16 Kasım 2005 Çarşamba

AçıkRadyo

Herşey pinkpanter'ın müzüğiyle başladı. 10 yıldır dinliyorum desem yalan olmaz. Arada başka şehirler de yaşamamdan dolayı kesintiler olduğu doğru. İnanın orada da rahat durmadım. İnternetten olsun bir şekilde dinledim. Öyle ki sabahları Açık gazeteyi dinleyerek işe gitmezsem. Kendimi eksik hissediyorum. Hele Ömer Madra'nın o dingin sesi olmadan kendime gelemiyorum desem... haklısınız biraz abartmış olurum. Şu gerçekki sığlıklar içinde geçen yaşamda hala yeni birşeyler öğrenmeyle doluysam. Bunun altında açık radyo yayınlarını aramak gerekir. Arada eleştirdiğim de oluyor Açık Radyo programcılarını. Sözgelimi eğitimle ilgili bir çalışmaları, bir yayınlarını henüz duymuş değilim. Bazen hazırla bir şeyler kalk git radyonun kapısına dediğim oluyor. Tahmin edersiniz ki bu kadarla sınırlı kalıyor.
Radyo kültürünü esas aldığımızda popradyoculuğun yaygın olduğu şu ülkemizde. Açıkradyo'nun nasıl oluyorda varlığını koruyor olduğu bir tez konusu olarak değerlendirilmeli. Sanırım kristalize olmuş bir dinleyici kitlesi var açık radyo'nun. Başka bir deyişle sağlam adamlar. Nasıl oldu da bunca yıldır bir açıkradyo dinleyiciyle karşılaşmadım, bunun ayrımına şimdi varıyorum.
Radyo en çok takip ettiğim programalardan biri de Açık Dergi. Buna birde çocukluk alışkanlığım olan Radyo Tiyatrosu bölümünü de eklemeliyim. Fazla söze ne hacet. Açıkradyonun 10 yıllık serüveni adında bir yazı var radyonun sitesinde. Çok şey anlatıyor zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder