30 Haziran 2006 Cuma

Ös Ye Me

İşte gerekli koşullar yerine geldi ve herkes duydu, tanıdı onları. İnternette dolaşan kliple bir anda gözlere, kulaklara dolan, gönülleri fetheden, oradan yazılı ve görsel medyaya sıçrayan ve katmerlenerek yayılan 'ÖS YEME, Gö...mü Ye' parçasından, onu yapıp söyleyen Deli grubundan söz ediyorum.
Öykülerini biliyoruz artık. Bursa'da, Uludağ Üniversitesi'nde öğrenciyken gelmişlerdi bir araya. Kendi ifadeleriyle, boş vakitlerini doldurmak için kurmuşlardı grubu. Devamlılık zorunlu değildi okudukları fakültelerde. Derslere girmiyorlardı. Sıkıcıydı, sarmıyordu.
Bari 'müzik yapalım, eğlenelim' demişlerdi.
Yaptılar, eğlendiler, eğlendirdiler ve ünlendiler.
'ÖS YEME, Gö..mü Ye', Cengiz Sarı'nın Deli öncesinde, lisedeyken yazdığı bir şarkıymış. Kendisinin ve yaşıtlarının, kader ortaklarının samimi hislerini ifade ediyor şarkı: Bütün sene uğraştım/ Kurtarmak için hayatımı/ Gece gündüz çalıştım/ Kazanabilmek için sınavı-Peki şimdi ne değişti/Geleceğim belirsizleşti/ Bir şey söyleyeceğim size/ O sınav girsin ... ÖS YEME g..mü ye Böyle gidiyor işte şarkı. Hem sisteme sövüyor, hem de ona bir şey yapamayacağını bildiğinden büyük büyük ÖSYE Me'ye poposunu yemesini teklif ediyor. Valla da yer, billa da yer. Yiyor da zaten.
Deli, şarkıyı öğrenci şenliklerinde, üniversitelerde de seslendirmiş. "Üç saat 180 soru/ Allahım sen aklımı koru" nidalarıyla dillendirilen, "Kaybettim ben kendimi/ Yok ettiniz geleceğimi" durumuna yakinen vâkıf olan, öğrencilerini dinleyen hocaları da çok sevmiş şarkıyı. Hallerini, hislerini harbice ve açıkça ortaya koyan çocukları tebrik etmiş, kutlamış.
Ama ne de olsa 'yerel ve özel', belli bir çevreyle sınırlı etkinlik bu. Cengiz Sarı'nın beş-altı yıl önce yazdığı, Grup Deli'nin kuruluşuyla da dört yıldır seslendirilen şarkı, son on günde patlayıverdi.
ÖSYM mağduru liseli çocuklardan biri odasında şarkıya playback yaparak cep telefonunun kamerası marifetiyle kendince bir klip yaratmış, bunu da www.youtube.com üzerinden servise koymuştu.
Her şey işte ondan sonra oldu.Grup Deli kendi performansıyla değil, ancak bir bileninin, dinleyeninin belki de can sıkıntısını dağıtma ya da kendini gösterme, ya da hislerini ortaya koyma çabasıyla memleket gündemine oturuyordu. Çünkü 1.5 milyon insan daha iki hafta öncesinde ÖSYM eleğine girmiş, kendileri, aileleri, yakınları içlerinden ve hep bir ağızdan "Bir şey söyleyeceğim size/ Sok..ım sınav sisteminize" diyordu zaten.
Deli'yi tesadüfen duyan, bilen hocaları gibi, ÖSYM Başkanı da tabii ki farkındaydı durumun. O bakımdan 'ÖS YE ME, Gö.mü ye' şarkısını dinleyip dinleyip gülüyordu. Bir yanı çocuklara hak veriyordu, bir yanıysa kızıyordu. Gülüyordu ama, "Bir araştırın bakalım," demişti görevlilere, "Bir suç teşkil eder mi? Yani, biz görevimizi yapmış olalım da..." Ne olur, ne olmaz, başımıza iş almayalım, hesabı.
Ama iş zaten başımızda işte. Ne olacak bu deliler, ne olacak bu delilik?
Her yıl 1.5 milyon insan alınsın eleğe.
Çıkartılsın yüzde 90'ı ıskartaya.
Seçilen yüzde 10'dan da işte böyle Deli'ler çıksın karşına.
Bunların en akıllıları Ankara-İstanbul üzerinden kendilerini göstermişti 4-5 yıl önce. NARO'cuydular; Nuri Alço'yu yaşatma, sevme, sevdirme hareketi. Faaliyetlerini tamamlayıp çekildiler. Meğer onlar çekilirken sahneden, Deli'ler çıkıyormuş yola. ÖSYM'ye herkesin kaybettiği oyun gözüyle bakıyordum düne kadar. Şimdi bir kazananı var artık: Grup Deli. Yarın daha çok ÖSYM, daha çok Deli ol.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder