7 Temmuz 2008 Pazartesi

YAĞMUR


Yağmur yağıyor mutfak camındayım
Nasıl üşüdüğümü bilemezsin
Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…
Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi

Bazen mutfakta dalıp giderdin yemek yaparken,
Tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne, anlamak seni; daha da fena…
Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da “Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez, anlamamışım meğer,
eskiyormuş anneciğim
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle
Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
Açtığımı gören olmuyor
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum
Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende?
Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
İşte böyle,kalbimde bir acı şarkılar seni söyler.

İCLAL AYDIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder