4 Ocak 2010 Pazartesi

HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR

HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR

ATATÜRK' ün bu sözle ne demek istediğini anlatabilmek için önce "mürşit" sözünün anlamını açıklayalım: Mürşit demek doğru yolu gösteren, kılavuz demektir. Buna göre, insanların ve toplumların hayatında en gerçek yol gösterici, en yanılgısız kılavuz bilim oluyor. Simdi bu söz üzerinde duralım. Bilim yalnızca gerçeği arar ve ona değer verir. Gerçek dışı şeylerin bilimde yeri yoktur. O halde, bilimi kendine kılavuz yapan insan ve toplumlar gerçeğin yolunda ilerlerler. Bu yol doğrunun, doğruluğun yoludur. Doğruluğun olduğu yerde de iyilik ve güzellik vardır. İnsan ya da toplum bu yolda dünyayı, geleceği ve her şeyi olduğu gibi görebilir. Böyle olunca da uygarlık yarışında güvenli adımlarla ilerler. Her yeni gün bir ilerleme, bir gelişme ve bir kalkınma günü olur. Çünkü bu yolda tutuculuk yoktur, geri kalma yoktur. Akıl, yeteneklerini gerektiği gibi kullanabilir. İnsan bilgisizlikten, bilgisizliğin karanlığından kurtulur. Yasadığı hayatı daha iyi tanır. Daha iyi yaşamanın yollarını bulur. Bilimin yasaları vardır Birtakım varsayımlar, kişisel görüşler ve kalıplaşmış, katı düşüncelerin bilim diye tanıtılması her zaman olagelmiştir. Ama bunlar bilim olmadığı gibi bilimin ortaya koyduğu gerçeği de hiçbir zaman değiştiremezler. Bilim ancak doğrunun ve gerçeğin ortamında oluşur. Ancak onunla iyiye ve güzele gidilebilir. Böyle olduğu için, bilim, insanda hoşgörü yaratır. Katı ve kalıplaşmış düşünceli, ön fikirli olmayan insanlar yetiştirme ortamını oluşturur Bilimin verileri ile iyi insan, iyi vatandaş yetiştirme olanakları elde edilebilir. Bilime dayalı gerçeklerle yetiştirilmiş insanlar hiçbir görüş ve düşüncenin tutsağı ve yobazı olmazlar. Bir ülke bilimi kendine kılavuz seçerse her alanda büyük ilerlemeler gösterir. Dünya uygarlık düzeyinin üstüne çıkar.

"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir."

HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR

Medeniyet yolunda ilerlemek, ilme yönelebilmek ve kısaca Atatürk’ün ilke ve inkılâplarınıı anlamak ve gereğini yapmak ancak okumakla mümkündür.

Atatürk bu amaçla, ilim yuvaları olan çeşitli okullar açmıştır. O’ nun ilim ve fen konusuna verdiğimiz önemi, korumalarının çoğunda görüyoruz;

“...Medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fenin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, yoldan sapmaktır.

Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız, aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet sahasının üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fenle olur. İlim ve fen neredeyse oradan olacağız ve milletin kafasına koyacağız ilim ve fen için sınır yoktur.

İnsanların hayatına egemen olan güç, yaratma gücüdür.

Bağnazlık ve tutuculuk, cahilliğe dayanır. İlim cahilliği mutlaka yener, o halde halkı aydınlatmak gerekir.

“Gerçek kurtuluşu istiyorsa, her şeyden evvel bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bu bilgisizliği yok etmeye mecburuz” diyor.

Ecem ÜNLÜ

7/B 861

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder