3 Haziran 2009 Çarşamba

Okan Ve Işık'ta Da Sabancı Sistemi

YÖK'ün 'Üniversitelerin hepsinde yok' diye karşı çıktığı bölüm değiştirme özgürlüğünü, Okan ve Işık Üniversiteleri de veriyor.

İSTANBUL- Sabancı Üniversitesi'nin 10 yıldır uyguladığı ancak YÖK'ün 'Güzel uygulama ama ya tüm üniversiteler uygulamalı ya da hiçbiri' diye karşı çıktığı bölümsüz üniversite sisteminin benzerini Işık ve Okan Üniversiteleri de hayata geçirdi. Sabancı Üniversitesi'nden farklı olarak bu iki üniversite fakülte tercihi yapan öğrencilere önce o fakültenin ortak programını uyguluyor. Öğrenci birinci sınıfın sonunda sadece o fakülte içindeki bölümler arasında geçiş yapabiliyor. YÖK'ün 'program gruplarına göre değil bölüme göre öğrenci alın' kararı sonrasında, iki üniversite belirli şartlarla sistemlerini sürdürebilecek. YÖK'ün eleştirilerine karşın Işık ve Okan Üniversitesi rektörleri Türkiye'de üç üniversitede uygulanan bu sistemi “Kaldırmak yerine korumanın yollarını aramak lazım” diye savunuyor. Işık'ta üç yıldır var Işık Üniversitesi üç yıldır fakülteye göre tercih yapılan sistemi uyguluyor. Öğrencilerinin yüzde 30'u birinci sınıfın sonunda, ilk tercih ettikleri bölümden başka bir bölümü seçebiliyor. Rektör Prof. Dr. Ekrem Ekinci öğrencilerin baskı altında tercih yaptıklarını, kendi uyguladıkları sistemin ise buna karşı bir çözüm oluşturduğunu söylüyor. Prof. Dr. Ekinci daha ileri uygulamalardan yana. YÖK'ün de bu sistemi benimsemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ekinci, şöyle konuşuyor: “Fakülte seçiyorsunuz. Örneğin mühendislik seçtiniz. Birinci sınıfı fakültenin diğer bölümlerindeki öğrencilerle ortak derslerden oluşan bir sistemle okuyorsunuz. Meslekleri, bölümleri tanıyorsunuz. Sonra mühendislik fakültesi içindeki bilgisayar, elektronik, endüstri, makine mühendisliği arasında bir seçim yapıyorsunuz. Öğrencileri puana hapsetmek yanlış. YÖK'ün geçmesi gereken sistem bu. Bu sistemi uygulayan üniversiteler azınlıkta olduğu için eşitlik adı altında kapatıyorlar. Bütün üniversiteler bu sisteme çekilmeli. Sabancı'nın uyguladığı sistem daha da ileri bir sistem. YÖK'ü ikna ettik. YÖK'ün en yetkili ağzı da zaten uygulanan sistemin çok ileri olduğunu, böyle bir düzenleme mümkün olmadığı için bu kısıtlamaya gittiğini söylüyor.” Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş da gençleri üniverteye girerken ya anne babalarının kendi isteklerine göre ya da dershanedeki rehber öğretmenlerin puana göre yönlendirdiğini vurgulayarak şöyle konuşuyor: “Gencin kişisel yapısı, yetenekleri dikkate alınmıyor. Öğrencilerin yüzde 56'sı üniversitede yanlış tercih yapıyor. Bunlar bölümünü bırakıyor tekrar sınava giriyor. Biz de bunun önüne geçmek istedik. Sabancı Üniversitesi örneğini gördük. Onların bize sunuş yapmalarını sağladık, dünya örneklerini gördük, inceledik. Kendi tarzımızı uygulamaya karar verdik. Bu yıl sistemin ilk yılı. Öğrencilerimiz üniversiteyi kazandıktan sonra geçici tercih yapıyor. Mühendislik fakültesinin beş bölümü varsa örneğin makine mühendisliğini işaretliyor. Birinci sınıfta o fakültenin ortak programını alıyor. İş dünyasından gelenlerle sohbetler oluyor, kendisini tanıyor. Birinci sınıfın sonunda o fakülte bölümleri arasında tercihini yapıyor. Yükseköğretimde de yatay geçiş, yan dal gibi yollar var ama kontenjanlar sınırlı.” Puan haksızlığı yok Prof. Dr. Kırbaş, YÖK'ün sisteme yönelik endişelerini ve bunları nasıl giderdiklerini de şöyle anlattı: “YÖK bizim uygulamada düşük puanla girip yüksek puanlı bir yere geçilebilir diye düşündü. Sonuç olarak geçişlerde bir şart getirildi. Diyelim öğrenci makine mühendisliğinden endüstri mühendisliğine geçecek. Bu öğrencinin ÖSS'de almış olduğu puan, diğer üniversitelerdeki endüstri mühendisliği taban puanının altında olmayacak. YÖK 'sistem yanlıştır' demedi. Pedogojik açıdan doğru buldular. Üniversitelerde çeşitlilik olmasından yanayım. Yasal statüde sorun varsa, giderilir. Sistemler pedogojik açıdan yararlı ise korumanın yolunu aramak lazım.” 'Tek tip zihniyeti' Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise YÖK'ü, “YÖK başarılı yapıları yok etmeye çalışıyor. Bu karar YÖK'ün üniversiteleri tek tip yapma zihniyetini ortaya koyuyor. Karşı çıktığı sistem fırsat eşitsizliği değil, aksine yaratılan fırsat eşitsizliğini fırsat eşitliğine çeviriyor” diye eleştirdi. Tercih yanlışından erken dönen mutlu 3 bin 600 öğrencisi olan Sabancı Üniversitesi'nde 'Mühendislik ve Doğa Bilimleri', 'Sanat ve Sosyal Bilimler' ile 'Yönetim Bilimleri' olmak üzere üç fakülte var. Öğrenciler fakülte tercihleri yapıp, okulu kazandıktan sonra ilk yıl 'temel geliştirme' adlı programdan geçiyor. Sayısal, eşit ağırlık farkı gözetmeksizin tüm öğrenciler Türkçe, ınkılap tarihi, fen bilimleri, sosyal bilimler dersleri alıyor. Birinci sınıfın sonunda kimi öğrenciler üniversiteye girdiği puan türü dışında daha başarılı olduğunu fark ediyor, yeteneklerini keşfediyor ve buna göre ilk seçtiği bölümü değiştirebiliyor. İkinci sınıfta öğrenciler seçmek istedikleri bölümün temel derslerini alıyorlar. Üçüncü sınıfta karar veriliyor. Temel derslerini aldıkları bölümle üçüncü sınıfa devam edebiliyorlar. Öğrenciler temel derslerini aldıkları bölümü de kendilerine uygun bulmazsa başka seçim hakları da var. Ancak o zaman seçmek istedikleri bölümün temel derslerini almaları gerekiyor, bu da bir yıl kaybettirebiliyor. Sayısal yerine eşit ağırlıklı bölüm Üniversitenin 'Sanat ve Sosyal Bilimler', 'Mühendis ve Doğa Bilimleri' ve 'Yönetim Bilimleri' fakültelerinde biyoloji bilimleri ve biyo mühendislik, bilgisayara bilimi ve mühendisliği, elektronik mühendisliği, üretim sistemleri ve endüstri mühendisliği, malzeme bilimi ve mühendisliği, mekatronik mühendisliği, görsel sanatlar ve iletişim tasarımı, ekonomi, kültürel çalışmalar, siyaset bilimi gibi pek çok bölüm yer alıyor. Öğrenciler, Sabancı Üniversitesi'nin sisteminden oldukça memnun. 22 yaşındaki Yavuz Altun Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Kültürel Çalışmalar bölümü 4. sınıf öğrencisi. Sayısal'da Türkiye 571'incisi olarak üniversiteye giren Altun eşit ağırlıklı bu bölümü bitirerek mezun oluyor. Sistemin çok yararlı olduğunu söyleyen Altun şöyle konuşuyor: “Sayısalda çok yüksek puan almıştım, şimdi bu puanın çok altında bir bölümdeyim ama istediğim bölümde okuyorum. Temel Geliştirme Programı'nda mühendislik derslerinin yeteneklerimi karşılamayan dersler olduğunu anladım. Sözelde kendimi rahat ifade ediyorum. İnsanlar puanına yazık ediyorsun dediler. Birçok arkadaşım okuduğu bölümü beğenmeyip bir sene sonra sınava girdi ve bölüm değiştirdi. Bence diğer üniversiteler de buna göre düzenlemeli.” Mühendislik tercihi yapan ancak yönetim bilimleri fakültesini tercih edecek olan Görkem Güneş de karar sürecini şöyle anlatıyor: “Birinci sınıfta Temel Geliştirme Programı alıyoruz. 58 krediyi tamamlayan ikinci sınıfta seçmeyi düşündüğü bölümün temel derslerini alabiliyor. Mühendislikte olması gereken analitik düşünce yapısına sahip değilim. Mühendisliğin temel dersleri fizik, matematik, kimya... Bunları zorlama öğrendiğimi fark ettim. Serbest ders seçme hakkımda işletme dersi aldım. Çok zevk aldım. Şimdi ikinci sınıftayım, yönetim bilimlerinin temel derslerini alıyorum. Çok şanslıyım.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder