12 Mart 2009 Perşembe

MÜSAİT BİR YERDE İNEBİLİR MİYİM?

Karin Karakaşlı....Çok geç keşfettiğimi düşündüğüm bir yazar. İlk okuduğum öykü kitabından sonraki ilk romanı. Zaten yazarında ilk romanı. Öykü türünden uzaklaşmadan yazdığı romanı. Şiirlerle süslenmiş romanı. Kitabın konusuna gelince; genç reklamcı bir kadın sevgilisinden ayrıldıktan sonra hayata tutunmak için başka tatlar arar. Büyük bir yalnızlık duygusu içinde ölüme daha çok yaklaşmaktadır. Tanımadığı yabancı insanlara hep yardım etme güdüsü içindedir. Ve bu yaptığı yardımlar, iyilikler tanımadığı insanları ne kadar hayata bağlarsa kadını da o kadar ölüme yaklaştırır. Benim için harika bir keşif oldu. "Benim yazarlarım'a girme yolunda ilerliyor. Kurgusu, anlatımı, olayları irdeleme biçimi gerçekten çok farklı ve ben çok sevdim. Sizlerinde seveceğinizi düşündüğüm bu öykü tadında romanı herkese tavsiye ediyorum.

Kitabın Arkasındaki Not:

"Teslim etmek kendini sese, çığlığa, nefese... Yaşama bir ilk çığlıkla başlıyoruz, günü geldiğinde de son bir nefesle, bir iç çekişle, yine sesle terk ediyoruz dünyayı. Ömür niyetine akan tüm o zaman boyunca da her şeyin en dolusunu sesle yaşıyoruz, sözle değil. Istırabın en dip noktasında, sevincin tüy hafifliğindeki doruğunda, heyecanın uçuşunda, umutsuzluğun kuytusunda, duyguların o en yalın, en çıplak, en coşkun dünyasında söze yer yok. Sözün aciz kaldığı noktalarda ses tercüman oluyor o saflığa, katışıksızlığa. O yüzden zaten derdimi sözün sesi şiirler ile şarkılar anlatıyor ne zamandır. Gerisinden umudu kestim. Yalnızca bir sesten, sessizlikten, bir gıdım nefesten ibaretim." İnsan olmak zordu. Yaşamda tökezleyip düşmekten yorulmuştu. Artık sadece dünyayı seyretmek, ait olduğu dünyaya dönmek istiyordu. Sürekli terk edildiği, özlemle kavrulduğu, hep yapayalnız kaldığı bir yerde daha fazla durmayacaktı. O, hayattan müsade istiyordu. Müsait Bir Yerde İnebilir miyim? yaşamanın, sevmenin, terk etmenin ve terk edilmenin hikayesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder