o sesi ilk duyduğumda çocuklar bir oyuncak bulmuşlar, benimle eğleşiyorlar herhal dedim kendi kendime. ertesi gün yine aynı saatte aynı içkin kuş seslerini duyunca balkona çıkmaya karar verdim. görünürde kuş muş yoktu. diğer günlerde bu ötme ve benim balkona çıkma olayım tekrarladı. bu sırada merağımda arttı. komşulara sordum öten bu kuşun adını bilmedikleri gibi, kuşun varlığından bihaberdiler. iki akşam önce, saat 8 sularında kuşu teşhis ettim. telefon tellerine dizilmişler çakırkeyf bir halde yoğun geçen günün bitişini selamlıyorlardı. sayıca oldukça kalabalıktılar. bugün dışarıda bir sürekavı başlattım ve dahi yuvalarını buldum. yaptıkları yuva muhteşem bir tasarımdı. yarım koni şeklindeki yuvalarında, yumurtaları olduğunu tahmin ediyorum çünkü nöbetleşe kalıyorlar. sonra webde kırlangıçlar hakkında bir araştırma yapayım dedim. her zaman olduğu gibi türkçe hiçbir kaynak bulamadım. swallow diye tarattığımda çok güzel kaynaklara ulaştım. bir çok kuş türünü tanımış oldum. korkarım belgesel çekme teşebbüsünde bulunacağım. "boğazın kuşları" adında. eyvah diyenleri duyar gibiyim. bu arada bizim akasya ağacındaki kırlangıçların, kargalarla rekabeti başladı. gündüzleri kargalar adım attırmıyorlar benimkilere. bakalım ne olacak.
27 Haziran 2005 Pazartesi
Kırlangıç
o sesi ilk duyduğumda çocuklar bir oyuncak bulmuşlar, benimle eğleşiyorlar herhal dedim kendi kendime. ertesi gün yine aynı saatte aynı içkin kuş seslerini duyunca balkona çıkmaya karar verdim. görünürde kuş muş yoktu. diğer günlerde bu ötme ve benim balkona çıkma olayım tekrarladı. bu sırada merağımda arttı. komşulara sordum öten bu kuşun adını bilmedikleri gibi, kuşun varlığından bihaberdiler. iki akşam önce, saat 8 sularında kuşu teşhis ettim. telefon tellerine dizilmişler çakırkeyf bir halde yoğun geçen günün bitişini selamlıyorlardı. sayıca oldukça kalabalıktılar. bugün dışarıda bir sürekavı başlattım ve dahi yuvalarını buldum. yaptıkları yuva muhteşem bir tasarımdı. yarım koni şeklindeki yuvalarında, yumurtaları olduğunu tahmin ediyorum çünkü nöbetleşe kalıyorlar. sonra webde kırlangıçlar hakkında bir araştırma yapayım dedim. her zaman olduğu gibi türkçe hiçbir kaynak bulamadım. swallow diye tarattığımda çok güzel kaynaklara ulaştım. bir çok kuş türünü tanımış oldum. korkarım belgesel çekme teşebbüsünde bulunacağım. "boğazın kuşları" adında. eyvah diyenleri duyar gibiyim. bu arada bizim akasya ağacındaki kırlangıçların, kargalarla rekabeti başladı. gündüzleri kargalar adım attırmıyorlar benimkilere. bakalım ne olacak.
Sinek
26 Haziran 2005 Pazar
MaSiALopen
gençliğimin yol arkadaşı, sana hep geç kaldım. sen nerede konser verdiysen, ben o kente bir gün sonra geldim. senin geçtiğin yerlerden hep bir adım sonra geçtim. öylesine yakındım ki sana sihirin, büyün bozulmasın diyedir belki de hiç karşılaşamadık. şu güzelim sesini, nice acıdan damıtarak oluşturduğun ezgilerini dinleyemedim dünya gözüyle. ziyan değil be çocuk. bir gün hopa'nın o yemyeşil dağlarından çekilir kapkara bulutlar. doğar o sımsıcak ışıltılarıyla güneş. bir yağmur sonrasının dinginliğiyle çalar tulumlar. bir hoyrat horona dururlar denizin çocukları. hep bir ağızdan şarkılarını söylerler. anlatırlar seni yeni doğmuş çocuklara.
17 Haziran 2005 Cuma
plan
yandaki şekilde görüldüğü gibi, planım hazır. kırmız renk güzergahında bir yolculuk yapmayı tasarladım ancak mavi renkteki tali yolları da kullanabilirim. bu biraz ekonomik yapıya bağlı. İstanbul-fenike arasındaki bu yol 1200 km civarında. elbetteki köyüne varmaya çalışan kamyon şoförleri gibi bir günde almaya çalışmayacam bu yolu. ilk gün Erdek'e varırsam iyi. Ertesi gün bargama'ya ulaşırım herhalde. 3. gün İzmir civarında bir yerde konaklama 4. gün Didim sahillerine varış, bir iki gün kalırım didim'de. sonra, sonrası bodrum, marmaris, datça fethiye nihayet fenike'de konaklama. yok yok bu yolculuk benim tahminimden uzun süreceğe benziyor. ha bu arada konaklama yerlerim belli, yaşasın sosyal devlet, yaşasın öğretmen evleri sloganı size bir şey hatırlatacaktır. hazırlıklara başlamalıyım. evvela nasıl hangi vasıtayla gideceğimi belirlemeliyim. mototsiklet nasıl olur? uçma oğlum uçma. yok yok ben bir motosiklet bulayım. zaten yaş kemale ermek üzere. şimdi motosikletle çıktık çıktık. yoksa ileride romatizma, kireçlenme bin küsür hastalık. neme lazım. Mahmutpaşa'da yolculuk için bütün malzemeler var, tahmininizden de ucuz. yola çıkacaklara hatırlatayım dedim.
Pencere
bu da oldu işte, tatile girdim. 2 ay boyunca ben ne yapacam demeye başladım. görüldüğü üzere karanlık bir evden dışarıya bakıyorum şimdilik. dışarısı aydınlık, dışarısı sımsıcak. güneş tepemizde zenitle dik açılar oluşturuyor. ev soğuk, ev loş. şimdi çıksam gözlerim kamaşır. "asıl kötüsü" diyor ozan "bilerek veya bilmeyerek mahpusu içinde taşıması insanın" bunları bilen ben harita üzerinde çalışmaya başlıyorum.
6 Haziran 2005 Pazartesi
Karne
Hani bugünlerde karneleri hazırlıyoruzda hatırlatayım dedim. Neme lazım, kulak denilen uzuv elle tutmaya, çekmeye çok müsait. Birde o kulağın sahibi yıl boyunca yaptığı haşereliklerle canınızı sıktıysa. Maazallah koparda. İşin komik yanı anahaber bültenlerinde uzmanlar birer ikişer boy göstermeye başlarlar. - efendim herşeyin sonu değil... - başarısızlığa daha farklı yaklaşmalıyız... Şimdiden bir köşede kıs kıs gülüyorum. Cuma günü acil servislere kaç kulak getirilecek bakalım. Yandaki velede baktıkça yüreğim burkuluyor yahu.. Şu not defterini bir kez daha mı gözden geçirseydim ne?