11 Ekim 2009 Pazar

Marc Levy Haftası

Nereden geçti elime anımsamıyorum, baktım Marc Levy’nin ‘Keşke Gerçek Olsa’sı (Et Si C’etait Vrai) aynı gün başlanıp bitirilmiş tarafımdan, hatta tanıdık da geliyor hikaye bir yerlerden… Araştırınca fark ettim ki uyarlaması olan filmi izlemişim zamanında (kıytırık bir şeydi tabii). O kadar keyifle su gibi akmıştı ki roman, hem de sadeliğine karşın öyle tatlı ve zekice bir mizahı vardı ki, bir baktım harıl harıl diğer kitaplarını arıyorum yazarın. Biraz fazla ’sevgi üstüne’, hani sevgi sevgi bizim kurtarıcımızdır sevgi mesajı var sanki tüm yazdıklarında, ben de pek gelemem buna ama kaptırdım işte bir şekilde. Biraz da ayıpladım kendimi bugüne dek adını dahi duymadığım için. Okuduğum üç kitabı da fantastik öğelere dayalıydı.

Keşke Gerçek Olsa bedeni bir hastanede komadayken eski evinde hayaletimsi (-imsi çünkü katılaşıyor gitgide) bir formda beliren, kendisini bir tek romanın erkek kahramanının gördüğü genç bir doktor kadını anlatıyor.

Sizi Tekrar Görmek bu iki kahramanın hikayelerine gene bol fantastik unsurlarla devam ediyor. O da birkaç solukta okunup biten bir kitap ama ilki kadar güçlü değil.

Gelecek Sefere
ise önceki hayatlar, aşklarını yaşayamayıp yeni bedenlerde tekrar tekrar dünyaya gelen ruhlar, biraz da ölü Rus ressamlar (!) ile ilgili. Tuhaf bir şekilde bu kitabı okurken sürekli bir deja-vu duygusu yaşadım, daha önce okumamıştım oysa, ki kitabın ana teması düşünüldüğünde ironik kaçtı bu durum :) Buna da çok iyi bir roman diyemeyeceğim ama pişman değilim, Keşke Gerçek Olsa‘dan aldığım gazla tüm Levy’leri keyifle devirmeye hazırım, 3 romanı daha masamda okunmayı bekliyor şu an.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder