17 Ağustos 2006 Perşembe

Söylemediğim Sözcükler

Arzusu hilafına: Ancak metinsel bir edim sırasında kullanabilirim. Önce bir arzunun bende hilaf etmesi de gerekir.
Hırpani:Ne güzel de tarif ederdim kendimi biri soracak olsa.
Umarım:Zar zor yerleştirdim dilime bu kelimeyi. Aynı zamanda bir düşünsel ayrılığın başlangıcı da oldu. Umarım her şeyden önce İnşallah’ın ağır dinsel bağlanıcılığının yerine, bireysel bir seçme eylemidir bende.
Kaldı ki:Son birkaç yılın, kimse kullanırken diline nereden yerleştiğini bilmese de en revaçtaki sözcüğü. Edattır aynı zamanda kendileri. Söyleyene ayrı bir ağırlık katar. Eğer dikkat edilirse kötümser bir havası vardır kaldı ki sözcüğünün ve/veya edatının. Bir kandırma eğilimi olduğunu düşündürür, kendisinden sonra gelecek sözcüğün. Yerine ısrarla zaten sözcüğünü öneriyor dilim. İçevurumsal bir kandırma olsa da işin içinde.
Sahi: Samimiyetine inanırım sahi’nin. Kişisel bir gerçekliğe ulaşılmak istendiğinde ne de güzel yerini bulur. İyi huylu bir bağlaçtır üzmez kimseyi. Hatırı sayılır. Sonrasında kullanılacak sözcüğe karşı yapabilecek hiçbir şeyinizi bırakmaz. Sahi, siz hiç kullanmış mıydınız?
Each man kills the thing he loves:Cilalı bir itiraftır, içten içe kullanılan diyaloglarda mırıldanılır en çok. Söyleyene derinlik katar eğilimindeyim.
Elzem: Hiç bir şey elzem olmadı o kadar hayatımda, her şey olmasa da olurdu bir bakıma. Yine de kullanmak isterim bu sözü ısrarla tek başına.
Gülünç: Bir olunmaması gereken durumlar bütünü. Küçümser gibidir... olan biteni. Bir kez kullanacak gibi oldum kendim için.. iyi değildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder