14 Ocak 2009 Çarşamba

MUTLULUK

Kütüphanemde uzun süre sıra bekleyen kitaplar arasındaydı “Mutluluk”. Nihayet sırası geldi okunmak için. Zülfü Livaneli’nin okuduğum en güzeli, en etkileyici, en sürükleyici kitabı bence. Ben kitabın 57. baskısını okudum. Herhalde okumayan kalmamıştır. Ama ben yine de okumayanlar için kısaca konusuna değineceğim. Doğu Anadolu’da yaşayan Meryem amcası tarafından tecavüze uğrar ve evin en alt katına ölüme terk edilir, yanına kendini asmak için bırakılmış bir iple birlikte. Ama Meryem yaşamayı tercih eder. Amcasının oğlu askerden döndüğünde görevi ona verirler ve İstanbul’a giderler birlikte. Yolda bu işi bitirmesini ve Meryem’i öldürmeden dönmemesini tembih ederler. Cemal habersizdir babasının tecavüz ettiğinden, ona biri olduğunu söylerler. Ve İstanbul yolculuğu başlar. Cemal içindeki vicdan el vermediği için kıyamaz Meryem’e. Bu arada İstanbul’da bir profesör olan İrfan, tüm hayatından sıkılmış ve bunalmış bir şekilde şehri, karısını ve okulunu terk ederek yatı ile deniz yolculuğuna çıkar. Ve yoluna bir gün Meryem ve Cemal çıkar. Olaylar böyle gelişir. Sonunu anlatmayayım, okumayıp merak edenler kitap satırlarında buluşsun diye, burada keseyim konuyu.

Meryem… Cemal… İrfan… Unutamayacağım üç karakter. Eminim ki sizinde uzun süre hafızanızda yer edecektir bu kişiler. Arada sıkıcı yerlerin olmasına rağmen kitap oldukça akıcı. Müziğine ve sesine hayran olduğum Zülfü Livaneli’nin bu unutulmaz romanını herkese tavsiye ediyorum.


Kitabın Arkasındaki Not:

Günümüz Türkiye'sinin içinden bıçak gibi geçen bu romanda üç kişiyle tanışıyoruz .Van gölü kıyısındaki kasabada, tecavüze uğramış olan on yedi yaşındaki Meryem, evlerinin 'izbe' denile. İstanbul'un tanınmış profesörlerinden Harvard mezunu ve varlıklı İrfan Kurudal, Boğaz'a bakan evinde yaşamını kökten değiştirme planları yapmaktadır. Cemal ise Gabar dağlarında PKK takibinde, ateş altındadır. Yaşam bu üç kişinin yolunu garip bir rastlantıyla birleştirir ve birbirlerinin ruh fırtınalarını daha yakından tanırlar. Mutluluk hem bir dönem romanı; hem kentiyle kasabasıyla, İstanbul'u ve Ege'siyle bugünkü Türkiye'nin tanığı, hem de anlattığı kişilerin psikolojik derinliklerine ulaşan bir başyapıt. Meryem'i, İrfan'ı ve Cemal'i hiçbir zaman unutamayacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder