30 Ekim 2008 Perşembe

LEYLA'NIN EVİ

Zülfü Livaneli…. Çok takdir ettiğim bir sanatçıdır. Gençken o kadar çok severdim, o kadar çok beğenirdim ki. Hala severim. Albümleri evde hala dizi dizi dururlar. Hiç birine kıyamam. Her şarkısının, her parçasının çok anlamı vardır bende. Yorumculuğu ve müziğinin yanında yazarlığını da çok severim. Yazarın dördüncü romanı olan Leyla’nin Evi’nde, yaptığı tahliller zayıf olsa da, İstanbul tasvirleri çok güzel. Osmanlı ailesinden gelen bir kadının aile yadigârı konağını, müştemilatını kaybetmesi ve kapının önünde oturması ile başlar roman. Üç farklı karakteri birleştirmiş, Osmanlı hanımefendisi Leyla-Uşak Ali Yekta ve Alamancı Hiphopcı Roxy (Rukiye). Yakın tarihimizden üç büyük olaydan da sözetmektedir. Balkan Harbi, Kurtuluş Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı. Çok muhteşem bir kitap değil belki ama Zülfü Livaneli’nin Türkçeyi kısıtlı kelimelerle değil de ustaca kullanımı sayesinde harika bir roman çıkmış ortaya. Çok dokunaklı ve içten olan bu romanı herkese kesinlikle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder