18 Aralık 2005 Pazar

Magazin Coğrafyası

I.
Ne kadar az resim, o kadar coğrafya dersem belki de kıyamet kopar. Kıyamet kopması bir yana bütün coğrafyacılar yakama sarılır.
Kitaplığımda bulunan coğrafya kitaplarını karıştırınca vardım bu sonuca. Elimde 40 yıl öncesine ait coğrafya kitapları var. Yahu ne güzel kitaplarmış öyle. Daha kitapların başında bilim felsefesi ya da coğrafya felsefesi üzerine yazılar. Kitabı okuyan coğrafya alim olur. Resim mi? Bir o kadar az. Onun yerine istatistikler, grafikler, diyagramlar. Erinç'e göre kuraklık indisi dahi var. Dahi diyorum şimdiki kitaplarda kuraklığın dağılışına ait bir haritayı bile esirgemişler.
Coğrafya dersinin anlatımında resim, fotoğraf, video kullanımı iyi birşeydir. Ama nereye kadar. Sınırlı olanaklarımızla ne kadar resim gösterbiliriz ki. Bizim yerimize tv'ler rahatlıkla bunları gösterir, gösteriyor zaten.. ve bir çok kanal bunu profosyonelce yapıyor. Yağan kalmayasınız.
Diğer bilimleri bilmem ama coğrafya magazin bilimidir. Buradaki magazin terimini doğru kullanmak kaydıyla. Süreli yayınlar iyi incelenirse en çok satanların, içi cilalı doğa resimleri ve reklamlarla dolu dergiler olduğu anlaşılacaktır. Resimlerki, bu dergileri takip edenler iyi bilirler, dünyanın bin türlü coğrafyasını gözlerimizin önüne getirir.
Öyleyse ne duruyorsunuz. Hadi buyurun bunları kullanın. Rahatlıkla kullanın ve kaynak gösterin. Olmadı çocukları teşvik edin. Öyle ki sonunda size kimsenin ihtiyacı kalmasın.
Bir ara derlerdi ya "Coğrafya bilmem ne dağının yükseltisini öğreten, bilmem hangi ülkenin başkentini belleten ezberci ders" Şimdi tam da şöyle söyleyeceklerdir "Ha şu resim gösterilen ders mi? Geç onu.
Bu nokta da şu şekilde avunabiliriz. Biz o resimleri sistemli bir şekilde öğrenciye tanıtırız. Konuşmamız büyük bir ihtimal şöyle sürer; Bilimsel disiplinin çizgisinde...
Hızlı tüketim günümüz toplumunun temel felsefesi olduğuna göre. Kısa bir süre sonra size ihtiyacın kalınmadığı hissedilecektir. Bilenin bir tek siz olduğunuz günler geride kalmıştır artık. Her isteyen bilinene kolaylıkla ulaşacaktır.
Sonuç; coğrafya biliminin işlevsizliğidir.
Bunu biraz da olsa tiyatro - sinema savaşına benzetirsek yanılmayız. Baksanıza her dünya tiyatrolar gününde ağıt yakar dururlar. İnsanlar tiyatroya gelmiyor diye. Sonunda da cevabı kendileri verirler; Niye gelsinler ki evde oturup tv izlemek varken.
Çok yakındır, okul kapılarında öğrenci ayartmaya çaılşacağımız günler.
Magazin coğrafyası ülkemiz için yeni bir şey olsa da dünyada çoktan beridir tartışılan bir konu. Özellikle doğa turizmi işin içine girdiğinde değmeyin magazin coğrafyacılarının keyfine. Kapadokya'yı mı tanıtacaklar. Mangalda kül bırakmazlar. Sizin Erciyes volkanından çıkan bazaltik karakterli lavlar... diye başlayan cümlenizi kaç kişi dinleyecektir. Sakın sıkıcı olmayasınız.
Bu konula ilgili bir diğer mesele de bu magazin coğrafyası dergilerinin yazı kurulunda kaç coğrafyacının bulunduğudur. Sanırım hiç. Aslına bakılırsa bu durum sevindirici. Böyle bir çalışmada yer almak bilime ihanettir.
Yukarıdaki resim Vermeer'e ait eserin türkçe ismi "coğrafyacı" Bir ara wallpaper olarak kullanmıştım. Her karşısına geçtiğimde değişik yorumlarda bulunurken yakalmıştım kendimi. Bunlardan bir tanesi; coğrafyacıların evlerine kapandığı ve hiç birşeye kondurmadan etrafa baktığıydı. Haklıdır coğrafyacı meydan ..ştlara kalmıştır.
Bize kalan kütüphanelerde tozlanmaya bırakılmış, bilmem kaçıncı sayıdan sonra basılmamış coğrafya dergilerini bulup. Modern teknolojinin olanaklarıyla canlandırmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder