1 Temmuz 2008 Salı

ELVEDA KIZLAR ÜLKESİ


Bu kitabı gittiğim hastanede bir doktorun elinde gördüm ve kitabın adı çok ilgimi çekti. Rica edip biraz inceledim kitabı ve ilk işim bu kitabı satın almak oldu. Bu kitap Çin’in Yunnan eyaletinde yaşayan Moso halkını ve onların hikayesini anlatmaktadır. Yazar aynı zamanda Moso halkından bir kadındır. 15 yaşındayken annesiyle yaşadığı, etrafı dağlarla çevrili olan köyünden, şarkıcı olmak için başka bir yere giden Namu’nun gerçek hikayesidir.

Bu kitap aynı zamanda Moso halkının geleneklerinden de bilgi verir. Kitabın Fransız yazarı antropolog olmasından ve Moso halkı üzerinde doktora yapması bu bilgilerin doğruluğunu daha çok kanıtlıyor bizlere. Bu geleneklerden biri de kadın ve erkek arasında evliliğin olmamasıdır. Ataerkil bir toplum değildir. Mosolarda soyu belirleyen ve devam etmesini isteyen kadındır. Moso kadının birçok sevgilisi olabilir ana hiç biriyle evlenmez. İsterse her sevgilisinden birer tane çocuk doğurabilir. En ilginç olanı da Moso dilinde “baba” kelimesinin karşılığı yoktur.

Çevirisi ve dili oldukça güzel ve gerçekten çok ilginç olan bu kitabı herkese tavsiye ediyorum.


Kitabın arkasındaki not:

Kadınlarla erkeklerin evlenmemesi gerekir. Çünkü aşk mevsimler gibidir: Gelir geçer.Çin'in güneyinde yer alan Moso bölgesi, son yıllarda "özgür aşkın ülkesi" olarak tüm dünyanın ilgisini çekiyor. Bu kültürün geleneklerinde evlilik yok, soy anneden kıza geçiyor, "baba" diye bir kelime kullanılmıyor ve kadınların istedikleri kadar sevgililerinin olması çok doğal. Moso kültüründe iki büyük kural var: Annenin evini terk etmeyeceksin ve hiçbir kadına o gece "çiçek odasına" kimi aldığını sormayacaksın."Elveda Kızlar Ülkesi" gerçek bir kadının, gerçek öyküsünü konu ediniyor. Yang Erche Namu, doğduğundan itibaren farklı bir kızmış. Hayatının ilk üç yılını ağlayarak geçirmiş, sonra biraz büyüyünce dayısının yanına gidip dağda sığırlarla ve keçilerle yaşamış. Etek giyme töreninin yapılacağı, kendi odasının olacağı günleri hayal etse de, bir kulağı hep dış dünyayla ilgili anlatılan hikâyelerdeymiş. Yang Erche Namu, neyse ki hayallerini gerçekleştirmiş ki, onun aracılığıyla çok farklı bir kültürü içerden izleme fırsatı yakalıyoruz ve insanların çok farklı şekillerde yaşamasının mümkün olduğunu hatırlıyoruz. Bize farklı gelen hikâyeleriyle bizi büyüleyen, hayal gücümüzü zorlayan roman, çok tanıdık gelen bir yerden de yüreğimizi ısıtıveriyor. Bu, bir yanıyla da, bir anneyle kızının hikâyesi. Onları birbirinden ayıran kavgaların ve tekrar bir araya getiren sevginin hikâyesi...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder