29 Aralık 2009 Salı

KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ

KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ

Balıkesir Kongresi ( 26 – 30 Temmuz 1919 )

    Yunan saldırılarına karşı savunma ve direniş güçlerini birleştirmek amacı ile toplanmıştır. Padişaha bağlılık bildirilmiştir. Bölgesel kurtuluş amaçlanmıştır.

Alaşehir Kongresi ( 16 – 25 Ağustos 1919 )

    Erzurum ve Balıkesir kongrelerinin aldığı kararların değerlendirilmesi amacı ile toplanmıştır. Yunanlılara karşı ölünceye kadar diren ileceği belirtilmiştir. İtilaf devletlerinden yardım alınabileceği belirtilmiştir.

! Balıkesir ve Alaşehir kongreleri sonucunda Batı Cephesi açılmıştır.

Sivas Kongresi ( 4 – 11 Eylül 1919 )

Kongre başlangıcında iki sorun ortaya çıkmıştır.

1. Başbakanlık Sorunu: Mustafa Kemal’in kongre başkanı seçilmesiyle çözümlenmiştir.

2. Manda Sorunu: Amerikan mandacılığı uzun tartışmalardan sonra reddedilmiştir.

    Milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir. Böylece Kurtuluş savaşının tek elden yönetilmesi kararlaştırılmıştır. Erzurum kongresinde doğu illeri temsil en seçilen Heyet-i Temsiliye yurdun tamamını temsil edecek şekilde genişletildi ve üye sayısı 15’e çıkarıldı. Mustafa Kemal bu heyetin başkanlığına seçildi Sivas kongresi milli nitelikli bir kongre olmasına rağmen, katılan üye sayısı Erzurum kongresi üye sayısından azdır. Bunun temel nedeni İstanbul Hükümetinin engellemesindendir. Erzurum kongresi kararlarının aynen kabul edilmiş olmasından dolayı kısa sürmüştür. Sivas kongresi ali Fuat paşayı batı cephesi komutanlığına atamıştır.

! Mustafa Kemal bütün vatanın tamamına emir verecek bir konuma gelmiştir.

! Temsil heyetinin hükümet gibi çalıştığının yani yürütme gücünü kullandığının kanıtıdır.

!İstanbul Hükümetinin karşı çıkmasına rağmen, Sivas kongresi başarıyla tamamlandı. Padişahın Anadolu hareketi ile iyi ilişkiler kurmak durumunda kalması sonucu Damat Ferit istifa etti. Yerine Kuva yi Milliye yanlısı Ali Rıza paşa hükümeti kuruldu.

!itilaf devletlerinin Erzurum ve Sivas kongrelerine karşı ciddi önlemler almaması, Anadolu hareketinin önemini anlamadıklarını gösterir.

Amasya Mülakatı (görüşmesi=protokolü) ( 20 – 22 Ekim 1919 )

    Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal ile İstanbul hükümeti adına Salih paşa arasında yapılan bu görüşmelerde aşağıdaki kararlar alınmıştır. </LI>
    İstanbul Hükümeti Sivas kongresi kararlarını kabul edecek. Seçimler yapılıp meclisi mebusan kurulacak mebusan meclisinin İstanbul da toplanması uygun değildir. İstanbul Hükümeti itilaf devletleri ile yapacağı barış görüşmelerinde temsil heyetinin de görüşünü soracaktır. </LI>

! Görüşmeden sonra İstanbul hükümeti sadece bu karar uymuş ve mebusan meclisinin İstanbul’da toplanmasını kabul etmiştir.

! İstanbul Hükümeti bu görüşmeler ile temsil heyetini resmen tanımış oldu. Böylece Anadolu İstanbul bağlı olmaktan çıkıp İstanbul Anadolu’ya bağlı hale geldi. Böylece Anadolu ihtilali hukuki bir zemine kavuştu.

Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya Gelmesi ( 27 Aralık 1919 )

Meclisi mebus anın toplanması için yapılan seçimleri büyük bir çoğunlukla müdafaa-i hukukular kazandı. Meclisin İstanbul’da toplanması kesinleşince heyeti temsiliye meclis çalışmalarını yakından izleyebilmek için Ankara’yı kendine merkez seçti çünkü Ankara’nın şu avantajları vardı.

1. ulaşım ve haberleşme olanakları elverişlidir.

2. batı Anadolu cephesine yakındır

3. Anadolu’nun ortalarında bir yerdedir.

Anakaraya yerleşen Mustafa Kemal müdafaa-i hukukçu milletvekillerini Ankara’ya çağırarak meclisi mebusan da yapılacak çalışmalar için şu direktifleri verir.

a. kendisinin meclis başkanlığına seçilmesi

b. mecliste bir müdafaa hukuk grubunun oluşturulması ve bu grubun meclisteki tüm çalışmalar ağırlığını koyması

c. tüm kişi ve kurumları bağlayacak kararların alınması

d. Misak-ı milli kararlarının meclise kabul ettirilmesi

Bu arada yapılan seçimlerin galibi müdafaa hukuk Cemiyeti’nin adaylarıydı. Mustafa Kemal de Erzurum’dan milletvekili seçilmiştir.

! Bununla Anadolu’da ki milli hareketin meclisi Mebusan'a egemen olduğu herkese, en çarpıcı biçimde anlatılmış olacaktı.

!Mustafa Kemal Erzurum milletvekilidir. Ancak heyeti Temsiliye’nin aldığı karar gereği İstanbul gitmeyecektir.

Gerçekte İstanbul hükümetinin asıl endişesi mebusan meclisinin tümden heyeti Temsiliye’nin etkisi altına girebileceğiydi.

Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli Kararları

Meclis-i mebusan 12 Ocak 1920 de İstanbul’da toplanır. Ancak Mustafa Kemal başkan seçilmediği gibi müdafaam hukuk grubu da kurulmaz. Bu grubun yerine felah-ı vatan grubu kurulur.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen meclis-i mebusan 28 Ocak 1920 de misak-ı milli kararlarını alır. Bu kararlar:

1. 20 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.

2. bir zamanlar Osmanlı egemenliğinde olan ancak şu anda işgal altında bulunan Müslüman Arapların yaşadığı toprakların geleceği, orada yaşanların kararları ile belirlenmelidir.

3. Batı Trakya ile Kars, Ardahan ve batum için gerekirse halk oyuna gidilebilir.

4. Azınlıklara, çevre ülkelerde Müslüman azınlıklara tanınan haklar kadar haklar tanınacaktır.

5. İstanbul’un ve Marmara denizinin güvenliği sağlandığında, boğazlar dünya ticaretine açılacaktır.

6. kapitülasyonlar ve duyun-ı umumiye kaldırılmalıdır.

Misak-ı Milli Kararlarının Önemi

    Milli kurtuluş savaşının hedefleri belirtilmiştir. Milli sınırlara belirginlik getirilmiştir. ( 1. Madde )Batı Trakya ile Kars Ardahan ve batum için halk oylaması önerilmesi sorunlara öncelikle barışçıl çözüm arandığının bir kanıtıdır. Bu bölgelerdeki Türk nüfusunun çokluğu da halk oylaması istenmesinin bir diğer sebebidir. Bu belge kurtuluş savaşının diplomatik dayanağı olmuştur. Misak-ı Milli kararları ile Mustafa Kemal’in bağımsızlıkla ilgili görüşleri Osmanlı parlamentosu tarafından yasallaştırılmıştır.

!Kurtuluş savaşının gerekçesi Amasya genelgesiyle hedefleriyse Misak-ı Milli kararlarıyla belirlenmiştir.

İstanbul’un Resmen İşgali ( 16 Mart 1921 )

Misak-ı Milli kararlarının alınmasından sonra, anlaşma devletlerinin İstanbul hükümeti ve meclisi mebusan üzerindeki baskısı artmıştır. Bu baskı üzerine ali rıza paşa sadrazamlıktan istifa ederek yerine Salih paşa yeni hükümeti kurmuştur. Anlaşma devletleri, misakı milli kararlarını geri aldıramayınca da 16 Mart 1920 de İstanbul’u işgal ettiler. Meclisi mebus anı bastılar. Kendileri için tehlikeli gördükleri önemli şahsiyetleri malta adasına sürgün ettiler. İşgalin ardından Salih paşa istifa ederek sadrazamlığa yeniden Damat Ferit paşa getirildi. Ardından da 11 Nisan 1920 de padişah Osmanlı meclisi mebus anı kapattı.

İşgale Tepkiler

Temsil Heyeti şu kararları aldı.

    İstanbul ile haberleşme yasaklandı. Anadolu’daki bazı İngiliz birliklerinin silahlarının alınması kararlaştırıldı. İstanbul’daki tutuklamalar karşı Anadolu’daki subaylar tutuklanacaktı. vergilere el kondu.

İşgalin Sonuçları

    Mebusan meclisi dağıtıldı. Mebusların bir kısmı malta ya sürüldü. İstanbul’dan kaçan bazı milletvekilleri Ankara’ya gelerek Milli Mücadeleye katıldılar.

! Bu durum Ankara’da TBMM’nin açılmasına ortam hazırlamıştır. İtilaf devletlerinin bu tutumu doğrudan milli iradeyi yok etmeye yöneliktir.

TBMM’nin Açılışı ( 23 Nisan 1920 )

İstanbul’un itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi ve meclisi mebus anın kapatılması üzerine Mustafa Kemal heyeti temsiliye adına bir genelge yayımladı. 19 Mart 1920 tarihli bu genelge ile, yeni meclisin Ankara’da toplanacağını her sancaktan 5 kişinin seçilmesini istedi. Ayrıca Osmanlı mebusan meclisi üyelerinden İstanbul’dan kaçıp Ankara’ya gelebilenlerinde TBMM’ye kabul edilecekleri bildirildi. ( bunlar 27 Ekim 1920 tarihine kadar TBMM’ye kabul edilmişlerdir.)

!Böylece milli iradeye saygılı olunduğu, milli birlikten yana olunduğu ve Ankara’nın otoritesinin güçlendirilmek istendiği anlaşılmıştır.

    TBMM 23 Nisan 1921 de Ankara’da, coşkulu bir törenle açıldı.TBMM ilk toplantısında 120 üye bulunuyordu. ( sonradan 380’e çıktı. ) TBMM açıldığı gün Mustafa Kemal’i meclis başkanlığına seçti.

Kuruluş Amacı

    Düzenli bir ordu oluşturmak. Milli iradeyi gerçekleştirmek Vatanı işgallerden kurtarmak Milli birli ve beraberliği gerçekleştirmek İstanbul’un işgali ve meclisi mebus anın dağıtılması Mustafa Kemal’e yeni bir devletin kurulması için gereken imkanı vermiştir. TBMM’nin başkanlığına seçilen Mustafa Kemal vatanı işgallerden kurtarmak için, gereken önlemlerin artık meclis tarafından alınacağını bildirmiş ve vakit geçirmeden bir hükümetin meclis tarafından oluşturulmasını meclise önermiştir. Mustafa Kemal’in meclise verdiği önergede şu hususlar yer alıyordu.

- Bir hükümet kurulmalıdır.

- Geçici olarak bir hükümet başkanı ya da padişah vekili ortaya çıkarmak uygun değildir.

- TBMM yasama ve yürütme yetkilerine sahiptir.

- Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet işlerine bakacaktır. Meclis başkanı bu kurulunda başkanı olacaktır.

- Padişah ve halifenin bulunduğu baskıdan kurtulduğu zaman, meclisin belirleyeceği esaslar içinde durumu belli olacaktır.

Meclis Hükümet Sisteminin Özellikleri

    Hükümet üyeleri meclis içinde ayrı ayrı oylanarak seçilir. Meclis istemediği üyeleri düşürebilir. Bir başbakan yoktur. Meclis başkanı hükümetinde başkanıdır. Bir devlet başkanı da yoktur.

I.TBMM’nin Özellikleri

· TBMM yeni seçilen üyeler ve Osmanlı meclisi mebus anından gelen üyelerden oluşmuştur.

    Tek meclisli parlamento sistemi benimsenmiştir. ( Üyeleri padişah tarafından seçilen ayan meclisi kaldırılmıştır. ) Kamuoyunun tepkisine yol açamamak için yeni meclis olağanüstü yetkilerle donatılmış meclis adıyla açılmıştır. TBMM’de mebuslar meclisinde olduğu gibi dini tartışmalar gözükmez. Savaşı sevk ve idare eden bir yapıya sahip olduğu için ihtilalci bir meclistir. Mebusan meclisinin devamı değildir. Milli iradeye dayanan bir meclistir. TBMM iç politikada halkçılık dış politikada bağımsızlığa saygı ilkesini temel etmiştir. TBMM nin açılmasıyla temsil heyetinin görevi sona ermiştir. Savaş koşullarında çabuk karar alıp, kısa sürede uygulamak için güçler birliği ilkesini benimsemiştir. Öncelikle vatanın kurtuluşunu esas aldığı için, yeni bir devlet düzenine geçilmesini sağlayıcı yönleri ön plana çıkarılmamıştır. TBMM ni ilk çıkardığı kanun ağnam vergisinin artırılması ile ilgilidir.

İstiklal Mahkemeleri

· TBMM’nin otoritesini sağlamak amacıyla kuruldu.

    İstiklal mahkemeleri üyeleri TBMM içinden seçilmiştir. Bu güçler birliği ilkesinin bir gereğidir. İstiklal mahkemelerinin kararları kesin olum temyiz hakkı yoktur.

Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun Çıkarılmasındaki Amaçlar

    Meclis iradesi karşı gelenleri ve ayaklanmaları önlemek Kuva-yi milliye amaçları dışında iş yapmasını önlemek Cezaların geciktirilmeden uygulanmasını sağlamak Meclise olan güveni artırmak Askere alma işini hızlandırmak ve orduyu güçlendirmek Osmanlı hükümetiyle işbirliği yapanları cezalandırmak

TBMM ilk hükümeti 2 Mayıs 1920’de kurdu.

İstanbul Hükümetinin TBMM Hükümetine Karşı Tutumu

    İstanbul’un işgalinden sonra Salih paşa, itilaf devletlerinin baskılarına boyun eğerek istifa etti. Yeni hükümeti Damat Ferit Paşa kurdu. Damat Ferit Paşa milli mücadelenin karşısında idi. Mustafa Kemal ve yanındakiler, İstanbul sıkı yönetim mahkemesince idama mahkum edildiler. Şeyhülislam tarafından bir fetva çıkarttırılarak, milli mücadeleciler dine karşı ihanetle suçlandılar. Kuva-yi milliye inzibatiye adıyla bir ordu kuruldu. TBMM’ye karşı ayaklanmalar desteklendi. İtilaf devletlerine daha fazla bel bağlandı.

TBMM’nin Aldığı Tedbirler

    İstanbul hükümeti ile her türlü haberleşme ve ilişki kesildi. Şeyhülislamın fetvasına karşılık Ankara müftüsü Rıfat efendi ve Anadolu’daki birçok müftünün imzası ile milli mücadeleyi destekleyen karşı fetva yayımlandı. “Anadolu Ajansı” kurdurularak milli mücadele lehinde propaganda yapıldı. Hıyaneti vataniye kanunu çıkarılarak TBMM’nin otoritesi artırıldı. Damat Ferit Paşa vatan haini sayılarak vatandaşlıktan çıkartıldı.

TBMM’ye Karşı Ayaklanmalar

Sebepleri

    İstanbul hükümetinin kışkırtması İtilaf devletlerinin kışkırtması ve desteklemesi Şeyhülislamın fetvasının rolü Halkın askerlikten ve savaştan bıkması Kuva-yi milliye birliklerinin halka karşı bazı olumsuz davranışlarda bulunması Şahsi menfaat temin etme isteği Azınlıkların çalışmaları ve bağımsızlık istemeleri

Bu nedenle çıkan ayaklanmalar dört grupta toplanır

A) Doğrudan İstanbul Hükümeti Tarafından Çıkartılan Ayaklanmalar

1. Aznavur Ayaklanması İngilizlerin teşviki ile güney Marmara, Manyas, ululat, Balıkesir ve Gönen’de çıkartılmıştır. Ayaklanma Çerkez ethem ve kuvvetleri ile bastırılmıştır.

2.Kuva-yi inzibatiye Ayaklanması Bu ordu İngilizlerin teşviki ve yardımı ile Osmanlı saltanatına bağlı olarak kurulmuştur. Ayaklanma İstanbul ve Anadolu arasında önemli bir geçit olan Geyve boğazının kuva-yi milliyecilerin eline geçmesini önlemek için çıkartılmıştır. Geyve boğazındaki kuva-yi milliye birliklerine saldıran hilafet ordusunun er kadrosunun ali Fuat paşa komutasındaki kuva-yi milliye birliklerine katılmasıyla ayaklanma bastırıldı.

B) İstanbul Hükümeti ve İşgalcilerin Kışkırtmaları Sonucu Çıkan Ayaklanmalar Anadolu’daki milli direnişi en çok bu ayaklanmalar uğraştırmıştır.

1. Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı ayaklanmaları

İngilizler boğazları elde tutmak için İstanbul hükümeti ile işbirliği yaptılar. Bölgedeki halk kışkırtıldı. Geyve’deki birliklerimiz pusuya düşürüldü. Ayaklanma Ali Fuat Paşa ve Refet Paşa tarafından bastırıldı.

2. Yozgat Ayaklanması

Yozgat, Boğazlayan, Yeni han ve çevresinde Çapanoğlu, Aynacı oğlu gibi bölgenin ileri gelenleri, padişah ve halifeye bağlılık iddiasıyla ayaklandılar. Çünkü bu kişiler, meclisin açılışı ve yeni bir devletin kuruluşu ile otoritelerinin yok olacağından endişe etmekte idiler. Bu ayaklanmayı batı cephesinden çağrılan Çerkez Ethem ve birlikleri bastırmışlardır.

3. Konya – Bozkır Ayaklanması Delibaş Mehmet tarafından bozkırda başlayan ayaklanma Konya ve çevresine yayıldı. Ayaklanmayı Refet paşa bastırdı. Delibaş Fransızlara sığındı.

4. Afyon’da Çopur Musa Ayaklanması Halifelik elden gidiyor diye başlatılan ayaklama, aslında yunan ajanlarının kışkırtması ile başlatıldı. Ayaklanma bastırılınca Çopur Musa yunanlılara sığındı. Yunanlılar böylece Batı Anadolu’da daha rahat ilerleyeceklerini düşünüyorlardı.

5. Milli Aşireti Ayaklanması

Daha önce kuva-yi milliye tarafları olan bu aşiret, Fransızların kışkırtması ile Urfa ve civarında ayaklandı.

6. Koçkiri Ayaklanması

Erzincan, Sivas ve dolaylarında çıkartılmıştır. Ayaklanma, Amasya’da bulunan merkez ordusu tarafından bastırılmıştır.

7. Cemil Çeto Ayaklanması

Bahtiyar aşireti reisi olan Cemil Çeto, Garzan ve yöresinde ayaklanma çıkarmıştır. Bu ayaklanmalardan başka Ali Batı ve Şeyh Eşref ayaklanmaları da çıkmıştır.

C) Önceden Kuva-yi Milliye Yanlısı Olup Sonradan Ayaklananlar

Düzenli ordunun kurulması ile bu ordunun emrine girmek istemeyen bazı kuva yi milliye komutanları isyan etti.

Bunların Başlıcalar

1. Demirci Mehmet Efe Ayaklanması: Refet Paşa tarafından bastırıldı

2. Çerkez Ethem Ayaklanması : I. İnönü savaşı sonrası İsmet paşa tarafından bastırıldı.

D) Azınlıkların Çıkardıkları Ayaklanmalar

Ermeni ve Rumların yoğun olarak yaşadıkları yerlerde çıkardıkları ayaklanmalardır.

Başlıcalar Şunlardır:

1. Pontus Rum Ayaklanmaları:

Yunanlılarla işbirliği yapılarak ve itilaf devletlerinin desteği alınarak Karadeniz bölgesinde çıkarılmıştır. Rumların bölgede bağımsız bir Rum devleti kurmak için çıkarttığı bu ayaklanmalar ancak milli mücadelenin kazanılmasından sonra tamamen söndürülebilirdi.

2. Trakya ve Batı Anadolu’daki Rum Ayaklanmaları:

Yunan işgallerinin başlaması ile çıkartılmıştır.

3. Ermeni Ayaklanmaları:

Çukurova ve doğu Anadolu’da ermeni devletleri kurmak için Ermenilerce çıkarılmıştır.

Ayaklanmaların Sonuçları

    Milli mücadelenin kazanılmasını geciktirmiştir. Anadolu’daki işgalleri kolaylaştırmıştır. Çok sayıda Müslüman Türk insanı şehit düşmüştür. Maddi yönden büyük kayıplara neden olmuştur Ayaklanmaların bastırılması TBMM’nin otoritesini ve gücünü artırmıştır. Düzenli ordunun kurulmasını hızlandırmıştır. Ayaklanmaların bastırılmasıyla milli birliğin sarsılıp yok olmayacağı anlaşılmıştır. Ayaklanmaların bastırılması hilafeti, saltanatı ve Osmanlı hükümetinin otoritesini zayıflatmıştır. </LI>

SEVR ANTLAŞMASI ( 10 AĞUSTOS 1920 )

İtilaf devletleri, I. Dünya savaşında yenilen diğer devletlerle barış antlaşmaları yaptıkları halde Osmanlı devleti ile barış anlaşması yapmamışlardı.

Sevr antlaşmasının taslağı San Remo Konferansında hazırlandı. İtilaf devletleri Sevr antlaşmasını kabul ettirebilmek için yunan ordusunun saldırıya geçmesine izin verdiler. Bunun üzerine saldırıya geçen yunanlılar Akhisar, Soma, Salihli, Alaşehir, Nazilli, 8 Temmuzda Bursa, Balıkesir ve Bandırmayı işgal ederek Anadolu’nun iç kısımlarına doğru ilerlediler.

Bu arada yunanlılar doğu Trakya’da da saldırıya geçtiler. Edirne, Tekirdağ ve çorlu yunanlılar tarafından işgal edildi.

İngilizlerde güney Marmara’da Karamürsel ve Mudanya’yı işgal ettiler.

Sevr taslağı padişahın başkanlığında toplanan “saltanat şurası”nda kabul edildi.Sevr antlaşması Osmanlı temsilcileri tarafından 10 Ağustos 1920 de imzalandı.

Sevr’in Önemli Hükümleri

· Osmanlı devleti İstanbul ve çevresi ile Anadolu’da küçük bir toprak parçası ile sınırlandırılacak

· Boğazlar bütün gemilere açık tutulacak ve bir Avrupa komisyonu tarafından yönetilecek.

· İzmir ve çevresi ile Midye Büyük Çekmece hattının doğusu Yunanistan verilecek

· Doğu Anadolu’da Ermenistan ve kürdistan adında iki devlet kurulacak

· Antalya ve Konya dahil Güneybatı Anadolu İtalya’ya bırakılacak

· Adana, Sivas ve Malatya hattını birleştiren bölge Fransa’ya bırakılacak.

· Mısır, Suriye ve Filistin İngilizler ve Fransızlar arasında paylaşılacak

· Hicaz, bağımsız bir devlet olacak

· Kapitülasyonlardan itilaf devletleri ve dostları faydalanacaklar.

· Türkiye’nin ekonomisinin kontrolü itilaf devletlerine bırakılacak

Sevr antlaşması ile ortaya çıkan yoğun tepkiler üzerine Damat Ferit paşa hükümeti istifa ederek Tevfik paşa hükümeti kurulmuştur.yeni hükümet Mustafa Kemal ile anlaşma yolları arayacaktır.

Düzenli Ordunun Kurulması

Kuruluş Nedenleri

· Kuva-yi Milliye nin düzenli yunan orduları karşısında başarısız olması

· Kuva-yi Milliyecilerin yetkilerini aşarak bir çok kişiyi cezalandırmaları

· Bazı bölgelerde halktan zorla para ve yiyecek toplamaları

· Kuva yi milliye nin belli bir otoriteye bağlı olmaması askerlik tekniğini yeteri kadar bilmemeleri

· Milli bağımsızlığa ulaşmak için düzenli bir ordunun gerekli olması

Gediz muharebelerinde Türk kuvvetlerinin yaptığı taarruzun başarısızlıkla sonuçlanması üzerine TBMM Kuva-yi Milliye birliklerinin batı cephesi komutanı emrinde toplanmasını kararlaştırdı.buna göre Adapazarı'ndan Denizli’ye kadar olan batı cephesi ikiye ayrıldı.Batı kısma (asıl kesim) Albay İsmet bey, Güney kısma refet bey getirildi. Batı cephesi milli savunma bakanlığına bağlandı. ( 12 Kasım 1920)

Sonuç

· Hızla milli ordunun kurulmasına geçildi. Askere alma işlemlerine hız verildi. Batıdaki kuva yi milliye birlikleri düzenli ordu içine alındı.

· Doğuda zaten düzenli ordu birlikleri vardı

· Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi kuva yi milliye önderleri otoritelerine engel olan bu tutuma karşı gelerek ayaklandılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder