarafınızdan doldurulmayacak ve dikkate alınmayacaktır.” HERKES ABANT İZZET BAYSAL'I KAZANDI! Bu uyarıyı dikkate alarak başvurularını tamamlayan öğrenciler daha sonra kontrol ettiklerinde, kazandıkları okul ile Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun kendi başvuru bölümünde gösterdiği okulun farklı olduğunu gördüler. Hafta sonu yaşanan bu durumda tüm başvurularda kazanılan okul Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nin Bolu Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları ikinci öğretim bölümü görünüyordu. Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun okullara ilişkin bilgileri ÖSYM'den alacağını açıklaması üzerine öğrenciler kazandıkları bölüm alanında bu bilgileri görünce kısa süreli bir şok yaşadı. ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL Haber 7'ye gelen onlarca mailde hafta sonu bu durumun birçok kişinin başına geldiği ve sorunun nedenin anlaşılmadığı bildirildi. Konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz Yurt Kur'un telefonlarını defalarca aramamıza rağmen sürekli meşgul çalan telefonlar bir türlü düşmedi. Kuruman 20 hatlı telefonu öğle saatlerinde de meşgul çalarken Kredi bölümü için verilen telefon ise öğle saatinde otomatik yanıtlama sistemiyle cevap vererek, mesai saatleri içinde hizmet verildiği hatırlatmasıyla birlikte müracaatların nasıl yapılacağını bildiren bir mesajla karşıladı. Kazanılan bölüm bölümüyle ilgili hata Pazartesi giderilmiş gibi görünse de siteye erişim haberin hazırlandığı saatlerde güçlükle gerçekleşiyordu. ÖĞRENCİLER ENDİŞELİ Öğrenim ve Katkı Kredileri'nin yeniden yapılandırılması ile yurt ve kredi başvurularının aynı döneme denk gelmesinin böyle bir sorun oluşturduğu tahmin edilirken, öğrenciler bu durumun geri ödemelerde ya da yurt ve kredi müracaatlarında sorun oluşturmasından endişe duyuyor.

88 Bin Boş Kontenjan Var

2009-ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre, üniversitelerin lisans ve önlisans programları olmak üzere 88 bin 602 kontenjanında boşluk bulunuyor.
ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre birçok üniversitede kontenjanlar doldu. ÖSYM, 2009-ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan üniversite kontenjanlarını internet sitesinde yayımladı. Buna göre, üniversitelerin 26 bin 643'ü lisans ve 61 bin 959'u önlisans programları olmak üzere toplam 88 bin 602 kontenjanında boşluk bulunuyor. ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre, lisans programı bulunan Boğaziçi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün tüm programları doldu. Galatasaray, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Eskişehir Osman Gazi, Yıldız Teknik, Mardin Artuklu, Batman, Şırnak üniversitelerinin ise hem lisans hem de önlisans programlarında boş kontenjan kalmadı. Sadece lisans programlarında boş kontenjan kalmayan üniversiteler arasında Dokuz Eylül,Ege, Gazi, Muğla, Uludağ, Düzce, Mehmet Akif Ersoy, Adıyaman, Amasya, Karamanoğlu Mehmetbey, Ağrı İbrahim Çeçen, Siirt, Çankırı Karatekin, Artvin Çoruh, Bilecik, Bitlis Eren, Kırklareli, Ardahan, Bartın, Bayburt, Gümüşhane, Iğdır, Yalova üniversiteleri bulunuyor. Anadolu, Hacettepe, İstanbul, İstanbul Teknik, Marmara, ODTÜ, Haliç, Işık, Yeditepe, Ufuk üniversitelerinin ise önlisans programlarında boşluk kalmadı. Vakıf üniversiteleri arasında kontenjanlarında boşluk bulunmayan üniversiteler ise Sabancı, İstanbul Bilim, Acıbadem, Piri Reis üniversiteleri ile İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, Kavram Eğitim Vakfı olarak belirlendi. Devlet, vakıf, KKTC ve diğer ülkelerdeki üniversiteler arasında kontenjanlarında en çok boşluk bulunan üniversiteler içinde 5 bin 128 boş kontenjan ile İstanbul Aydın Üniversitesi, 2 bin 964 boş kontenjan ile Yakın Doğu Üniversitesi, 2 bin 958 kontenjan ile İstanbul Arel Üniversitesi, 2 bin 905 boş kontenjan ile Girne Amerikan Üniversitesi, 2 bin 868 boş kontenjan ile Doğu Akdeniz Üniversitesi, 2 bin 818 boş kontenjan ile Beykent Üniversitesi, 2 bin 793 boş kontenjan ile Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, 2 bin 571 boş kontenjan ile Okan Üniversitesi, 2 bin 570 boş kontenjan ile Süleyman Demirel Üniversitesi, 2 bin 528 boş kontenjan ile Konya Selçuk Üniversitesi, 2 bin 219 boş kontenjan ile Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2 bin 208 boş kontenjan ile Mersin Üniversitesi bulunuyor. Koç ve İstanbul Özyeğin üniversitelerinin ise sadece birer kontenjanın boş olduğu belirlendi.

Kafa Dengi















Biraz aceleye mi geldi yoksa programın ismi. Ben pek beğenmedim.
Sırrı Süreyya Önder, kapanın elinde kalmış anlaşılan. Hemen oturup pervasız kapitalizm hızıyla kotarılmış birşeyler.
Öyle ya bu yeni nesil islamcı cenah biraz derinlik görünce ne edeceğini şaşırdı. Belli ki farklı yöntemler arıyorlar, yaşadıkları bu değişimin acısını hafifletebilmek için. Kısacası derinlik arıyorlar yaşama dair. Buldular mı? Umarım buldular.
Hala isimdeyim. Çokta sindiremedim bunu. Her iki kafa arkadaşımızda bu halden oldukça uzak.
Bunu her iki anlamda da düşünebiliriz.
Birincisi Selahattin Yusuf'un ( bir soyadı var mı acaba nedense eksik kalıyor) Agresif duruşu.
Çok analize gerek yok. Böyle bir adamın bulunduğu ortamda uzun süre hoş bir sohbetin yapılamayacağı kesin.
Kavga çıkarmaya hazır bir duruş onunkisi.
Hani şu bizim çocukların bazılarında gördüğüm, arkasında birinin belli olduğu bir duruş.
Öyle bir duruş ki kısa süre sonra futursuz bir söyleme dönüşüyor. Sözünü sakınmaması kararlılığından değil iyi biliyorum. Keşke tahmin ediyorum diyebilseydim.

Gelelim ikincisine. Sırrı Süreyya Önder de sanıldığı gibi kafa dengi değildir.
Bizim buralarda şöyle bir söz vardır. "Hele o bir de benim eşek yüzümü görsün".
Şimdiler de herşey hoş sohbet. Eğer uzun ömürlü olursa program ne denli haklı çıkacağım anlaşılacak.
Kahin miyim değilim elbet. Devrimci duruşundan mütevellit söyleyebiliyorum bunu.

Seveceğimiz adamı önce bir güzel döveriz gibi oldu bu yazı. Biraz kızgınlığım var elbet bu manzaraya. Çok öfkeleyim ama inanın onlara (Kafa denkleri) değil.
Birden bire Orhan Alkaya'nın şu dizeleri geliyor aklıma.
"Gene yenildik muhip onlar kazandı
başarı tanrısı beton akıllara hükmünü bildirdi"
veya
" muhip onların elinde"

Anlaşılacağı üzere bir Muhip'i daha onların eline vermek üzereyiz. Verdik mi yoksa.
Bu işin miladı Meksika Sınırı adlı programdır. Kendi mecrasında mütevazı bir yapımken bir anda Sırrı Süreyya Önder'in konuk olarak katılımıyla mecrasından biraz taşmışıtı. Bu taşkınlık sözümona yeni burjuvazini iştahasını kabartmış olacak. Şimdilerde bu frekansdayız.

Olsun. Yine de tanıdık bir yüzle karşılaşmış olmak ekranlarda, bu bunaltıcı yaz sıcaklarında -hep öyle derler ya- herşeye değer.
Olsun diyorum, eğer bu parlak yüzlü, yeni yetme, aydınımsı çocuğa biraz katlanacak olursanız, sözümü esirgemiyorum bilge bir adamla keyifli bir kaç saat geçireceksiniz.

Perşembe akşamları yayında program. Durun saatini de vereyim 21:15. Kanal 24'te.
Siz bakmayın bana mutlaka izleyin.

Son programlarında konuk olarak Leman ve Şevval Sam vardı.
Şevval Sam, Sırrı Süreyya'nın bir sırrına vakıf olmuş olsa gerek türkü söylerken, sürekli işmar edip durdu. Uzaklardaki bir hatuna dair. Gönül adamıdır bu, çok fazla üstüne varmaya gelinmez. Zaten bir ızdarap haliyle sunuyor programı, mahçup etmeselerdi bari.

16 Ağustos 2009 Pazar

TATİL BİTTİ

Harika bir 4 hafta sonunda tatilimin bitmesine rağmen huzurlu ve mutluyum. Dolu dolu bir 4 hafta geçirdim. Bol bol okuyarak ve düşünerek. Oğlum ve yeğenim ile birlikte çocuk olarak. Denize girip deniz kızı olarak. Oğlum büyüdü ve sünnet oldu. Oğlumun büyümesine engel olan geniz eti alındı. Tam 1 saat ameliyathane kapısında bekledik eşimle. O 1 saat bana oldu 100 saat. Çok şükür atlattı. Artık geceleri daha rahat ve horlamadan uyuyor. Bu arada tabi ki her daim elimde kitaplar vardı. Okuduğum kitaplar sırasıyla blogda yerini alacak.

13 Ağustos 2009 Perşembe

ÖSS Birincilerinin Tercihleri

ÖSS ve YDS'de dereceye girenlerin çoğunun tercihi tıp fakültelerinden yana oldu.
Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve Yabancı Dil Sınavı (YDS) sonuçlarına göre; SÖZ-1 ve EA-1 puan türlerinin birincisi, SAY-1 puan türü ikincisi Mustafa Öztürk Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp'a girmeye hak kazandı. SÖZ-1 ve EA-1 puan türlerinde ikinciliği paylaşan Ali Can Göksel Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği'ne, Ali Can Göksel kapsamlı burslu olarak Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği'ne yerleşti. SÖZ-1 ve EA-1 puan türlerinde ikinciliği paylaşan, İngilizce puan türünde birinci olan Berkay Dertsiz ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'ne girdi. SÖZ-2 puan türünde birinci olan Serhat Güzel Fatih Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü burslu kazandı. Aynı puan türünde ikinci olan İlyas Avcı Bilkent üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kapsamlı burslu olarak yerleşti. SAY-1 puan türü birincisi Serhat Güzel Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne, SAY-2 birincisi Çağatay Ermiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne, ikinciliği paylaşan Ömer Yakar burslu olarak Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne, Anıl Akyel ise ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümüne girdi. EA-2 puan türünde birinci olan Mücahid Erdoğan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Tıp bölümüne, ikinci Mustafa Lütfi Eker Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne burslu olarak, üçüncü Cemre Polat ise Koç Üniversitesi İngilizce Hukuk Fakültesi'ne başarı burslu olarak yerleşti. ÜÇÜNCÜ OLDU AMA TERCİH YAPMADI Dil puanlarında Fransızca'da birinci olan Muazzez Çiğdem Oba İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Tıp bölümünü, Almanca birincisi Mertcan İpek Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitimini sürdüren SÖZ-2 üçüncüsü Cihat İmamoğlu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi SAY-1 üçüncüsü Ali Gökçe ise yeniden tercih yapmadı.

Kanser Hastası Anıl, Tıp'ı Kazandı

ÖSS'ye hazırlanırken lenf kanseri olduğunu öğrenen 19 yaşındaki Anıl Kaya, azmiyle herkesi şaşırttı. ÖSS'ye hazırlanırken lenf kanseri olduğunu öğrenen ve doktorların itirazına rağmen üniversite sınavına giren 19 yaşındaki Anıl Kaya, azmiyle herkesi şaşırttı. Kaya tedavi gördüğü Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yerleşti. Antalya Metin Nuran Çakallıklı Anadolu Lisesi'nden mezun olan Anıl Kaya geçen yıl lenf kanseri olduğunu öğrendiğinde hem tedavisine hem de eğitimine devam etmeye karar verdi. Tedavisine Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde devam ederken, ilaçlarını çalışma saatlerine göre ayarlayıp hem sınav stresi, hem de hastalıkla mücadele etti. Steril bir ortamda bulunması gerektiği için, okula sadece sınav zamanlarında gidebildi. Dershanede kendisi için oluşturulan özel odada ağzında maskeyle ders aldı, hastanede kolunda serumla test çözdü. Anıl bu süreçte tedavisini yürüten ekibin başındaki Prof. Dr. Volkan Hazar'dan çok etkilendi. Anıl, geleceğine yön verecek meslek tercihini de hastanede yaptı. Sayısal-2 puan türünde 357.840 puan aldı. Anıl sonucu öğrendikten sonra "Doktor olmak ve benim gibi hasta olan çocuklara yardım etmek istiyorum" dedi.

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Adayların Yüzde 31'i Tercih Yapmadı

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS'de bu yıl tercih yapanların sayısında düşüş olduğunu belirtti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS'de bu yıl tercih yapanların sayısında düşüş olduğunu belirterek, 'Bir söylenti vardı 'meslek liseliler bu sene tercih yapmayıp gelecek seneyi bekleyecekler' diye. Bunun etkili olmuş olabileceğini düşünüyorum' dedi. Bugün açıklanan ÖSS ve YDS yerleştirme sonuçlarına ilişkin sorularını yanıtlayan Yarımağan, bu yıl adayların yüzde 31'inin tercih yapmadığını, bu oranın geçen yıl yüzde 25 olduğunu bildirdi. Yarımağan, şunları kaydetti: 'Bu sene, tercih yapma hakkı elde ettiği halde tercih yapmayanların sayısı biraz artmış. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, geçen sene sınava giren kitle biraz değişik bir kitleydi. Son sınıf öğrencileri azdı ve çoğu eski mezunlardı. Eski mezunlar geçen yıl bir üniversiteye girmek istemiş olabilirler. Yani 4 yıllık lise mezunlarının gireceği sınava katılmak istememiş olabilirler. Son sınıf öğrencileri biraz beklemeyi göze alıyorlar. 'İstediğim yer olmazsa 1 yıl beklerim yeniden girerim' diyorlar fakat eski mezunlar bunu birkaç kez yaptıkları için belli bir süre sonra razı olmaya başlıyorlar. İkincisi ise, bir söylenti vardı 'meslek liseliler bu sene fazla tercih yapmayıp gelecek seneyi bekleyecekler' diye. Ben bunun etkili olmuş olabileceğini düşünüyorum.' Bu yıl geçen yıla göre boş kontenjanların sayısının artığının anımsatılması üzerine Yarımağan, önceki sene de buna benzer bir tablo olduğunu kaydetti. Yarımağan, şunları söyledi: 'Geçen yıl kontenjanlardaki doluluk oranları çok yükseldi ve olabildiğine az boş kontenjan kaldı. Bu sene ise evvelki sene gibi çoğaldı. Tabii kontenjan sayısı arttıkça boş oranı da artıyor. Çünkü öğrenciler artık seçici oluyorlar. Her programa ilgi göstermiyorlar. Bazı programlara ilgi çok az. Örneğin 40 kontenjanı olup da hiç yerleşmeyen program da var. Boş kontenjanlar daha çok meslek yüksekokullarında. Zaten meslek yüksekokullarında yaklaşık 62 bin boş kontenjan kaldı. Lisans programlarında ise temel bilimlerle ilgili bölümlerde boş kontenjanların daha yüksek olduğunu gördüm. Yani fizik, biyoloji gibi temel bilim programlarında boş oranı daha fazla. Devlet üniversitelerinde boş kalan lisans programlarının oranı yüzde 2.6. Bu çok fazla değil. Vakıf üniversitelerinin lisans programlarının boş oranı yüzde 20.7, KKTC'deki üniversitelerin lisans programlarının boş oranı yüzde 72.4.' 'EK YERLEŞTİRME' Yarımağan, merkezi yerleştirme sonucunda boş kalan kontenjanlar ile üniversitelere kayıtlardan sonra boş kalacak kontenjanlar için ek yerleştirme yapılacağını bildirdi. Ek yerleştirme için tercih yapmayan adayların isterlerse başvurabileceklerine işaret eden Yarımağan, 'Belki şimdi herhangi bir üniversiteye yerleşenlerin bir kısmı kayıt da yaptırmayacak. Boş kontenjanlara, belki 10-20 bin de kayıt yaptırmayan eklenecek. Ek yerleştirmeye en az 100 bin kontenjan için çıkılacak. Bunların ne kadarı dolar bilemiyorum ama bence yarısı bile dolmaz.' Yarımağan, ek yerleştirme takviminin geçen yıla benzer olacağını kaydetti. Bu yıl 7 bin 755 lise birincisinden bin 468'inin herhangi bir üniversiteye yerleşemediğinin anımsatılması üzerine de Yarımağan, bu durumun bu yıla özgü olmadığını vurguladı. Açıkta kalan okul birincileri arasında meslek lisesi mezunlarının çoğunlukta olduğunu söyleyen Yarımağan, şöyle konuştu: 'Meslek lisesi birincileri belirli yerleri istiyorlar mesela mühendisliklere girmek istiyorlar, oraya girecek puanları tutturamadıkları için de giremiyorlar. Birincilerden açıkta kalanlar her zaman olur, bu seneye mahsus değil. Açıkta kalanlar sadece meslek lisesi mezunları da değil, bunları içinde akşam liseleri mezunları var, başka okullar da var.' Bu arada, geçen yıl tercih yapma hakkı kazanan 1 milyon 574 bin 928 adaydan 1 milyon 179 bin 944'ü tercih formu doldurarak ÖSYM'ye göndermişti. Ayrıca, geçen yılın ÖSS sonuçlarına göre 4 bin 260 lise birincisinden 3 bin 541'i bir programa yerleşmiş, 719'u açıkta kalmıştı. Yarımağan, geçen yıl düz liselerin mezun vermediğine işaret ederek, lise birincisi sayısının bu yıl fazla olmasının nedeninin bundan kaynaklandığını anlattı.

Müdür Odaları Özel Sınıf Oluyor

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, otizm hastası olan çocukların okullardaki özel sınıflarda eğitim almaları için genelge yayımladı.

Otizmli bireylerin eğitimine çocukluk döneminde başlanmasının, topluma uyumlarında büyük önem kazandırdığının vurgulandığı genelgede Çubukçu, okullarda atıl bulunan binaların derhal özel sınıfa dönüştürülmesini istedi. Türkiye genelinde otizmli çocuklara yönelik 27 otistik çocuklar eğitim merkezi ile 5 iş-eğitim merkezi bulunuyor. Söz konusu merkezler bu tür öğrencilerin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Bu nedenle yüzlerce öğrenci eğitim alamıyor. Yapılan araştırmada bu konuda en büyük sorunun mega kent İstanbul'da olduğu anlaşıldı. İstanbul'da engel türü otistik ve zihinsel olan eğitime muhtaç çocukların sayısının 3 bin 237 olduğu belirlendi. Acil olarak konu ile ilgili çalışma başlatıldı. SINIFA İHTİYAÇ VAR Genelge doğrultusunda harekete geçen İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü çalışma başlattı. Yapılan çalışmada İstanbul'da özel eğitim için 263, bağımlı öğrencilerin eğitimi için 209 sınıfa ihtiyaç olduğu belirlendi. İhtiyaç duyulan ilçelerde sınıfların açılması için okul müdürleriyle çalışmalar yapıldı. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde kurdukları ekiple evlerin tek tek tarandığını, rahatsızlığı bulunan öğrencilerin tespit edildiğini söyledi. Ata Özer, bu konunun çok hassas bir konu olduğunu belirterek, "İstanbul'da 3 bin 237 ailenin bu konuda rahatsızlığını dinledim.
Sorunlarına çözüm bulmak için okul müdürleriyle toplantı yaptım. Bazı yöneticiler okullarının fizik yapılarının yetersiz olduğunu dile getirdi. Onlara 'Okulunuzda müdür odası var mı?' diye sordum? 'Evet' cevabı alınca, 'odalarınızı sınıf yapacaksınız' emrini verdim. Bu çocukların eğitimi için bekleyecek zamanımız yok. Okullar açıldığında 39 ilçemize yayılmış 472 sınıfımızda özel sınıflar hizmette olacak" diye konuştu.

Belge Zulmüne Son

OYP ile öğrenci alan liselerde diploma dışında hiçbir belge istenmeyecek. Ortaöğretim Yerleştirme Puanı (OYP) sonuçlarına göre öğrenci alan fen, Anadolu ve sosyal bilimler liseleri ile bazı meslek liselerine kayıtlar sırasında bundan sonra diploma, tasdikname veya denklik belgesi dışında hiçbir belge istenmeyecek. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, OYP ile öğrenci alan okullara kayıt sırasında artık ilköğretim okulu müdürlüklerince verilen "yerleştirme sonuç belgesi" istenmeyecek. Bundan önceki düzenlemede, kayıt sırasında öğrencilerin, ilköğretim okulu müdürlüklerince verilen yerleştirme sonuç belgesini ibraz etmeleri isteniyor, aksi halde kayıt yapılmayacağı belirtiliyordu. Çubukçu, genelgede, sınav sonuç veya yerleştirme belgelerinin e-Okul sisteminde yer aldığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi kapsamında öğrenci kaydı yapılan okullarımıza, kayıt işlemlerinde diploma, tasdikname veya denklik belgesi dışında fotoğraf, pul, zarf vb. evrak istenmeyeceği gibi e-Okul sisteminden alınabilecek hiçbir belgenin ayrıca çıktısı ve okul müdürlüklerine onaylatılması talep edilmeyecektir. Gerekli hallerde kayıt işlemini yapan okul yöneticileri ihtiyaç duyulan belgeleri doğrudan sistemden kendileri alacaklardır."